E-Nabız atmıyor

Sağlık Bakanlığı'nın hasta verilerini merkezileştirme amaçlı genelge ve yönetmelikleri Danıştay tarafından birer birer iptal ediliyor. Kimse bakanlığa güvenmiyor. Bakanlık hukukla savaşıyor.

soL - Haber Merkezi

e-Nabız, devlete ait ve özel tüm sağlık kurumlarında oluşan hasta bilgilerini merkezi bir sistemde birleştirmeyi amaçlıyordu. 2015 yılında Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı bir genelgeyle bunun için adım atıldı.

Öte yandan bakanlığın bilgi ve kontrolü altındaki verilerin kişisel güvenliği ve hasta mahremiyetini de hiçe sayarak başkalarıyla paylaşılması konusunda bakanlık yeterince çok sayıda skandala o tarihe gelinmeden önce imza atmıştı.

2015’de yayımlanan ve e-Nabız sistemi oluşturulmasına ilişkin olan genelge 2018 yılında Danıştay tarafından iptal edildi. Yine aynı yıl yayımlanan ve bu çerçeve içinde çalışacak enformasyon şirketlerinin uyacağı kuralların belirlendiği genelge de 2019 yılında iptal edildi.

Danıştay 10. Dairesi, bütün sağlık kuruluşlarına klinik, idari ya da yönetimsel amaçlarla kullanılan yazılım sistemlerini Sağlık Bakanlığı’nın bilişim sistemine entegre etmelerinin yanı sıra hastaların bütün kişisel verilerini gönderme zorunluluğunu ifade eden genelgeyi, yasal bir dayanağı olmadığını belirterek iptal etti.

BAKANLIK HUKUKU 'ZORLUYOR'

Bu genelgelerden sonra, yine Sağlık Bakanlığı 2016 yılında Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Sağlanması Hakkında Yönetmelik çıkartıp yürürlüğe koydu ama bu da Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı ile karşılaştı.

Bakanlık 2017’de bir yeni yönetmelik daha çıkartarak yargıyı atlamayı denedi ama bu yönetmeliğin de yürütmesi Danıştay tarafından durduruldu.

Okur şaşırmayacaktır: Sağlık Bakanlığı 21 Haziran 2019 tarihinde bir yönetmelik daha çıkartıp yürürlüğe soktu. Bu yönetmeliğin hazırlanmasından iki buçuk ay sonra Türk Tabipleri Birliği ve Türk Dişhekimleri Birliği iptal davası açtı. Dava halen görülmekte.

AKİF AKALIN: SİSTEMDEKİ SORUN VE SİSTEM SORUNU

Sağlık Bakanlığı’nın güven vermeyen hesapları ve hukuka karşı yürüttüğü direnişle sadece e-Nabız çökmüyor. Yurttaşların sağlığı ile ilgili kaygı veren gelişmeler oluyor ülkede.

E-Nabız ile ilgili Akif Akalın’ın görüşlerine başvurduk. Akif Akalın şöyle diyor:

Meseleye nereden baktığımız belirleyici. Biz ve bilim neyi savunuyoruz: Zaten insanlar “teorik olarak” doğumdan ölüme kadar tıbbi gözetim altında değil mi? Zaten herkesin tıbbi gözetiminden sorumlu bir aile hekimi yok mu? O halde neden e-nabıza gereksinim olsun? Asıl soru burada.

Biz bunu unutuyoruz. Neden unutuyoruz, çünkü Küba'da tıkır tıkır işleyen sistem Türkiye'de işlemiyor. İnsanlar Türkiye'de “kağıt üzerinde” aile hekimi gözetiminde. Herkes sağlık sorunları için kamuda veya özelde dilediği yere gidebiliyor ve bunun hiçbir denetimi yok. Bu nedenle kişilerin sağlık bilgilerini bu kadar farklı yerlerden toplamak için e-nabıza gereksinim duyuluyor. Oysa Küba'daki gibi (Türkiye'de de yasalarda yer aldığı gibi) insanlar aile hekimi gözetiminde olsalar, zatan aile hekimi hastasını sevk ettiği hastaneden de sonuçları alacak, e-nabız sistemine hiç gerek kalmayacak. Herkesin bilgileri güvenli olarak aile hekiminde olacak, mesela başka bir yerde başına bir şey gelince oradaki sağlık kurumu kişinin aile hekiminden istediği bilgiye erişebilecek.

E-nabız sistemi yalnız gereksiz değil aynı zamanda (TTB'nin kaygıları çok haklı) tehlikeli. Oysa mevcut yasalar uygulansa aile hekimliği işletilse sorun kalmaz.