Beş kala…

Her şeyi ses kayıtlarına havale ederek başımızdaki beladan kurtulabileceğimizi sananlar bugün itibariyle yanılacaklar!

Birincisi yüzsüz yüzsüzlüğüne devam edeceğinin tüm işaretleri vermiştir.

İkincisi bu kayıtlar yüzsüzün destekçileri durumundakiler için ‘fasa fisodur’. Ortaya bütün kirli çamaşırlar dökülse, yatak odalarından görüntüler, çalınan paraların filmleri, iç etmenin belgeleri de yayınlansa inanmayacaklar.

Onlar için Padişah ne diyorsa o.

Tapınma boyutunda ‘körü körüne inanmayı insanlık tarihi çok yaşadı’ deyip geçmişe gitmeye gerek yok, şu an benim ülkemde yaşanıyor.

Toplanan kalabalıklara istediğimiz kadar ‘taşınma’ diyelim, gericilik bu seçimlerde adeta ortaya fırlatılmıştır.

Bırakın yakın illerin bu mitinglerde bir araya gelmelerini, bütün mitinglere katılanlar aynı insanlar olsalar da bu gerçek değişmez.

Padişah kendini doğurup ortaya çıkaran gericilik damarına tutunmuştur ve bu damarda onu yalnız bırakmamaya kararlıdır.

Meseleye meydanlardan bir kişi hepimize küfrediyor, aşağıdakiler de ona inanıyor diye bakarsanız yanılırsınız.

Kentlerin çeperlerinden cübbeli-takkeli-fesli-kara çarşaflı insanlar meydanlara çıkıyorlar.

Cumhuriyet’i yenmiş olmanın zaferini de sonuna kadar yaşamak istiyorlar.

Güvenlerini yitirenler ise gergin.

Oynadığım oyunlarla yakın uzak illere turnelere gidiyor, görüyorum herkes bir kıvılcım bekliyor gibi.

Halkın sabrı tükenmiş.

Meselenin sandığa havale edilmesine, miting kürsülerinden-televizyonlardan her gün kendisine hakaret edilmesine, basiretsizliğe küfürbaz olmuş.

Her yerde siyaset konuşulan çok seçim anımsıyorum ama bu denli her yerde hırsızlık-soygun-yalan-iftira-düşmanlık-hakaret konuşulduğunu hiç anımsamıyorum.

İşsizlik ve ‘iç savaş’ kâbusu ise geleceklerini karartmış.

Mahalle bakkallarındaki ‘borç defterleri kabarmış, insanlar sofralarına gelen ekmeklerini bile bu defterlere yazdırıyorlar!

Yoksulluk ve çaresizlik umutsuzca büyüyor.

Ele geçirilen sistemin bir parçası olmaktan gurur duyanlar ve buna itiraz edip isyan edenlerin arasındaki makas açılıyor.

‘Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete’ günlerindeyiz.

Buradan çıkışın 30 Mart’ı adres göstermekten geçmediğini ise aynı gece anlamış olacağız.

1 Nisan ise gerçek anlamıyla ‘şaka günü’ olursa şaşırmamak gerek.

[email protected].