Hüseyin Gülerce: Fuat Avni yalancının biri, vicdansızlığın, insafsızlığın, namertliğin sembolü

Eski Cemaatçi Hüseyin Gülerce, "Fuat Avni merkezi Pensilvanya'da olan, aralarında psikolojik harp uzmanlarının da bulunduğu bir heyet. Adamın her dediği çıkıyormuş. Hayır çıkmıyor, yüzde 30'u çıkıyor yüzde 70'i yalan. Zaten Fuat Avni yalancının biri. Fuat Avni, vicdansızlığın, insafsızlığın, namertliğin sembolü…" ifadelerini kullandı.

Zaman gazetesi eski yazarı Hüseyin Gülerce, AKP-Cemaat kavgasına ilişkin Yeni Şafak gazetesine açıklamalarda buludu.

Röportajın bir kısmı şöyle:

Siz sesinizi çıkardıkça dostane ya da hasmane başka uyarılar oluyor mu?
İşte Fuat Avni tehdit etti. Fuat Avni'nin “Hüseyin Gülerce'ye suikast olabilir” demesi aslında büyük bir tehdit. Ben Fuat Avni üzerinden Paralel Yapı'nın tehdidini ciddiye alıyorum. Korktuğum için değil. Ancak, bir talimatla hakimler mesleklerini, ailelerini hiçe sayacak bir gözü karalık sergileyebiliyorsa, Allah korusun bunların içinden bir talimatla suikast işleyecek bir meczup da çıkabilir.

Kim bu Fuat Avni?
Ben Fuat Avni'nin bir kişi olmadığını biliyorum. Fuat Avni merkezi Pensilvanya'da olan, aralarında psikolojik harp uzmanlarının da bulunduğu bir heyet. Adamın her dediği çıkıyormuş. Hayır çıkmıyor, yüzde 30'u çıkıyor yüzde 70'i yalan. Zaten Fuat Avni yalancının biri. Fuat Avni, vicdansızlığın, insafsızlığın, namertliğin sembolü… Fuat Avni, Erdoğan ve Ak Parti ile savaşta cepheye sürülmüş bir provokatör. Zaman gazetesi ne acıdır ki, onun teweetlerini manşete taşıyor. Bu mesaj da Okyanus ötesine gitsin. Öyle bir karakterden yararlanıyorlar… Mert olan mertlerle çalışır. Fuat Avni mert değil ki. Fuat Avni eğer bir kişiyse, mertçe çıksın “Fuat Avni benim” desin.

Gülen işin bu noktaya varacağını bilseydi takıyyeye devam mı ederdi?
Buradan sizin aracılığınızla sayın Gülen'e bir mesaj iletmek istiyorum: “Sayın Gülen, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı doğru okuyamadınız, kaybettiniz” mesajım bu. Gülen'in bütün hatası, Sayın Erdoğan'ı okuyamamak oldu.

Ekrem Dumanlı'nın Gültan Kışanak ile yaptığı bir görüşme basına yansıdı. Yorumunuz ne olur?
Ben eğer bu yapıyı tanıyorsam, kesinlikle Gülen'in talimatıyla, her partiden üst düzeydeki kişilerle birebir görüşmeler yapıyorlardır. Gülen'den habersiz Ekrem Dumanlı üst düzey kişilerle hiçbir görüşme yapamaz. Ancak onun talimatı ve yönlendirmesiyle yapar görüşmelerini ve ne söyleyeceğini de önceden kendisine söylerler.

Gülen'i çok uzun yıllardır ve yakından tanıyorsunuz. Sizce Gülen'in şu anki hissiyatı nasıldır?
Ben bugüne kadar hiç yıkılmadığı kadar yıkıldığını düşünüyorum. Sebebine gelince Fethullah Gülen mağlubiyeti hazmedip taşıyabilecek bir insan değil. Şimdiye dek hiç mağlup olmadı. Şimdi üst üste mağlubiyetler yaşıyor. Son iki hakimin hamlesindeki mağlubiyet de ona en az 25 Aralık mağlubiyeti kadar ağır gelmiştir. Bence Paralel Yapı'nın işi bitmiştir. 8 Haziran sabahı tası tarağı toplamaya başlayacaklar.

Paralel Yapı'nın örgütlenme biçimi masonik yapılanmaya benzetiliyor. Ne dersiniz bu benzetmeye?
Bence masonik yapılanma, Paralel Yapının yanında solda sıfır kalır.

Sizi Amerika'dan arayan kişilerin isimleri Yeni Şafak gazetesi tarafından deşifre edildi. Fatih Üniversitesi rektörü Şerif Ali Tekalan ve Alaattin Kaya olduğu ortaya çıktı. Ne söylersiniz bu konuda?
İlk olarak arayan kişi o gün attığım tweetleri silmemi istedi. Ben de böyle bir şey olamayacağını, silemeyeceğimi söyledim. Başbakanın kendi delegesinin oyuyla veya sandıkta halk oyuyla ancak gönderilebileceğini söyledim. O kapattı, on dakika sonra arayan, Fethullah Gülen'in yanından aradığını söyledi. 'Yanından arıyorum' demek bir şifrelemedir. 'Onun isteği üzerine arıyorum' demektir. O da 'Şu anda ne yapıyorsan, sakın bir adım daha atma, bu noktada kal' dedi.

Başka arayan oldu mu?
O görüşmeden çıktıktan beş dakika sonra Amerika'dan telefon gelmeden önce şu anda ismi en çok dolaşan medya yöneticisi aradı.

Ekrem Dumanlı mı?
Ben isim söylemeyeyim. 'Abi sen ne yapıyorsun! Biz şu an Amerika'da zaten bu işle ilgileniyoruz, sen devreye girme' dedi. Ben ona çok sert tepki gösterdim. 'Eğer sizin çabalarınız bir işe yarasaydı bu mesele buraya gelmezdi' dedim. Demek ki benim kararlılığımı iletti ve bunun üzerine Pensilvanya işin içine girdi.

Fethullah Gülen'in ateşli bir yönetme hırsı taşıdığı söylenebilir mi?
Sayın Fethullah Gülen'in dünyası; 'Ben varsam, Türkiye'nin yönetimine benden başkasının müdahil olmaması lazım' şeklinde. Benim cemaat bünyesinde şahit olduğum bir durum vardı. 'Herkes Hocaefendi'yi dinliyor ama Tayyip Bey neden Hocaefendi'yi dinlemiyor. Birkaç asırdır gelmeyen Hocaefendi gibi bir kişi varken Tayyip Bey neden kendi başına hareket ediyor' deniliyordu. Bu tavır AK Parti iktidara geldiğinden beri var aslında. Tayyip Bey'den istenen biattı. Biat etmediği için bu işi büyüttüler.

Nasıl?
Fethullah Gülen sohbetlerinde bir İran meselesi ortaya çıkardı. Tayyip Bey'in çevresinin İran ajanları tarafından sarıldığı, bazı bakanların İran ajanı olduğu, MİT müsteşarının da İran ajanı olduğu yönünde sanki ellerinde kesin deliller, belgeler varmış gibi tabana çok ciddi bir telkin yapıldı. Bu arada cemaate ait yapılar tarafından “muta sempozyumu” bile yapıldı. Yani şu imâ edildi: Bunlar İran'a gidiyor ve bunlara muta nikahı kıyılıyor, esir alınıyor. İş; 'Tayyip Bey bizim hocamıza danışmıyor' noktasından, 'bu uzun boylu adam hain' noktasına geldi. MİT olayında da, 'Bunlar Oslo'da ihanet ettiler ve artık bunların işinin bitirilmesi lazım' diyerek hükümete savaş açtılar.

Paralel Yapı'nın İran alerjisinin sebebi nedir?
İran argümanı Gülen için mecburi bir argümandı. Aslında mesele İran alerjisi değil, Tayyip Erdoğan alerjisiydi. Fethullah Gülen'in karşısında öyle bir insan var ki bu insana siz nereden vurabilirsiniz? Tayyip Erdoğan, İmam Hatip Lisesi mezunu, mütedeyyin bir insan. Şehit ailesini ziyarete gidiyor Kur'an-ı Kerim okuyor. Ayrıca kamuda, üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakıyor. İmam Hatip okullarındaki katsayı haksızlığını düzeltmiş. Mütedeyyin kesimde Tayyip Erdoğan sevgisinin kırılması, itibarsızlaştırılması neyle olur? İran ajanlığı ile olur… İran ajanlığı, tamamen başta Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı itibarsızlaştırmak için kurulmuş bir argüman. Ama bu yeterli olmadı. Bunun üzerine ikinci bir argüman devreye girdi. Bu da yolsuzluk ve rüşvet cephesiydi.