Niye…

Sabahlara kadar vur patlasın çal oynasın gerdan kırıyorlar, düğünlerin biri bitiyor diğeri başlıyor, TV ekranlarında tam gaz eğlence adıyla salyalar saçılıyor, ama çıkıyor ortaya birileri sanat etkinliklerini, festivalleri iptal ediyor.

Öyle ki galiba tarihinde bir ilk, Cemal Reşit Rey Konser Salonu Ekim ayı programını, Adana Altın Koza Film Festivali seyircili bölümleri, tüm törenleri ve etkinlikleri iptal ettiler.

Darbe dönemlerinde de böyle olurdu.

Önce tiyatroların, sinemaların, operanın balenin, senfonin perdeleri iner, sanat etkinlikleri yasaklanırdı.

Şimdi kendilerini 12 Mart ve 12 Eylül sıkıyönetim komutanlıkların yerine koyan yerel yöneticiler, parti yetkilileri filan var.

Gerekçeleri hazır, ‘şehitlere saygı.’

Bu nasıl iş?

Sanat niye yapılırı bilmeyenler nasıl yerel yönetici, parti genel başkanı, siyasetçi filan yapılır?

Sizler yüreklerimizi sızlatan acıları dindirmenin, sokağa taşan ırkçılığı püskürtmenin, bu kalleş öfkeyi barışa evirmenin, kardeşliği kışkırtmanın yolunun sanat olduğunu nasıl bilmezsiniz?

Bir şiir dizesinin, filmlerin, türkülerin, dünya insanlığının tınılarının, her biri barış için bin alkış olan oyunların, dansların, şarkıların önü kesilince, meydanın yobazın saltanatına bırakıldığı, korku ve yalan duvarının böylece örüldüğü neden bilinmez?

Bir kindar kan döküyor ülke yasa bürünüyor, kimse hesap sormayı düşünmüyor, sanatı susturup ağıtları büyütüyorsun!

Sokaklar faşist naralarla doluyor, cehalet diline küfür, eline taşı sopayı alıyor, sonra siyaset çıkıp üstüne tepindikçe canlar toprağa düşüyor evlere yeni cenazeler geliyor.

Oysa bu kanatılmış yarayı sarıp sarmalayacak,  sağıltacak tek güçtür sanat.

O hiçleştirilmiş, kolu kanadı kırılmış, yüreklerindeki sızıları bile sökülüp atılmış insanları başka türlü nasıl yeniden hayata katmayı düşünüyorsunuz acaba?

Kırılmış parçalanmış, örselenmiş, üstüne kezzap dökülmüş yaşama tutkusunu nasıl dönüştürecek, sevinçlerle insanlığı nasıl tanışık kılacaksınız?

Ülkelerinde kan ve gözyaşı olan insanların yaşadıkları kentlerin sokaklarını, sahnelerini, meydanlarını sanatçılar doldururlar.

Bu tüm insanlık tarihi boyunca böyle oldu. Çünkü bilinir; sanat susturuldukça akıl susar, sevinçler yiter, acı büyür, öfke kinleşir ve kan ile ölümden beslenen kazanır.

Hayır, susmamalı sanat.

Susması gereken ölüm kusan silahlardır.

[email protected]