Sümeyye Erdoğan ders verirse: Kadına az miras verilmesi normal

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, " Niye erkek çocuğa daha çok, neden kız çocuğa daha az miras düşüyor denir. Ama bunu incelediğimizde erkeğe evi geçindirme sorumluluğu verilirken kadına böyle bir sorumluluk verilmediğini, doğal olarak erkeğe daha çok miras düşmesinin normal, hakkaniyetli ve adil bir durum haline geldiğini görürüz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı ve KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan, AKP Brüksel Siyaset Akademisi'nde "Dünyada Müslüman kadın algısı ve eşitlik mücadelesi" konulu ders verdi.

KADEM olarak feminizm hareketlerinin daha çok öne çıkardığı cinsiyet eşitliği yerine, cinsiyet adaletini savundukları için eleştiriler aldıklarını belirten Erdoğan, "Tek hareket noktamız eşitlikse pozitif ayrımcılıkları istemek hakkımız olmaz. Ama adaletli davranmak söz konusuysa pozitif ayrımcılıkları istemek hakkınız oluyor. Adalet kavramına karşı tepkiselliğin aslında ciddi bir dayanağının olmadığını görüyoruz. Çünkü adalet dediğimiz şey eşitliğin tüm kazanımlarını korumakla kalmıyor, eşitliğin boşlukta bıraktığı alanları doldurma gibi de bir iddia taşıyor. Dolayısıyla adalet, kadını daha iyi bir noktaya taşıyan bakış açısı oluyor" dedi.

Bazı Müslüman ülkelerdeki cinsiyet adaletsizliği olarak yorumlanabilecek uygulamalar nedeniyle İslam'ın eleştirilmesinin doğru olmadığını ifade eden Sümeyye Erdoğan, şunları belirtti:

"Ne yazık ki bazı ataerkil yorumlar nedeniyle zamanla İslam toplumlarında bazı adaletsiz uygulamalar yerleşik hale gelmiş. Bu da feministler için bir din yorumu olarak kabullenilmiş. Oysa bunlar çarpıtılmış anlayışlardır ve İslam'da itaat cinsiyete değil prensiplere dayalıdır."

"Dini bir otorite değilim ama ne zaman hocalarla karşılaşsak bu soruları soruyoruz ve dini kaynaklara elimizden geldiğince bakıyoruz" diyen Sümeyye Erdoğan, İslam'ın referanslarında kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan yarımlar olarak nitelendiğini ve bunlar arasında adaletin öne çıkardığını anlattı.

KADEM Başkan Yardımcısı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Feminist bakış açısında kültürel olarak kadına evi, erkeğe de dışarıyı veren rol dağılımının dinden kaynaklandığı söylenir. Böyle tutunabildikleri birkaç hadisi ve ayeti alarak kendilerini desteklemeye çalışırlar. Kadının yaşadığı mağduriyetlerin sorumlusu olarak dini göstermeye çalışırlar. Halbuki toplumsal rol anlamında dinen net olarak belirlenmiş tek sorumluluk erkeğin evi geçindirme, eşinin ve çocuklarının rızkını temin etme sorumluluğudur. Yani fıkhi olarak kadının çalışıp çalışmamasıyla ilgili hiçbir hüküm yoktur. Kadın bu konuda özgürdür, seçme hakkına sahiptir. kocasının babasının iznine gerek yoktur.

Hazreti Peygamber döneminde kadının ne kadar saygın bir yeri olduğunu, kadınların ne kadar bağımsız ve özgüvenle hareket ettiklerini, Peygamber Efendimiz ile bile nasıl özgüvenli şekilde konuşabildiklerini, ondan duyduklarının hikmetini sorgulayabildiklerini birçok hadisten görebiliyoruz. Fakat maalesef bu tür hadisleri ne ataerkil din yorumcuları ne de feministler pek görmüyorlar. Peygamberimiz döneminde kadın mescidin bir parçası, Hz. Hatice'den biliyoruz ki ticaret hayatının aktif bir unsuru ve fıkhı en iyi bilen kadın olarak nitelenen Hz. Ayşe'den biliyoruz ki ilim dünyasının bir parçasıdır. Burada kadın ve erkeğin birbirlerinin tamamlayıcısı ve bütünleyicisi olduklarını görürüz."

"Kadına az miras verilmesi normal"
İslam'da ilk bakışta eşitlik açısından sıkça eleştirilen bazı uygulamaların temeline inildiğinde adalet ve hakkaniyetin mevcudiyetinin fark edildiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mesela bu miras konusu sık sık gündeme getirilir. Niye erkek çocuğa daha çok, neden kız çocuğa daha az miras düşüyor denir. Ama bunu incelediğimizde erkeğe evi geçindirme sorumluluğu verilirken kadına böyle bir sorumluluk verilmediğini, doğal olarak erkeğe daha çok miras düşmesinin normal, hakkaniyetli ve adil bir durum haline geldiğini görürüz. Mesela evli kadın ve erkek ikisi de çalışabilir ama bu halde bile erkek mutlaka kazandığından eşine vermek zorunda ama kadın gelirini nasıl harcayacağına kendisi karar verir."

Erdoğan, "Özgüvensiz olmamız için hiçbir sebep yok. Çünkü kadını ezen uygulamalar diye dünya tarihine baktığınızda en çok Batı ülkelerini görüyorsunuz. İslam'ın hakim olduğu ülkeleri görmüyorsunuz. Günümüzde bazı durumlarda İslam ülkelerindeki uygulamaların kadını daha mağdur edici sonuçlar doğurduğuna bakarak özgüveninizin yitirtilmesine asla izin vermeyin" diye konuştu.

Sümeyye Erdoğan, "Batı kültüründen beslenen cinsiyet eşitliği söylem de bunu kabul etmese dahi standart, tek tip bir kadın erkek dünyası öngörürken cinsiyet adaleti denge, insaf ve hakkaniyet gibi kavramları tedavüle sokar. Dil düşüncenin evidir. Bu nedenle kullandığımız, zihnimizi adeta kiraya verdiğimiz kavramlar ve ifadeler üzerinde biraz düşünmeli, bu kavramları sorgulamalıyız" değerlendirmesini yaptı.