Kıymetlim…

Hülya Avşar “HDP çatısı altında siyasete gireceğim” demiş!

Şaşırmadım desem yalan olacak.

Başbakan’a olan hayranlığını ‘sizi çok seviyorum’ diyerek, hem de canlı yayında dile getirmiş, oyunu verdiğini-vereceğini söylemişti, ‘Allah sizi başımızdan eksik etmesin’ benzeri saçma-sapan bir cümle kurarak izleyenleri güldürmüştü.

Üstüne yazıldı çizildi, magazinciler ‘Milletvekili olacak’ diye haberler yaptılar.

Şimdi ne oldu nasıl olduysa, “56. yaşıma girdiğimde HDP çatısı altında siyasete gireceğim” diyor!

Sezen Aksu, şarkıları ile sevilen ‘bir minik’ olarak sürdürdüğü yaşamını ‘yetmez ama evet’ ile süsleyince birçok insan şaşırmıştı.

Onun ‘çağdaşlık ve ilericilik gibi değerleri vardı nasıl böyle bir şey yapar, gericiliğin safında yer tutardı’ yazılmadık kalmadı. Küçüğümüz ses çıkarmadan işini yaptı, olup-biten katliamlara, insanlık dramlarına,tecavüzlere, hak gasplarına, adaletsizliğe, hırsızlığa sustu, Haziran Direnişi için ‘gereksiz hezeyanlar’ dedi sonra 269. gününde Berkin Elvan kardeşim uyanmamak üzere uyuyunca serçemiz birden ortaya çıktı!

Şimdi, vicdanından akanları toplumla paylaşacak mı bilinmez ama öyle yaralı bir hazan yaprağı gibi ortalarda salınıp durduğunu ve ilk yağmurlara da yenik düşeceğini kendi de biliyor olmalı.

Orhan Gencebay birilerinin ‘krallık’ payesi verdiği bir müzik adamı olarak, şarkılarında anlattığı yoksulların, mağdurların, itilmişlerin ıstıraplı aşk masallarının tam tersi bir manevrayla siyasi safını gericikten yana tutmuş, RTE için övgüler düzmüş, her fırsatta eline sarılarak, ‘Allah’a dualar’ etmiş, ‘akil’ olmuştu.

17 Aralık, hırsızlık, rüşvet filan gibi para meseleleri kalbini yaralanmış olabilir mi bilinmez ama yakında, ‘isyanım var yalana’ diye acı acı inleyen bir şarkı yaparsa şaşırmamak gerek!

TKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Aydemir Güler’in Enver Aysever’in konuğu olduğu geceyi anımsarsınız.

Aydemir Güler her soruya, ekranlardaki hiçbir siyasi aktöre uymayan yalın, duru ve samimi yanıtlar vermiş, ülkenin haramilerin saltanatına yem olacak kadar sahipsiz olmadığını ve barışı, eşitliği, özgürlüğü, insan olma erdemi, gericiliğin geleceğimiz için kurduğu tuzakları ardı ardına sıralayarak, işçilerin emekçilerin safında olmanın değerini anlatmıştı.

Gece boyu ve sonrası telefonlarım susmadı.

Önce Annem aradı, “Aydemir beyi kutladığımı söyle, yalanları dinlemekten bıkmıştık” dedi sonra kardeşlerim, yeğenlerim ve sanatçı dostlarım aradılar.

Yıllarını tiyatro sahnelerin dervişi gibi yaşayan meslektaşlarım, ressam arkadaşlarım, ülkemin çok iyi bildiği bir heykeltıraş kardeşim, birçok şair, müzisyen, oyun yazarı-yönetmen bir ustam, hayatını yazarak kazanan bir yol arkadaşım ve genç tiyatro yaratıcıları.

Hepsinin yürekleri gülüyordu.

Anlıyorum, gerçek acımasızdır ama insan olana, vicdanı ile hayatını yaşayana, yokluğa, yoksulluğa, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı susmayana.

Söylemem gerekir ki benim için Hülya Afşar’ın, Sezen Aksu’nun, Orhan Gencebay’ın ‘çevir kazı yanmasın’ davranışlarının hiçbir kıymeti yok.

Kıymetli olan, yürekleri gülen geleceğin yaratıcılarıdır.

[email protected]