soL dergisinin yeni sayısı çıktı: Halka yalan söylemek suçtur!

soL dergisinin yeni sayısı "AKP ve borazanları hesap verecek, Halka yalan söylemek suçtur!" kapağıyla çıktı.

Günlük gazete deneyiminin ardından haftalık dergi olarak okurlarıyla buluşmaya devam eden soL, yeniden günlük basılı yayıncılığa döneceğini dün ilan etmişti.

15 Nisan'da yayın hayatına başlayacak günlük soL öncesi, soL dergisinin 32. sayısı çıktı. "Halka yalan söylemek suçtur!" diyen soL, AKP'nin yalanlarla karılı harcını kapağına taşıdı. Dopdolu bir içerikle çıkan soL dergisinde bu hafta yer alan haberlerden bazıları şöyle:

AKP'NİN AMPÜLÜ YALANLA YANIYOR

AKP’nin harcı yalanla karıldı. Kurduğu düzenin de öyle... Bugünlerde bu bir kez daha ortaya çıkıyor. Artık kendileri bile itiraf noktasına geldiler. Tıpkı iktidarları gibi, yalanları da bir bir dökülüyor: Kabataş, Arınç ve Erdoğan suikasti, Türkan Saylan, Balyoz ve daha niceleri... Kabataş hikâyesi, AKP’nin bulduğu en fantastik yalan olarak hâlâ liderliğini sürdürse de, 13 yıllık iktidar süresince ortaya atılanlardan sadece bir tanesi. Ali Ufuk Arikan'ın AKP yalanlarını anlatan haberi soL'da.

KABATAŞ MIZIKACILARININ 'RESMİ' GAZETECİLİĞİ

Medya tarihimizde görülmemiş bir biçimde bir grup gazeteci, işgal ettikleri köşelerden, 5 Mart’ta “Diliniz kaba, vicdanınız taş” başlığıyla yorumlar kaleme aldı. Bu durumu artık yandaş kelimesi bile tanımlayamıyor... Ülke tarihinin gelmiş geçmiş en büyük yalanlarından biri olduğu ortaya çıkan, “Kabataş’ta üstleri çıplak, deri giyimli 70 erkeğin tacizine uğrayan türbanlı kadın” palavrasının uydurucuları, yalanın ortaya çıkmasından sonra bile, büyük bir pişkinlikle iddialarını sürdürmeye devam ediyor. 

ERDOĞAN'DAN 'ŞAH BENİM' HAMLESİ

Fidan’ın geri adım atarak tekrar MİT müsteşarlığına dönmesi, Gül’ün aday olmayacağını açıklaması, Suudi Arabistan ziyareti ve Musul operasyonu tartışmaları, Erdoğan’ın muhtemel krizi bir süre daha ertelediğini gösteriyor. Seçimler yaklaştıkça, Türkiye siyasetinin nabzı hızlanıyor, paralel olarak da egemen blok içi tartışmalar hararetleniyor. Geçtiğimiz hafta iktidar partisi AKP -daha çok da Erdoğan- için iç ve dış siyasette kırılma tehdidi taşıyan bir dizi fay hattında önemli gelişmeler yaşandı.. 

GÜNLÜK SOL GELİYOR! HER GÜN BULUŞMAK ÜZERE

"Hangi siyasal doğrultunun, hangi dünya görüşünün 'Çok yönlü habercilik, derinlikli analiz' dergisi olduğunu açıkça ilan ederek, sözüne güvenilen, analizleri doğrulanan bir yayın oldu soL. İşte bu niteliği yüzündendir ki, önümüzdeki sıcak günler için, sözünü daha sık söylemesi zorunluydu.Haftalık soL dergisinin, günlük soL gazetesinden devraldığı motto, bildi- ğiniz gibi, “halka yalan söylemek suçtur”du. Bu, hem bir taahhüt anlamına geliyor, asla yalan söylemeyeceğiz, gerçekleri anlatacağız sözü oluyordu hem de, halka yalan söyleyenlerin suçlarını açığa çıkaracak, suçlunun yakasına yapışacağız iddiasını taşıyordu." Asaf Güven Aksel'in değerlendirmesi soL'da.

PETROL KARDEŞLİĞİ ENERJİ VERİR Mİ?

İçeride ve dışarıda giderek sıkışan AKP, seçim öncesi son bir hamleyle güç toplamaya çalışıyor. Dolmabahçe mutabakatı sonrasında yapılan silahların bırakılmasına ilişkin açıklama AKP’ye enerji verirken, petrol başlığı da sürece kan taşımak için kullanılıyor. Geçen iki hafta, “çözüm süreci”nde seçim öncesi yeni bir dengenin sağlanmasına yönelik hamleye tanıklık ettik. Silah bırakma çağrısının yapılmasının ardından gelen tartışmalar, sürecin başta AKP’nin seçim öncesi bir cepheyi sağlama alma çabası içerisinde olduğunu gölgeleyemedi. AKP ve HDP’nin yaptığı ortak açıklamanın, tarafların seçim ve seçim sonrası hesaplarıyla yakından ilgili olduğunu görmek zor değil. Aşkın Süzük yazdı.

AKP, YSK'YI ARADAN ÇIKARIYOR

AKP, seçim döneminde iktidarın günlük bülteni olarak kullanılan televizyonlara gelen cezaları önlemek için, denetleme yetkisini YSK’dan alıp RTÜK’e vermeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta söylediği ve başkanlık sistemine gidecek en kestirme yol olarak gördüğü, “400 milletvekili” hedefi için artık her yol mübah. Öyle ki, Erdoğan işi “400 milletvekilini verin bu iş huzur içinde çözülsün” noktasına kadar getirdi. Cem Boz yazdı.

IŞİD'İN ARDINDAKİ CEHENNEM

IŞİD, Kobanê’den çekilirken patlamamış roketler, döşenmiş mayınlar ve bubi tuzakları bıraktı. Kente geri dönen halkın can güvenliğinin olmadığı kentte en acil talep, mühimmatların temizlenmesi. IŞİD’le yaşanan uzun soluklu çatışmaların ardından yaralarını sarmaya çalışan Kobanê’de, savaşın izleri silinmiyor. Kobanê halkının başı, IŞİD’in 26 Ocak’ta geri çekilirken döşediği mayınlarla dertte. Selin Asker  yazdı.

TEKSTİL, KADINLAR VE BİR KÜRT ÇOCUĞUN HAYALİ

İhracat şampiyonu tekstil sektörü, bir bölümü ayda 500-600 liraya çalışan genç kadınların omuzlarında yükseliyor. İlkokul çağında işe giren, evlenince işi bırakmak zorunda olan Kürt kadınlar pek çoğu. “Çözüm süreci”, onların sorunlarını çözmediği gibi aslında yeniden üretiyor. Yıldız Koç yazdı.

SOMA #DİRENİŞTE

13 Mayıs 2014’te 301 arkadaşları göçük altında kalan Somalı madenciler, şimdi de işsizlikle yüz yüze. Ücret ve tazminatları ödenmeden işten çıkarılan madenciler, Soma’da direnişteler. Ali İnce yazdı.

PARİTEDEKİ DEĞİŞİM HESAPLARI BOZUYOR

Avrupa Merkez Bankası’nın tahvil alım programına başlamasıyla avroda hızlı değer kaybı yaşandı. Doların fiyatı dünya ölçeğinde yükselirken, avronun değer kaybetmesi, Türkiye ekonomisinde özellikle dış ticarete ve dış borca dönük kaygıları artırdı.

'AVRUPA ORDUSU' YİNE NEDEN GÜNDEMDE?

Bir kez daha tartışılmaya başlanan Avrupa ordusu kurulur mu kurulmaz mı göreceğiz ama bunun zaman zaman dile getirilmesi önemli. Bu, bir yanıyla ABD’yi de “tetik”te tutan bir tehdit çünkü. Zaman zaman gündeme gelir nedense. Hatta 1952 yılında daha da ciddiye binmiş bir öneriydi bu. Almanya, İtalya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda kolları sıvamışlardı. Eğer Fransa itiraz etmeseydi belki de kurabileceklerdi. Mustafa Kemal Erdemol yazdı.

TIK GÖLGESİNDE HABERCİLİK

Yanıltıcı başlıklar, çalıntı haberler ve yalanlar... Hepsi daha fazla tık sayısına ulaşmak için. Eski bir çalışanı, dünyada bu türden medyanın zirvesi kabul edilen dailymail.com’un iç yüzünü anlattı. Okuduklarınız size de hiç yabancı gelmeyecek… Tulga Buğra Işık yazdı.

ANNE OLMAK YA DA OLMAMAK

AKP iktidarı, eline geçen her fırsatta kadınların tek kariyerinin annelik olduğu iddiası üzerinden annelik güzellemesi yapsa da, bazı kadınlar AKP’nin kadınlık algısını da, anneliği de reddediyor. Gonca Tokyol yazdı.

DOĞAYA KARŞI TÜKETİM KAVGASI

Sermaye çıkarlarının korunması için onaylanan hidroelektrik santrali ve nükleer santral projeleri, insan hayatını ve doğanın korunmasını hiçe sayıyor. Büyüyüp ekonomik bir güç olma iddiasıyla kontrolsüz müdahalelerde bulunan sermaye odakları, gelecek nesillerin bugünün mirasçısı olduğu düşüncesini hiçe sayarak, doğayı büyük bir tehditle karşı karşıya bırakıyor. Tüketiminin globalleştiği dünyada doğa ne için yok ediliyorsa, Türkiye’de de yıkım aynı şekilde devam ediyor. Serhat Kır yazdı.

ÇANAKKALE SAVAŞININ 100. YILINDA TOPLUMSAL HAFIZA VE MEKANIN DÖNÜŞÜMÜ

Çanakkale Savaşı, yeni Cumhuriyet’in kurucu mitlerini ve ideolojisini üzerine inşa ettiği bir zemin olarak, toplumsal hafızamızı oluşturur. Kişisel ve kolektif hafıza ise siyasaldır. Çanakkale Savaşları, 1915 günlerinden başlayarak Cumhuriyet’in kuruluşuna devrolan büyük bir tarihsel ve efsanevi miras bıraktı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu öğelerinden, kurucu mitlerinden birini, güçlü bir tanesini Çanakkale Savaşı ve zaferi oluşturdu. E. Zeynep GÜLER'in yazısı soL'da.

Yazılarıyla

Kavramlar, çözümler, süreçler - Aydemir Güler

Herkes oyunu açıklıyor; ben de -Kemal Okuyan

Yalan güçlüdür… - Mustafa Kemal Erdemol

Benjamin- Şule Süzük Toker

Bardağın dolu yanı-  Nihat Behram