CHP'nin Alevi vaadi

Kasetlerden kalkan toz duman arasında CHP'nin Alevilere dönük son söylediği dikkat çekmemiş olabilir. Hoş, aslında dikkat çekecek bir yanı da yoktu. CHP'nin sıradan, vasat sözlerinden birini daha Gürsel Tekin dile getirmiş oldu.

Vaat cemevlerine ibadethane statüsünün verilmesi. Bu talep Alevilerin de vasatını yansıtmaktadır. Sıradan ve vasatın sağduyuyu temsil ettiği sanılır genellikle. Oysa çoğunlukla yanlışın ürediği yer tam da orasıdır. Alevilerin başta gelen talepleri arasında cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi yanlış ve geri bir taleptir.

Cemevi Alevi toplumunun çok sayıda ileri, komünal, dayanışmacı, sanatsal, eğlendirici, sosyalleştirici kültürel özelliğine ev sahipliği yapar. Bu kültürel özelliklerden biri de kuşkusuz ibadettir. Ancak cemevinin ibadethaneye indirgenmesi “artık” mümkün değildir.

Eskiden mümkün olup olmadığının tartışılması mümkün, ancak benim açımdan burada gereksiz. Aleviliğin yakın tarihi Türkiye emekçilerinin ve sol hareketinin tarihiyle ciddi örtüşmeler içerir ve modern işçi sınıfı hareketi ile sol ideoloji ve siyasetin etkisinden ayrıştırılarak ele alınamaz. 1960'lardan bu yana Alevilik, çok uzun zamandır çekildiği dağ köylerinden çıkıp kapitalist kentlere akmıştır. Bu akış sırasında işçi sınıfı ve solla girdiği etkileşim Aleviliğin halkçı, dayanışmacı, laik, eşitlikçi, özgürlükçü değerlerini besledi ve öne çıkarttı. Eski komünal, direnişçi ve dinsel karakterden çağdaş ilericiliğe köprü kuruluyor, Alevilik Türkiye solunun en önemli toplumsal beslenme kanallarından biri olarak şekillenmeye başlıyordu.

İlericilik köprüsünde sosyalist aydınların emeği öne çıkıyorsa bu bir rastlantı değildir. Pir Sultan geleneğinin 20. yüzyılda en fazla sosyalizme benzediği açıktır. Bu geleneğin yeniden üretilmesine sosyalistlerin omuz vermesi de bir o kadar doğaldır.

Tersinden, faşizmin anti-komünist duyularının sünni islamın kızılbaş düşmanlığıyla iç içe girip harmanlanması da rastlantı olmamıştır. 1980 darbesinin hazırlıkları, üniversiteli devrimci gençliğe ve grevdeki işçiye yönelik saldırılarla başlamış, Alevi katliamlarıyla hızlandırılmıştır.
Köydeki cemevinin, kentte -geleneksel ama az sayıdaki Bektaşi tekkesinin dışında- dernek lokali biçiminde yayılması solun etkisinin en açık belirtilerinden biridir. Cemevi kentte halkçı bir kültürel buluşma mekanı olarak şekillenmiştir.

Bu mekanın islam mezhebi başlığının altında anlamlandırılması yeni bir olgudur ve solun yüklediği anlamın zayıf düşmesiyle doğrudan ilgilidir.
AKP'nin Alevi açılımı eşit haklara sahip mezheplerin buluşması anlamında bir tür demokratikleşme değildi. AKP, Aleviliğin asimilasyon yoluna sokulmasını hedeflemiştir. Aleviliğin önce dinselleştirilmesi ve halkçı bir kültür olmaktan çıkartılıp bir İslam mezhebi haline getirilmesi, asimilasyon yoluna sokulmanın neredeyse önkoşuludur. AKP'nin yapmak istediği bu olmuştur. Alevi kitlelerin gösterdiği direncin doğrudan doğruya operasyonun içeriğine karşı çıkış anlamına geldiği söylenemez. Aleviler esasen tünelin içinden gelen asimilasyon kokusunu almışlar, bir de dinci gericiliğin zorunlu din dersi, Diyanet kaynakları gibi mevzilerinden geri çekilmek istememesine tepki göstermişlerdir. Dolayısıyla son söz söylenmiş olmaktan çok uzak.

Sol Alevilerin ve başkalarının inanç, ibadet özgürlüklerini savunurken toplumun dinselleşmesine karşı çıkmak durumundadır. Herhangi bir toplumsal kesimin ve bu arada Alevilerin dinsel bir sekt olarak yapılandırılmasına ve iç örgütlenmesinin dinselleştirilmesine karşı çıkar. Somut olarak cemevinin önünde gizli ibadethane-legal ibadethane diye özetlenecek bir tarihsel ikilem yoktur. Cemevinin bir siyasi ve kültürel dernek, bir sosyal ve kültürel mekan olduğu sayısız örnek son 50 yıla damga vurmuştur. Solun uzattığı ele tutunan ve konser salonu, tiyatro sahnesi, sergi salonu, okuma odası, kütüphane, etüt merkezi, konferans salonu, sohbet odası, dans salonu, dayanışma evi, mahalleli buluşma noktası, aşevi olabilen cemevinin ibadethaneye indirgenmesi açık bir gerileme anlamı taşır. Bu halkçı ve ilerici işlevlerin ibadethaneye sığması mümkün değildir. İbadetheneye sıkıştırıldığında diğer yönleri ayazda kalacak bir Alevilik, asimilasyona karşı savunmasız da kalır. Çağdaş Alevilik bu vasat demagojiyi reddedecektir.