Kadri Gürsel, Nagehan Alçı'ya nasıl tahammül ettiğini açıkladı

Gazeteci Kadri Gürsel, yeni kitabında Demirörenlerin gazeteciler üzerinde kurduğu baskıyı çarpıcı bir şekilde anlatırken, kendisine sürekli yöneltilen 'Nagehan Alçı'ya nasıl tahammül ediyordunuz?' sorusuna da yanıt verdi.

Gazeteci Kadri Gürsel yeni çıkan “Ben de Sizin İçin Üzgünüm”de Demirörenlerin gazeteciler üzerinde kurduğu baskıyı çağrıldığı bir görüşme üzerinden anlatırken, bir dönem birlikte program yaptığı Nagehan Alçı'ya ilişkin kendisine yöneltilen sorulara da yanıt verdi.

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Gürsel'in kitabından ilgili bölümü aktarırken, “Memleketin hali bana Nagehan sorusu kadar sorulmamıştır” diyen Gürsel'in, 12 Eylül'de bir gardiyana kafa tutunca, son ayında “deliler koğuşu”na atılarak cezalandırıldığını, bunun da kendisine televizyondaki sabrı kazandırdığını anlattığını yazdı.

'HAYATIMDA HİÇ KİTAP OKUMADIM'

Terkoğlu, Vatan ve Milliyet gazetesini satın aldıktan sonra Erdoğan Demirören'in Kadri Gürsel'i Milangaz binasındaki ofisine çağırdığını aktarırken, kitapta bu görüşmeye ilişkin neler anlatıldığını aktardı:

Bir seçim arifesinde, 12 Mayıs 2015 günü, Erdoğan Demirören, Kadri Gürsel’i Milangaz binasındaki ofisine çağırıyor. Gürsel, hayatında ilk ve son kez Demirören’le baş başa bir buçuk saat geçiriyor. 
“Ahlaksız bir teklifte bulundu bana Demirören. Saydım; hem de tam beş kere” diyen Gürsel, “teklifi” şöyle aktarıyor: 
“Yazarlık egonuzu aşağıya çekemiyorsanız, 7 Haziran seçimlerine kadar yazılarınıza ara vermeyi düşünür müsünüz?” 
Gözyaşlarını hatırladığımız Demirören, “Ankara’daki görüşmelerimde adınız üç kez geçti ama ben hakkınızda bir şey yapmadım” eklemesini yapmayı da unutmuyor. 
Demiören, sorduğu “Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük üç devlet adamı kimdir” sorusuna şöyle yanıt veriyor: “Turgut Özal, Celal Bayar, Recep Tayyip Erdoğan”. 
Yazarına özetle “sus” diyen Demirören, Erdoğan’ı neden desteklediğini şöyle anlatıyor:
“Türkiye ancak otoriter rejimle kalkınır.” 
“Erdoğan Bey, benden ne istiyorsunuz? İktidarı hiç mi eleştirmeyeyim?” diyen Gürsel’e cevabı da hazır: 
“Eleştirin de tatlı tatlı eleştirin.” 
Cahil cesareti mi? Kadri Gürsel’in görüşme notlarından aktaralım: 
“Görüşmemizin bir anında, öylesine, durup dururken, gözlerimin içine bakarak, ‘ben hayatımda hiç kitap okumadım’ dedi. Bu sırada yüzündekibulanık tebessüm değişmedi.” 
Demirören, Kadri Gürsel’i “medyada yeni döneme ayak uydurabilen arkadaşlarımız kalacak, ayak uyduramayanların varlığı son bulacak” sözleriyle uğurluyor. 
Gerisini biliyorsunuz: Ayak uydurmamakta inat eden Kadri Gürsel, önce işsiz kalıyor, sonra hapse atılıyor.