Kılıçdaroğlu: Darbecilere meydan okuyan halkımızın ve parlamenterlerimizin direnişi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz dolayısıyla Hürriyet için kaleme aldığı yazısında, 'Darbecilere meydan okuyan halkımızın ve parlamenterlerimizin direnişi' ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan gibi 15 Temmuz için Hürriyet gazetesinde bir yazı kaleme aldı.

"Bugün, parlamenter demokrasimizi yıkmaya yönelik 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin ikinci yıldönümü. Bu girişim, halkımızın ve 15 Temmuz gecesi parlamentoyu açık tutarak darbecilere meydan okuyan parlamenterlerimizin direnişi sayesinde başarısız kılındı" diyen Kılıçdaroğlu, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Modern demokrasiler, ‘direnme hakkı’nı yurttaşlarının meşru hakkı olarak nitelendirir. Bazı ülkeler tarafından anayasal bir hak olarak da güvenceye alınan ‘direnme hakkı’, demokrasi yoluyla ulaştığı iktidarı kendi çıkarları doğrultusunda bir baskı aracına dönüştürenlere karşı gösterilecek tepkilerin tümünü kapsar. Bu hak darbecilere karşı da kullanılabilir.

Dolayısıyla, terör örgütünün 15 Temmuz gecesi istediği hedefe ulaşamamış olması, dünya demokrasi tarihi açısından tarihseldir. Çünkü demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyen FETÖ’nün girişimi, vatandaşlarımızın, mevcut parlamentoyla birlikte kullandığı direnme hakkı ve medyamızın da üstün yayın başarısıyla durdurulmuştur.

***

Diktatörlük rejimi aynı zamanda 15 Temmuz’a dair kararlılıkla sorulan pek çok sorunun yanıt bulmasını, 15 Temmuz’un üzerindeki sis perdesinin aralanmasını şimdilik engelliyor. Şimdilik diyorum, çünkü doğru sorular er ya da geç doğru yanıtlarla buluşacaktır. Eğer Türkiye’nin geleceğinden darbeleri çıkarmak, demokrasimizi kökleştirmek, tek adam rejiminden kurtulmak, herkes için eksiksiz bir adalete ulaşmak istiyorsak, yapmamız gereken, doğru soruları sorma ve doğru yanıtları bulma kararlılığından vazgeçmemektir.

Örneğin,

1. Adil Öksüz, 2008 yılından bu yana kim olduğu bilinmesine karşın neden takip edilmemiştir?

2. Darbe girişiminden hemen önce aralarında Adil Öksüz ve Kemal Batmaz’ın da bulunduğu beş kişi, MİT tarafından izlenen bir evde bir araya gelmişlerdir. MİT, darbe kararının alındığı bu toplantıyı dinlemiş midir? Dinlemediyse bu görevi ihmal suçu değil midir?

3. MİT; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’na FETÖ/PDY örgütü faaliyetleri ile ilgili olarak darbe girişiminden önce en son hangi tarihte bilgi vermiştir?

4. Bilinen ve beklenen darbe teşebbüsünün 15 Temmuz’da olacağı MİT’e saat 14.00 itibari ile iletilmesine rağmen neden Cumhurbaşkanı ve Başbakan anında bilgilendirilmemiştir?

gibi doğru yanıtlarını bekleyen yüzlerce soru bulunmaktadır. Bu nedenledir ki, 15 Temmuz gecesi tam olarak ne olduğunun ortaya çıkarılması, demokrasiye inanan herkesin tarihsel sorumluluğudur. 

Biz, ‘öngörülen, önlenmeyen ve sonuçları kullanılan darbe’ye, ‘kontrollü darbe’ diyoruz. Bu bağlamda, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından ilan edilen OHAL sürecinin ülkemizi getirdiği noktayı, bir ara dönem olarak görüyoruz. Dolayısıyla, 16 Nisan 2017 Referandumu ve 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri, tek adam rejiminin tesisi açısından Erdoğan ve arkadaşlarına başarı getirmiş gibi görünebilir. Ancak demokrasi için kararlılıkla mücadele verenler bilmektedir ki diktatörlükler baki değildir. Tarih, diktatörlere karşı girdikleri mücadelelerden zaferle çıkmış demokrasi kahramanlarını yazar.