Karar sizin…

Tarih 10 Mayıs 1933.

Adolf Hitler, ”Materyalizme ve sınıf kavgasına karşı, halkın birliği ve idealist yaşam anlayışı için önce Karl Marx ve Kautsky´nin kitapları ateşe atılmalıdır" der.

Aynı gün yalnız Berlin´de değil, özellikle üniversite ve işçi şehirlerinde meydan ateşleri yakılmaya başlanır.

Böylelikle, Hitler´in ‘ruhuna uymayan’ Alman ve Dünya edebiyatının önde gelen eserleri, “her şeyden ve her yerden” temizlenir!

Yüz binlerce kitap haftalarca süren çılgın eğlenceler(!) eşliğinde ateşlerde yakılır.

Alman faşizmi aynı süreçte müzelere de operasyonlar yapıyor, kendilerinden olmayan her şeyi yıkıyor, yok ediyor, kentlerin sokaklarında, parklarında ve meydanlarındaki heykellere saldırılıp parçalıyor, Opera, Bale, Tiyatro, Senfoni alanındaki sanat merkezleri ya kapatılıyor ya kontrol altına alınıyor, sanatçılar tutuklanıyordu.

Faşizmin insanlığın kültürel kalıtlarına sanat ve sanatçılara yaklaşımına denk düşen onlarca diktatör sayabilirsiniz.

Ancak şimdilerde, Avrupa topraklarında bu tür bir saldırının ‘barbarlık’ olduğu düşüncesi insanlığın ortak kanısı olduğu için, örnekleme yapmakta zorlanabilirsiniz.

Oysa İslam coğrafyası denen topraklarda Hitler’in kültür-sanat-sanatçı düşmanlığının tüm izlerini görebilirsiniz.

‘Kendinden olmayan herkesi ve her şeyi düşman’ gören bu uğurda kelle keserek kan döken mücahitler adeta Alman faşistleri gibiler.

Irak savaşında, önce müzeler talan edilmiş, yüzlerce heykel ve kalıt parçalanmış, yükte hafif pahada ağır ne varsa çalınmış, uluslararası müzayedelerde kan emicilere satılmış, sanatçılar sürülmüş, cezaevlerine atılmış, işkence edilmiş, tüm sanat alanları yasaklanmıştır.

Son günlerde Mezopotamya uygarlıklarının dünü de yok etmeye yeminli olduğu bilinen IŞİD adlı kan emicilerin yaptıkları da ortadadır.

Müzelere balyoz ve iş makineleri ile giriliyor, dualar eşliğinde kalıtlar parçalanıyor, antik kentler ve yaşam alanları top ateşine tutuluyor.

Öte yandan hırsızladıkları değerli eserler ise yine aynı kan emiciler aracılığı ile Avrupa ve Amerika’da satılıyor.

İslam’ın kültürel kalıtlara karşı tahammülsüzlüğü ve düşmanlığı bir ilk değil elbet.

Tarihlerinde ‘put’ diyerek yıkıp yerle bir ettikleri milyonlarca eser, yaktıkları yüz binlerce resim ve kitap var.

Ülkemiz tarihi de bu düşmanlığın binlerce örneği ile doludur.

Saldırılan parçalanan heykeller, yasaklanan resimler, oyunlar, filmler, şarkılar, türküler, kitaplar, tutuklanan yazarlar, çizerler için yüzlerce kanıtlı anlatı yapabiliriz.

Diyeceğim o ki; İslam’ın sanat ve sanatçı düşmanlığı ile Hitler faşizminin sanat ve sanatçı düşmanlığı tarihsel bir örtüşme yaşıyor.

Şimdilerde, düşmanlık yarışına soyunan MHP’nin ‘bu alanda biz de varız’ diye höykürerek ortaya çıkması ise hiç şaşırtıcı değildir.

Elbette Hitler’in izini sürmek asıl onlara düşer.

Sanat alanlarının örgütlü-örgütsüz tüm yaratıcıları, hepinize bir kez daha söylemek isterim; Görülüyor ki, bizler sustukça sıranın kime geleceği artık belli değildir.

Ya meydana çıkar faşizmi yere çalarız ya da yeni bir baharı beklemeye başlarız.

Karar sizin.

[email protected]