Kadıköy-Taksim...

Elbette Beşiktaşlıyım hem de Çarşı’lı ama Fenerbahçe’yi kutlarım.

Fazlası var, stadyumu dolduran kadın ve çocuk taraftarların, 34. dakika da “Ali İsmail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz” diye hep bir ağızdan haykırdıkları için alkışlayarak kutlarım.

Halkımız, aynı duyguyla aynı şeyleri birlikte söylemeyi seviyor.

Bu galiba Haziran Direnişi’nden ülkeme kalan en güzel miraslardan biri!

Varsın birilerini çok kızdırsın, korkutsun artık taraftar tezahüratları ‘siyasal bir kimlik’ kazanma yolundadır ve görünen odur ki artarak sürecektir.

Maç günü oyunum vardı, sahnemiz Moda’da oyun öncesi ve sonrası gördüklerimden de mutlandım.

Taraftarların ellerindeki bayraklarda, flamalarda politik göndermeler yer alıyordu.

“Bu AKP’nin birinci yenilgisi” pankartı ise işin doruğu!

Gece Cadde, Bahariye, İskele binlerce insanla doldu taştı ve tüm tezahüratlar AKP karşıtıydı.

‘Fenerbahçeliyim’ diyen diktatörü düşündükçe acıdım.

Yazık adama, bu kadar da olmaz ki!

1 Mayıs için Taksim Meydanı’nı düşman meydanıymış gibi işgal eden, Taksim’e çıkan sokakları, caddeleri, çevresindeki mahallelerin meydana çıkış yollarını bile demir bariyerlerle ören AKP, böylelikle ilk tokadı Kadıköy de yemiş olsa gerek.

Herhalde Taksim Taksim olalı üstünde bu kadar demir yığını görmemiştir!

Bu nasıl zulüm?

Dört yanı beton olan dünyanın hiçbir ülkesinde göremeyeceğiniz bu çirkinlik resmen eziyet çekiyor.

Acılar içinde kıvrandırılan AKM, on kişi bile eylem çağrısı yapsa hemen kapatılan Gezi Parkı, yağmurlarda gölet olan alt geçit rezaleti ile bir gudubet.

Bariyerler, polis eşliğinde Büyükşehir Belediyesi’nin kamyonlarıyla Belediye işçileri tarafından taşınıyor.

Müthiş uyumlu bir ekip, ne yapacaklarını biliyorlar!

Anlaşılıyor ki birilerini korku bürümüş.

Ama faydası yok.

Hem Fenerbahçe şampiyon oldu hem onurlu insanlık 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkacak.

[email protected]