Tahterevalli…

- Yalanı daha da büyütüyorlar. Yol yaptık, tünel yaptık, köprü yaptık artık demode oldu. “Bunlar gelirse yaptığımız yolları, köprüleri tünelleri balyozlarla parçalayacaklar” diyorlar. Bir başkası 1992 yılında açılan üniversite için “Isparta’ya üniversiteyi kim getirdi, biz getirdik biz” diyebiliyor, ardından tüm itiraflarını yalanlayarak “Allaha şükür hiç kandırılmadık, hiç aldatılmadık” diye bağırıyor.

- Gülüyorum ama halk alkışlıyor.

- Kalabalıklar küçüldükçe hırçınlaşıyorlar. Beyannamelerini okudum, gülmekten beter oldum. Artık yapacak bir şey kalmadığını bile bile sayfalar dolusu vaatler yağdırıyorlar. Oysa yol tükendi. Kasada beş para olsun kalmadı. Bu yüzden gerginler. İnşaatlar bile durdu. Faiz meselesi ortalık çengisine döndü. Döviz kurları bunların aklıyla alay ediyor. Bir de halen demokrasi, adalet filan demiyorlar mı en çok ona gülüyorum.

- Diğerlerini de okudun mu ağabey?

- İlgilendiklerimi evet. Üstlerine saatlerce konuşabiliriz ama anlayamadığım bitirilmiş bir düzenin nasıl restore edileceği bahsidir. 

- Tamirci arkadaşlar mı var?

- Var tabii. Patlayan lastik olsa ya da motorda bir arıza filan çıksa olmadı su kaynatsa iş kolay. Bunların onarımını yapan binlerce usta var bu memlekette. Siyasete gerek yok ama talan edilerek her şeyi ile bitirilmiş, iç edilmiş bir ülke var ortada. Nasıl olacak bu iş?

- Halka fatura edince işleri kolaylaşır ağabey. Dağ olmuş dış ve iç borçlar için ya gidip uluslararası finans kuruluşları denen kan emicilere teslim olacaksın ya da elde avuçta ne kaldıysa satmak zorunda kalacaksın. Kaldı ki buna hiç güvenmesinler çünkü kalmadı, Şeker Fabrikaları ile taze bitti.

- Laiklik bahsi var mı ağabey ya kültür, sanat, sanatçı?

- Var birer cümle ile. Oysa bütün bu acılar, önce laiklik ayaklar altına alınıp çiğnendiği için yaşanıyor.

Ülkeyi dini esaslara göre şekillendirilmeye kalkışmanın faturasıdır halka kesilen. 

Yoksulluğun, işsizliğin, hırsızlığın sorumlularından, ülkenin talanından, bunca yalandan, adaletsizlikten sorumlu olanlardan hesap sorulacağını halka deklere etme cesareti hiçbirinde yok.

Mavi boncuklar doldurmuşlar ceplerine her kürsüden dağıtıyorlar.

Din cambazlığında ise yarış halindeler.

Biri “dua okumadan kürsüye çıkmam” diyor, öbürü kürsüden dualar okuyor.

“İnşallah, maşallah, Allah’ın izniyle” kelimelerinin geçmediği tek nutuk yok.

- Sizinki daha şenlikli ağabey, vaatler yok, bir programınız var.  Anadolu’nun bir çiçek bahçesi olmasından söz ediyorsunuz. Eşit işe eşit ücret diyorsunuz, emek sömürüsüne son verilecek, herkese iş, aş, barınma, ulaşım ücretsiz olmalı, sanat halk için olmalı diyorsunuz. "Örgütlenin birlikte bu düzeni değiştirelim" diyorsunuz.

- Pazar yerinde, her pazar tezgâhına uğradığım Raşit kardeş “Kiraz bu hafta 10 lira vallahi benim suçum değil” diye bağırıyordu. Beni gördü “yandık ağabey kirazın içine dolar kaçtı” dedi.

- Tüm gıda maddelerine giydirdiler doları, yumurta ve tavuk bile şaşkın. 

Kendi kasalarındaki servetten tek kelime etmeden halka, “dolarlarınızı bozdurun” diye bağırıyor. Yetmiyor sermeyenin borçlarını dolar bazında sabitliyor, işçi direnişlerini yasaklıyor, üniversiteleri bölüyor.

- Düzelir yanı kalmamış bu işin. Üreten aç, tüketen yoksul ama bir avuç asalak mutlu. 

- B. Brecht’in şiiri gibi:

“İyice görüyorum artık düzeni.
Orada, bir avuç insan oturuyor yukarıda,
Aşağıda da birçok kişi.
Ve bağırıyor yukardakiler aşağıya:
'Çıkın buraya gelin ki,
Hepimiz olalım yukarıda.'
Ama iyice gözlediğinde görüyorsun,
Neyin saklı olduğunu
Yukardakilerle, aşağıdakiler arasında.
Bir yol gibi gözüküyor ilk bakışta.
Yol değil ama.
Bir tahta bu.
Ve şimdi görüyorsun açıkça;
Bu bir tahterevalli tahtası.
Bütün düzen bir tahterevalli aslında.
İki ucu birbirine bağımlı.
Yukardakiler durabiliyorlar orada,
Sırf ötekiler durduğundan aşağıda
Ve ancak;
Aşağıdakiler, aşağıda oturduğu sürece
Kalabilirler orada.
Yukarıda olamazlar çünkü
Ötekiler yerlerini bırakıp çıksalar yukarı.
Bu yüzden isterler ki;
Aşağıdakiler sonsuza dek
Hep orada kalsınlar.
Çıkmasınlar yukarı.
Bir de, aşağıda daha çok insan olmalı yukardakilerden.
Yoksa durmaz tahterevalli.
Tahterevalli.”

[email protected]