Meclis'te 'yeni' dönem açıldı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, 27. Dönem 2. Yasama Yılı bugün düzenlenen törenle açıldı. Törende Meclis Başkanı Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu.

Haber Merkezi

TBMM Genel Kurulu, 27. Dönem 2. Yasama Yılı bugün yapılan törenle başlarken, törende Meclis Başkanı Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma gerçekleştirdi.

İlk konuşmayı yapan Meclis Başkanı Binali Yıldırım, "Milli iradenin temsilcileri olan bizler, yeni yasama dönemine başlamış oluyoruz. Yeni yasama döneminin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Yeni yasama yılında yapacağınız çalışmalar, alacağınız kararların milletimiz, ülkemiz ve gönül coğrafyamızda yaşayan bütün kardeşlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum" derken, "Aziz milletimiz bu çatı altında yaptığımız faaliyetleri büyük bir dikkatle takip etmektedir. Güçlünün hukukun üstünlüğünün yaygınlaştığı bir dünya düzeni görüyoruz. Bizler burada çalışırken, sınırlarımız içinde ve dışında umudunu bizlere bağlamış milyonları gözardı edemeyiz" ifadelerini kullandı.

'16 NİSAN REFORMUN, DEVRİMİN ADIDIR'

Yıldırım, daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Meclis'e davet ederken, İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Erdoğan, Meclis Genel Kurulu'na seslendi.

"16 Nisan halk oylaması yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük reformun, devrimin adıdır. Siyaset mühendisliği hesaplarının ürünü olarak değil, tamamen tarihimizin akışı içinde halkımızın rızasıyla gelişen sürecin aşamalarını hep birlikte yaşadık" diyen Erdoğan, "Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Maalesef ne yaparsak yapalım darbelere, vesayetlere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür. Özellikle 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, artık yeni bir reformu kaçınılmaz hale getirmiştir. Milletimiz 2007 yılından beri adım adım ilerleyen bu sürecin her aşamasında, sağduyu ile ve ferasetle hareket etmiştir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:

'HEP BİRLİKTE BAŞINI EZDİK'

"Her hal ve şart altında çareyi milletimizde, milli iradenin üstünlüğünde aradık. Ülkemizi vesayet bataklığına itmek istediler. Çözümü milletimize gitmekte bulduk. Sokakları karıştırarak halkımızı birbirine düşürmeye çalıştılar. Fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak ülkemize diz çöktürmeye çalıştılar. Buna da eyvallah etmedik. PKK'sından FETÖ'süne hep birlikte başını ezdik. Darbe yapmaya teşebbüs ettiler. Sınırlarımız içinde terör koridoru oluşturmaya kalktılar. Ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu planı da paramparça ettik. Gece yarısı operasyonuyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar. 

'YÜRÜTMENİN TEK MUHATABI...'

Yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır. Milli iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Milletimiz gerektiğinde kimden hesap soracağını bilmektedir. Elbette her geçiş dönemi gibi bu süreçte de bir takım sıkıntılar yaşanıyor olabilir. Her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hal yoluna koyuyoruz.Ancak ekonomide asla hak etmediğimiz dalgalanma bu tür sıkıntıların daha çok göze batmasına yol açıyor. Aldığımız tedbirler, geliştirdiğimiz programlarla ekonomimizi yeniden dengeye kavuşturmaya başladık. Gerek milletimizden, gerek kurumlarımızdan aldığımız geri bildirimlere göre hem yaptığımız çalışmaları gözden geçiriyor hem de kendimize yeni hedefler belirliyoruz. 

'KANDİL VE SİNCAR TEMİZLENECEK'

Irak'ta ve Suriye'de ciddi etkinlik kazanan terör örgütleri her geçen gün ciddi mevzi kaybetmiştir. Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin girişimleri boşa çıkarılmıştır. Irak'ta yeniden merkezi yönetimin merkeze alınmasıyla Irak büyük bir sıkıntıdan kurtulmuştur. Türkiye olarak PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerleri kontrol altına aldık. Hedefimiz Kandil'i ve yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar'ı terörden tamamen temizlemektir.

Bundan sonraki hedefimiz Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki bölgenin terörden temizlenmesidir. En yakın zamanda bunu da sağlayacağız.

'AB İLE YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARI GERİDE BIRAKIYORUZ'

Son yıllarda ülkemize verdiği sözleri yerine getirmemesi sebebiyle AB ve bazı AB ülkeleriyle gerilimler yaşadık. AB uyum sürecindeki haksızlıklar karşısında elbette sessiz kalamadık. Avrupa ile yaşadığımız bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz. En büyük ticaret ortağımız olan ve 5 milyona yakın Türk kökenli kardeşimizin yaşadığı bir coğrafyaya sırt çevirmemiz mümkün olamaz.

'HALKBANK DAVASI HUKUKSUZLUK ÖRNEĞİDİR, BİR RAHİBİ BAHANE EDEREK'

Stratejik ortak olarak uzun bir geçmişe sahip olduğumuz ABD'deki mevcut yönetimin hiçbir tutarlılığı olmayan bir şekilde ülkemizi hedef alması bizi üzmüştür.  Suriye'de hassasiyetlerimizi ve ikazlarımızı hiçe sayarak bölücü terör örgütleriyle işbirliği yapan ABD, bunu ekonomiye de taşımıştır. Halkbank davası hukuksuzluk örneğidir. Bir rahibi bahane ederek ülkemize yaptırım uygulamaya çalışan bu çarpık anlayışla mücadele etmeye kararlıyız.

ABD yönetiminin yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum. En kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp ABD ile stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi hedefliyoruz. 

'MİLLETİMİZİN BİRAZ DAHA SABIRLI OLMASINI İSTİYORUZ'

Ekonomide bize zarar verme girişimi, dünya genelinde ABD'ye olan güveni zayıflatmıştır. Türkiye'nin kimseden para talebi yok. Uluslararası yatırımları ülkemize çekmek için adımlar atıyoruz. Faizlerden, enflasyondan, döviz kurundan bunalan herkesin yaşadıklarını takip ediyoruz. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını diliyoruz. İnşallah bugünleri de geride bırakacağız. Çıktığımız bu zorlu yolcukta Meclisimizde sizlerle birlikte yürüyecek, başarıyı birlikte yakalayacağız. Gerekiyorsa anayasayı, gerekirse iç tüzüğü değiştirerek Meclisin itibarını artırmak noktasında da adımlar atabiliriz.