Ciddiyetsiz…

Kültür Bakanlığı, Atatürk Kültür Merkezi için sponsorlar arıyormuş, parayı bulunca onarımı yapacakmış, 2013'te binayı hizmete açacakmış!

Masal gibi.

Beyefendinin açıklamasından bakanlığın kasasında AKM için beş kuruş olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu nasıl iştir, nasıl hükümet etmektir, nasıl devlet yönetmektir?

Üç yıldır hayalet binaya dönüşmesi için beklenen ve sanat örgütlerini, “aslına uygun ve koruma kurulu kararları doğrultusunda tadilat yapılabilir” dedikleri ve bunu mahkeme kararıyla onaylattıkları için nerdeyse 'hain' ilan eden zihniyet, şimdi de dilenciliğe mi çıkmıştır?

Madem beş kuruş paranız yoktu, var olan binayı yıkıp yerine “AVM ve Salon” nasıl dikecektiniz?

Peşkeş mi çekecektiniz?

Evet, öyle yapacaktınız.

Verecektiniz bir yandaş inşaat şirketine ve oradan bir çirkinlik abidesinin yükselmesini sağlayıp, 'buyurun işte' diyecektiniz!

'Tabanlıoğlu Mimarlık' ile yaptığınız tüm perde gerisi anlaşmalar, bunun göstergesiydi.

Ama olmadı olamadı, oyun bozuldu.

Oyun bozulunca, yani rant ve o rantın oluşturacağı pay ortadan kalkınca, nasıl çıldırdığınızı bizler çok iyi anımsıyoruz!

Fazla değil, yapımından tam iki ay sonra, damları akan salonun açılışlarında, ardınıza taktığınız el-etek öpücülerinizle birlikte küfürler-hakaretler-tehditler ettiniz.

Peki, 2010 Ajansı denen ve İstanbul kentine tek çivi bile çakmadan binlerce lirayı har vurup harman savuranların bütçesinden AKM için ayrılan 75 Milyon Türk Lirası'na ne oldu?

Nerde o para, kimin cebinde?

Ajans parayı iade mi etti, eğer öyleyse hangi fonda duruyor?

Yoksa adres yine Başbakanlık mı?

Öyle ya bir gece yarısı kurulan ve “her tür denetimden muaf olan” 2010 Ajans'ı üstünde, “söz sahibi tek kurum” vardı o da Başbakanlık.

Ne yaptı peki Başbakanlık bu parayı?

1999 deprem paraları gibi 'yollara' mı gitti, yoksa ülkede diz boyu yoksulluk yaşanırken Somali'ye, Libya'ya ya da Suriye'deki çetelere mi aktarıldı?

Bilmek istiyorum.

Deprem demişken, Van için toplanan yardım paraları da Başbakanlığın oluşturduğu bir fonda tutuluyor.

Deprem, yaşanan kara kış koşullarıyla can üstüne can alıyor, insanlarımız, çocuklarımız donarak-yanarak, hastalıklarla boğuşarak yok oluyor, paralar ise fonda tutuluyor.

Neden?

Çünkü akıl aynı akıl.

AKM için “Bana ne, ne yaparsanız yapın diyen” Başbakanlık, seçim projesi olan 'Taksim Çevre Düzenlemesi' için parayı nerden buluyor peki?

Yoksa Haydarpaşa gibi bu meydan da satılık mı?

İyi para eder!

Satarsınız ve kasanızdan tek kuruş para çıkmadan hem yandaşlarınızı doyurursunuz hem soyunuzu-sopunuzu!

Adınız tarihe geçer.

Görülüyor ki, ortada yargı kararları bile oluşmuş olsa, Taksim betona teslim edilecek.

Gezi Parkı'nda AVM ve otopark uğruna ağaçlar kesilip, taş duvarlardan bir gudubet dikilecek.

Adı, Topçu Kışlası.

Ne gerek var buna?

Hani o alan Taksim ve çevresinde yaşayan yurttaşlar için olası bir 'depremde toplanma' alanıydı, ne oldu deprem yalan mı oldu?

Yurttaşlarım bilsinler Yeni Taksim 'beton, dehliz ve duvar' demek olacak ve alan her tür sanatsal etkinliğe, mitinglere- eylemlere kapatılacak.

Tepesine kondurulacak taş yığınıyla da olası bir depremde insanlarımız betona gömülecek!

Aylarca sürecek inşaat sırasındaysa, Taksim Meydanı'nın orta yerindeki AKM için halen para dilenciliği yapılıyor olacak!

Bunun adı ciddiyetsizlik, samimiyetsizlik ve sanat düşmanlığı değilse nedir?

Madem böyle bir düzenleme yapıyorsunuz, AKM'nin tadilatını neden buna dâhil etmiyorsunuz?

İşinize gelmeyen nedir?

Yargı kararları mı canınızı sıkıyor?

Sizin için hiç zor olmasa gerek, değiştirin gitsin.

Koruma kurulu kararları mı elinizi -kolunuzu bağlıyor?

Atın çöpe.

Ne duruyorsunuz?

Ama biliyorsunuz ki bu kez çarptığınız duvar, ülke sanatçılarının, sanat örgütlerinin ve kentine sahip çıkan yurttaşların birlikte ördüğü bir duvardır.

Bu yüzden işiniz hiç kolay değil.

Artık şunu anlamalısınız, Cumhuriyet'in anıt yapılarından biri olan AKM, rant için uygun değil.

Oradan size ekmek yok.

Bırakın devlet adına para dilenciliğini ve bir kamu malını, kamu bütçesiyle, koruma kurulu ve mahkeme kararı doğrultusunda onarıp, gerçek sahibi olan İstanbul halkına ve sanatçılara teslim edin.

Fena mı, başınız göğe erişir!

[email protected]