Barış mı?

Ülkeme AKP tarafından giydirilecek olan ‘deli gömleği’ için 5 Nisan son gün imiş!

Aceleleri var.

Nedeni açık.

Hazır ortalık karışık, hazır her kafadan bir sestir çıkıyor, hazır millet barış diye ortaya saçılan bir yalanın peşine kolayca takıldı oradan oraya savrulup duruyor o zaman yangından malı kaçırmak, Anayasa bahsini halletmek gerek!

Birileri ile uzlaşmaya-anlaşmaya filan da gerek yok, nasıl olsa İmralı ile mesele halledildi!

On yıldır yaşadık gördük AKP için her şeyin bir oluru var.

İmralı ile birlikte Referandum ’un yolunu açar, işi kökünden hallederiz diye düşünüyor olabilirler mi?

Neden olmasın.

Newroz günü Sırrı Süreyya’nın okuduğu mesajda birçok şey netti.

“Bin yıllık İslam kardeşliği, Çanakkale’de birlikte savaştık-Cumhuriyet’i omuz omuza birlikte kurduk-İslam birliği.”

Sırrı metni okurken dostlarımla birbirimize bakakalmıştık!

-AKP ‘mi yazmış mesajı, Öcalan mı?

-Ulan hani bu adam bir zamanlar Sosyalizm filan diyordu, ne olmuş ermiş mi?

-Bir de Fetoya selam bahsi var ki üff.

Dağlara-ovalara-bayırlara-çayırlara şenlik!

-Ne bu şimdi, bu ülkenin emekçilerine, işçilerine, çalışanlarına, yoksullarına dair niye tek kelime yok?

Metnin üstüne yazıldı-çizildi-nutuklar atıldı- Televizyon ekranlarında atanmış tartışmacılarca cılkı çıkarıldı ama nedense bir sonuca varılamadı!

Taraflardan biri “Anayasal güvence olmadan çekilme olmaz” dedi diğeri ise “Bu işe Anayasayı karıştırmayız ne yapılacaksa biz yaparız” dedi.

Anında Kandil dağından homurtular yükseldi.

Sonra olan oldu ve gericilik gerçek yüzünü gösteriverdi!

Birden bire Roboski katliamı AKP oyları ile aklanıverdi.

Canları kana bulanmış yurttaşlar ayağa kalktı.

Ada-dağ-ova-bayır- çayır sustu.

AKP sustu.

Dört gün sonra Roboski için ‘en önemli fail’ olduğu söylenen Padişah konuştu "Yanı başımızda gençler ölürken, yanı başımızda gencecik fidanların kanı toprağa akarken, hangi vicdan sahibi insan, çıkar hesabı, oy hesabı, para pul hesabı, iktidar ve güç hesabı yapabilir? Ben her zaman ifade ettim. Askerimin, polisimin, korucumun, tek bir vatandaşımın tek bir kılına zarar gelmesindense, tek damla kanın toprağa akmasındansa, bir tek çocuğumuzun babasız kalmasındansa, her şeyimizi feda etmeye, evet serimden dahi geçmeye hazırım.”

Yukarıdaki sözler ekranlardan üstümüze taşarken, kaç yurttaş Roboski’de katledilen 34 çocuğu anımsadı, kaç yurttaş anaların, kardeşlerin sesine kulak verdi, kaç yurttaş vicdan hesabı yaptı?

Bilinmez.

Bilinse ne olur, adamın kan-can-vicdan umurunda mı?

‘Bu süreç öyle ya da böyle halledilecek, gereken yapılacak ve Anayasa için bulunan ‘yeni müttefik’ ile yola devam edilip anlaşma gerçekleştirilecek.’

İmralı’nın İslami referansları yeni Anayasa’nın asıl kaynağı olduğuna göre ve Başkanlık sisteminin olabilirliği konusunda bir hemfikirlik ortalarda dolaştığına göre de sorun olmasa gerek!

Peki, buradan barış çıkacağını, eşitlikçi-özgürlükçü bir Anayasaya kavuşulacağını düşünenler var mı?

Sürüsüne bereket!

Anlamadıkları ve bir türlü anlamak istemedikleri ise, AKP gericiliğinin geleceğini garanti altına alacak olan bu deli gömleğini ülkenin giymeyeceği gerçeğidir.

Bunu anlamak için de kırk takla atmaya gerek yok, insan olmak yeter.

[email protected]