TKP'den çağrı: Ekonomi yalanlarına kanmayın, krize karşı ayağa kalkın

Türkiye Komünist Partisi, TL'nin gün geçtikçe erimesi, krizin faturasının emekçi halka ödetilmek istenmesi ve halkın her geçen dakika daha da yoksullaşmasına ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, 'Ekonomi yalanlarına kanmayın, krize karşı ayağa kalkın' çağrısı yer alırken, 'Mevcut düzen Türkiye’yi uçuruma sürüklemektedir. Bu nedenle Bu Düzen Değişmelidir. Düzen değişikliği…

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi (TKP), TL'nin her geçen dakika artan değer kaybı ve halkın giderek daha da yoksullaşmasına ilişkin bir açıklama yayımladı.

Bu gelişmelerin halka fatura edilmesine karşı TKP'nin bütün olanaklarıyla mücadele edeceğinin vurgulandığı açıklamada, "Mevcut düzen Türkiye’yi uçuruma sürüklemektedir. Bu nedenle Bu Düzen Değişmelidir. Düzen değişikliği için harekete geçmek tek çıkış yoludur. TKP bunun bir adımı olarak emekçi halkımızı 24 Haziran’da Bu Düzen Değişmeli diyen Bağımsız Milletvekili adaylarını desteklemeye çağırmaktadır" denildi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

EKONOMİ YALANLARINA KANMAYIN
KRİZE KARŞI AYAĞA KALKIN

Türkiye 24 Haziran seçimlerine yaklaşırken Türk Lirası her gün değer kaybediyor. Bu değer kaybı her şeyden önce halkın daha fazla yoksullaşması anlamına geldiği için kötü, çok kötü bir gelişmedir. Türkiye Komünist Partisi bu kötü gelişmenin faturasının emekçilere çıkartılmaması için bütün olanaklarıyla mücadele ederken Türkiye ekonomisinin durumuna ilişkin bazı konulara açıklık getirme ihtiyacı duymaktadır.

1. Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, ekonomideki kötü gidişin bir nedeni değil bir sonucudur.

2. Türkiye ekonomisi “borçlanma” ile kaynak yaratma, işçi ücretlerini bastırma ve kamu kaynaklarının yağmalanması üzerine kurulu “büyüme” politikasının sonuna gelmiştir. Türkiye ekonomisinin sorunları sermaye düzeninin kendisinden kaynaklanmaktadır. 

3. Ekonomik krizler, kapitalizmin doğasından kaynaklanmaktadır. Türkiye bir kapitalist ülke olarak krizden kaçamaz.

4. Türkiye ekonomisinin sorunlarının tek başına Erdoğan’ın faiz inadından kaynaklandığını düşünmek saçmadır. Türkiye ekonomisi faiz artırımı ile düzlüğe çıkamaz. 

5. Merkez Bankası’nın özerkliğini talep etmek de yüz kızartıcı bir tutumdur. Merkez Bankası’nın özerkliği demek, ülke ekonomisinin tamamen uluslararası piyasaların denetiminde olmasını istemek demektir. Böyle bir talep işbirlikçilere, Amerikancılara, liberallere yakışır.

6. Burada sorun Merkez Bankası’nın siyasi iktidara bağlı olması değil, bizzat siyasi iktidarın kendisidir. Erdoğan uluslararası tekellere hizmet etmek üzere kurulmuş bir iktidarın temsilcisidir ve şimdi ona yüklenen görevi yerine getirmekte zorlanmaktadır.

7. Türkiye ekonomisine şirketlerin, patronların gözüyle bakılamaz. Son tahlilde bizi ilgilendiren halkın durumudur. Halkımız kârlarına kâr katan şirketlerin borçlarını, kredi bataklarını ödemek zorunda değildir.

8. Türkiye başka birçok ülkede yaşanan büyük yıkıma doğru gitmektedir. Eğer halk “bu düzene yeter artık” diyerek ayağa kalkmazsa, patronların iktidarını değiştirmek için harekete geçmezse, krizin faturasını biz ödemeyeceğiz demezse patronlar krizi fırsata çevirir ve emekçi halkın lokması daha da küçülür.

9. Türkiye yerli ve yabancı sermayenin çiftliği değildir. Türkiye ekonomisini, ayağa kaldıracak şey, bankaların, büyük işletmelerin derhal devletleştirilmesidir. Bunun için halkçı, devrimci, emekten yana bir siyasi iktidarın kurulması yeterlidir.

10. Önümüzdeki seçimlerin sonrasında 25 Haziran günü hangi düzen partisi iktidar olursa olsun yaşanan kriz gerekçe gösterilerek emekçilerin önüne konulacak acı reçeteyi, bu krizin sorumlusu patronların ödemesi için sosyalist seçeneğin güçlenmesi gerekmektedir.

11. Mevcut düzen Türkiye’yi uçuruma sürüklemektedir. Bu nedenle Bu Düzen Değişmelidir. Düzen değişikliği için harekete geçmek tek çıkış yoludur. TKP bunun bir adımı olarak emekçi halkımızı 24 Haziran’da Bu Düzen Değişmeli diyen Bağımsız Milletvekili adaylarını desteklemeye çağırmaktadır.