Komünist Kadınlar İstanbul NHKM'de buluştu: Biz başka alem isteriz

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Komünist Kadınlar'ın düzenlediği “Kadınlar ‘Başka Bir Dünya’ İstiyor” etkinliği 28 Kasım’da İstanbul NHKM’de gerçekleşti.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Komünist Kadınlar'ın düzenlediği “Kadınlar ‘Başka Bir Dünya’ İstiyor” etkinliği 28 Kasım’da İstanbul NHKM’de gerçekleşti.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesini kınayan açılış konuşmasının ardından sözü Komünist Parti Merkez Komite üyesi Hande Gündoğdu devraldı. Gündoğdu konuşmasına, “Şiddetin sonuçları ile değil kaynağı hakkında konuşmak gerek. 2015 Türkiye’si nasıl bir yer ve kadına yönelik şiddetin astronomik biçimde artışının kaynağında hangi öğeler bulunuyor? Sistemin sistematik biçimde ördüğü şiddetin semptomlarıyla mücadele etmek bizi kurtarır mı? Göstermelik "kadıncı" yaklaşımlar toplumsal iklimin değişiminde bizim lehimize sonuçlar mı verir yoksa tam tersine bir tür reklam-vicdan denkleminin nesnesi haline mi getirir?” sorularının cevaplarını tartışarak başladı.

Gündoğdu, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Kapitalizme, dinci gericiliğe ve erkek egemen ideolojiye karşı durmadan bu üçünün ilişkisini ve kadına yönelik çok boyutlu şiddet ve baskının bu üçlü tarafından sağlanan araçlarını görmezden gelerek mücadele edemeyiz.  Ağır diktatörlük koşullarının olduğu ve her an gerici çeteler nedeniyle savaşa girme olasılığının ucunda bir ülkede yaşadığımızı, bu açıdan ülkenin kurtuluşu ile kadının kurtuluşunun ortak bir mücadele hattı gerektirdiğini belirmeliyiz. 

Gericiliği tavizsiz bir biçimde karşısına almayan bir özgürleşme kavgası "kadın mücadelesi" namına türban savunusuna girişir. Hâlbuki kadına pranga vuran temel enstrümanlar gericilik tezgâhında yontuluyor.

Sömürüyü karşısına almayan bir mücadele pratiği TÜSİAD başkanının kadın olmasından sevinç duyar; o patronlar ki fabrikalarında taciz tecavüz kol geziyordur, doğum yapan kadının iş akdinin feshinde o parmakların imzası vardır, ne gam. 

Piyasalaşmayı, karşısına almayan bir mücadelenin, özelleştirilen eğitim ve sağlık hizmetleri nedeniyle eve hapsolmuş kadınlar için üzülmek dışında yapabileceği pek az şey vardır.

Kadının kurtuluşundan tek tek kadınların kurtuluşunu anlayan bir pratik ölü doğmuştur. Tek tek kurtulamayız. Tek tek de kurtulamayız mücadeleyi tek tek başlıklara bölerek de.

O halde yan yana geleceğiz, boyun eğmemeye devam edeceğiz ve örgütleneceğiz. Kurtuluşumuzu kimseye havale etmeden ve kurtuluşumuzu kendimizden ibaret görmeden... 

Bu köhnemiş, çürümüş ve çürürken kadın öğüten düzenin ve onun temsilcilerinin bizden ne kadar korktuğunu aklımızdan çıkarmadan gururla, kahkahayla ve kendimize, örgütlü gücümüze güvenerek mücadele edeceğiz. Kolay mı? Sayılmaz. Fakat gerçek. Çünkü bu düzende bize nefes alacak delik yok. Çünkü biz başka bir dünya istiyoruz.”

 

'BİZ BAŞKA ALEM İSTERİZ'

Hande Gündoğdu’nun konuşmasının ardından sözü Birleşik Taşımacılık Sendikası Havacılık Şube Kadın Sekreteri Esra Tetik devraldı. Tetik, sözlerine Ankara katliamında kaybettiğimiz BTS Ankara Şubesi Kadın Sekreteri İdil Güney’i ve 1998 yılında Ankara’da erkek şiddetiyle öldürülen Sosyalist İktidar Partisi üyesi Ayşe Nemit Aslan’ı anarak başladı.

Tetik, konuşmasına şöyle devam etti:

“Kadın mücadelesinin öznesinin de; demokrasi, insan hakları, barış gibi taleplerinin de muğlaklaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bu muğlaklığı ise yalnızca komünist kadınlar giderebilir. O nedenle altını çize çize söylenmesi gereken bir şey var: Biz başka âlem isteriz.

Peki, başka âlem isteriz derken işin kolayına mı kaçıyoruz? Sosyalizm bir gelsin, kadın sorununu o gün düşünürüz mü diyoruz? Elbette hayır. Ne geçerken çözüyoruz ne de çözerek geçiyoruz… Tam da içinden geçerek, aşındırarak çözüyoruz.

Kapitalizm şiddeti üretir, şiddetin beşiğidir. Kadına yönelik şiddet de münferit, arızi ya da patolojik değildir. Sistematik ve yaygın olup devlet şiddeti aile şiddetine zemin hazırlamakta ve onu meşru kılmaktadır. Bu nedenle kadın mücadelesinin de aydınlanmacı, antiemperyalist ve kamucu olması gerekmektedir.”

Etkinlik, Esra Tetik’in konuşmasının ardından izleyicilerin katkı ve sorularıyla devam etti.