Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği çağırıyor

Şiddet mağduru çocuklar ve kadınlara hukuksal, psikolojik ve sosyolojik destek vermek için yola çıkan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği ile mücadelelerini ve hedeflerini konuştuk.

soL - Haber Merkezi

Şiddet mağduru çocuklar ve kadınlara hukuksal, psikolojik ve sosyolojik destek vermek için yola çıkan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, kuruluşlarını, amaçlarını ve bugüne kadar yaptıkları çalışmaları soL'a anlattı.

Dernek Başkanı Avukat Müjde Tozbey Erden'in soL'un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Merhabalar, öncelikle dernek ne zaman ve hangi amaçla kuruldu?

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneğini 07 Aralık 2018'de kurduk. Derneğimiz şiddet mağduru kadınlarımıza ve çocuklarımıza hukuksal, psikolojik ve sosyolojik olarak destek sunmayı amaçlamaktadır. 

Bu süreçte dernek nasıl çalışmalar yaptı?

Aslında geçtiğimiz 10 yıllık süre içerisinde bu amaca yönelik olarak çok sayıda kadın cinayeti ve çocuk istismarı davalarında ailelerin ve mağdurların yanında yer alarak, haklarını savunarak sanıkların ağır cezalar almasını sağladık. Tüm bu çalışmaları mağdurların gönüllü olarak vekilliğini üstlenerek yaptık. 

Çalışmalar ilk olarak Van'da başladı ama sonrasında başka kentlere de yayıldı, bu süreçten söz eder misiniz?

Van’da başlayan sürecimiz daha sonraları Türkiye’nin birçok iline uzandı. İstanbul’dan Ağrı’ya, Ankara’ya, Çorum’a, Siirt’e kadar pek çok ilimize ulaşarak mağdur olan kadın ve çocuklarımıza destek verdik ve vermeye devam ediyoruz. Pek çok çocuğa yönelik istismar suçunu biz ortaya çıkardık ve dava süreçlerini başlattık. Ailelere yalnız olmadıkları duygusunu vererek, toplumsal baskılara ve gericiliğe karşı durmalarını sağladık. Davalarımızı 10 yıldır Türkiye’nin her yerinde sürdürmekteyiz. Çocuğa yönelik cinsel istismar davaları ve basına yansımayan kadın cinayeti davalarında kişisel bilgilerin korunması maksadıyla isim veremiyoruz. Ancak basına yansımış olan bazı davalarımıza örnekler vermek gerekirse: Eylem Pesen davasında müebbet, Gülcan Sütçü davasında ağırlaştırılmış müebbet, Ayşe Hanay davasında sanıklara ömür boyu, 17 ve 20’şer yıl ceza, Kader Özdemir davasında 25 yıl, Aslıhan Ertaş davasında müebbet, Sibelcan Yılmaz davasında ağırlaştırılmış müebbet, Dilek Özister davasında müebbet hapis cezaları onaylanmıştır. Türkiye’nin pek çok ilinde gerek sonuçlanmış gerekse sürmekte olan pek çok davamız devam etmektedir. 

Dernek fikri nasıl ortaya çıktı?

Geçen süreç içerisinde gördük ki bizim bireysel olarak gönüllü temelde yaptığımız çalışmalar talepleri karşılayamaz oldu. Çünkü davalar yıllarca sürmekte fakat süren davalara her yıl yenileri eklenmekteydi. Bu da bizi daha geniş bir perspektifle, daha profesyonel ve örgütlü bir çalışma sistemi üzerinde düşünmeye yöneltti. Bu düşüncelerimizin üzerine bu davalarda güç birliği yaptığımız arkadaşlarımızla bir dernek çatısı altında toplanmamızın daha verimli olacağı sonucuna vardık. Çünkü bir dernek çatısı altında toplanmak hem bize ulaşmak isteyen mağdurlar için hem de bize katılmak isteyen gönüllü arkadaşlarımız için daha kolay bir yol olacak ve daha fazla kişiye destek ve yardım sağlama imkanı sağlayacak. Yani bir dernek çatısının altında bir araya gelmek bizleri hem daha güçlü hem de daha ulaşılabilir kılacak. Ve bu sayede yeni misyonlar edinmemiz de kolaylaşacaktır. 

Maalesef şiddete maruz kalan kadınlar ve çocuklar uğradıkları bu şiddet karşısında yeterince desteklenmediği gibi kendilerine şüphe ile yaklaşıldığı da oluyor. Genelde yalnızlığa itilmiş oluyorlar. Zaten travmatik olan bu sürece bir de çoğunun anlamadığı bir lisanla yazılıp hazırlanmış olan kanunlar ve uzun bir hukuksal süreç, yüklü vekalet ücretleri eklenince çoğu zaman kendilerini savunamaz, hak arayamaz olabiliyorlar. Ve biz bu sebeplerle geçmiş yıllarda bireysel çabalarımızla ücret talep etmeksizin, gönüllü olarak mağdurların davalarında yer aldık. Verdiğimiz bu hukuksal destekle sınırlı kalmadık ve şiddet mağduru olan çocuk ve kadınların uzman doktorlar tarafından psikiyatrik destek almalarını da sağlayarak, tedavilerini üstlendik. 

Dernek başka nasıl faaliyetlere imza atacak?

Derneğimiz sadece bu çalışmalarla sınırlı kalmayacak. Eğitim programlarımız da derneğimizin çalışma alanlarına eklenecek. Konunun savunma tarafında bulunan avukat ve doktor arkadaşlarımıza eğitimler vermeyi amaçlamaktayız.  Vereceğimiz bu eğitimleri ülkemizin pek çok bölgesine yayarak bir farkındalık yaratmak, mesleki deneyimleri arttırmak ve daha çok aile ve kişiye ulaşmayı hedefliyoruz. Fakat en önemli gelecek hedefimiz tecavüz veya şiddet mağduru olup ailesi tarafından dışlanıp, atılmış çocuklara kucak açabileceğimiz bir sığınma merkezi kurmak. Bu merkez çocuklar için hem bir tedavi merkezi, hem eğitimlerine devam edebilecekleri bir okul hem de bir yuva olacaktır. Ve bu çocukların topluma kazandırılması hedef edinilecektir. 

Maalesef kadına yönelik şiddetin artması ve istismarların cezasız kalması mücadelenin bir diğer yönünü oluşturmakta. Aslında kanunlarda kadını ve çocuğu koruyan maddeler olmakla beraber, kanunu uygulayanların yorum ve uygulama şekilleri sıkıntı yaratmaktadır. Pek çok kez bu uygulama ve yorumlar erkek egemen feodal düzeni desteklemeye yönelik olduğu için bizlerin daha sağlam durması gerekmekte. Kadını güçsüzleştirmek, savunmasız hale getirmek mevcut feodal yapının korunmasını sağlamakta ve erkeğin gücünü pekiştirmekte. 

Kadınlara bir çağrınız var mı?

Kadınlarımıza çağrımız şiddete karşı sessiz kalmamalarıdır. Biz buradayız, hep beraber güçlüyüz. Yardım istemekten çekinmesinler. Hep birlikte boyun eğmeden şiddete karşı mücadelenin içindeyiz.  Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak yanlarındayız, buradayız. Bize ulaşın. 

Derneğimiz gericiliğe karşı boyun eğmeyerek, mücadeleye devam etmektedir. Her geçen gün artmakta olan gericiliğin karşısında hep beraber durmaya, boyun eğmemeye çağırıyoruz.