Deniz Çakır'dan adliye çıkışında ilk açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yeni Akit tarafından hedef alınan oyuncu Deniz Çakır, hakkında açılan soruşturma nedeniyle verdiği ifadenin ardından, 'Yapılan suçlamaları kesinlikle reddettim' dedi.

Başörtülü kadınlara bir AVM'de hakaret ettiği iddia edilen oyuncu Deniz Çakır, başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Adliyesi'nde ifade verdi.

Çakır, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, "Bahsi geçen hiç birşeyi yapmadım. Suçlamalar benim bugüne kadar duruşuma ters" dedi. 

"Yapılan suçlamaları kesinlikle reddettim. Ben bugüne kadar hiç kimseyi kadın, erkek, başörtülü, başörtüsüz, hayat tarzı, cinsiyeti, dini, inancı, rengi için ayırmadım. Tam tersine birleştirmek için sosyal projelerde bulundum" diyen Çakır, "Benim her zaman bugüne kadar duruşum ve yaptığım şeyler bellidir. Ayrıştırmak için değil, birleştirmek için bir sürü mücadele verdim. Bahsi geçen hiç bir şeyi de yapmadım. Zaten ifademi de verdim. Suçlamalar benim bu güne kadar ki duruşuma ters. Bir sanatçı bir kadını başörtülü, başörtüsüz diye ayırmaz. Benim hayatımda türbanlı, başörtülü, farklı dinden, renkten, ailemden, arkadaşlarımdan, hayranlarımdan bir sürü insan var. Bugüne kadar hepsini sarıp, sarmaladım. Hepsi beni çok severler. Şu anda da yanımdalar" ifadelerini kullandı.

SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Deniz Çakır'ın olaya ilişkin savcılığa verdiği ifade de ortaya çıktı.

Olay günü saat 19.00 sıralarında doğum günü kutlaması için arkadaşlarıyla beraber bir kafeye gittiklerini ve bir süre sonra yan masalarına iki kadının oturduğunu belirten Çakır, “Bu kadınların bakışı ve hareketleri beni yargılar ve taciz eder şekildeydi. Ben yaptığım iş gereği insanların bana bakmasına alışkın olmama rağmen bu iki kadının davranışları sıradışı olduğu için rahatsız olmuştum. Sonra bu iki kadının arkadaşları da gelince bizden rahatsız olduklarını hissettirip arka masaya geçmeleri ve bana aynı şekilde bakmaları üzerine ben de ‘Ne oluyor’ der gibi onlara baktım. Bu şekilde böyle bir gerginlik oldu. Ancak sonrasında olayı önemsemeyip, masamıza döndük” dedi.

Doğum günü kutlaması esnasında fotoğraf çektiklerini belirten Çakır’ın, “Sohbet ettik. Fotoğraf çekilme esnasında arkadaki kadın grubu kendilerinin fotoğrafını çektiğimizi düşünerek, ‘Bizi mi çekiyorsunuz’ dediler. Biz de kendilerini çekmediğimizi söyledik. Hatta arkadaşım Hande Canar telefonu götürerek kendilerine gösterdi. Fotoğraflarının olmadığını görünce ikna oldular. Bir süre her iki masadaki kişiler kendi eğlencesine devam etti. Bu arada kafenin garsonlarından birine kendi fotoğraflarının alındığını söylemişler. Garson gelip bize söylediğinde almadığımız konusunda bilgi verdik” dediği ifade edildi.

Çakır, ifadesine şu sözlerle devam etti:

Kadınların ısrarla fotoğraflarını aldığımızı söylemeleri nedeniyle telefonu hızlıca masaya koyduğumda camı kırıldı. Telefon evde. Size bugün ulaştıracağım. Sonrasında konu kapandı. Yarım saat sakin oturduktan sonra ayrıldım. Ayrılırken herhangi bir tartışma ya da olay çıkmadı. Ben kesinlikle anlattıklarım dışında kafeye girerken bu kadınlara  bakarak alay eder tarzda besmele çekip jest ve mimik hareketi yapmadım. Zaten bu kadınlar benden sonra kafeye geldiler. Yine bu kadınlara bağırarak ‘Ben Atatürkçü’yüm, burası Atatürk Türkiye’si Arabistan değil. Siz Arabistan’a İran’a gideceksiniz’ şeklinde herhangi bir cümle kullanmadım. Tüm hayatım boyunca ayrımcılık yapılmasına karşı durmuş bayanlar ile ilgili sosyal destek projelerinde yer almış bir insanım. Böyle bir konudan dolayı ifade vermek zorunda bırakıldığım için çok üzgünüm.

Olayın 30 Aralık 2018 tarihinde olmasına rağmen 4 Ocak 2019 tarihinde dilekçe verilmesi, kafeden ayrılırken herhangi bir tartışma ortamının olmaması ve olayın orada bitmiş olması hususlarını düşündüğümde müştekilerin iyi niyetli olmadıkları kanaatindeyim. Arabistan kelimesinin geçtiği tek cümle kendi masamdaki arkadaşlarımın duyabileceği şekilde, içkili bir mekanda içtiğim içkiye, çektiğim fotoğrafa karışılıyor, yargılanarak bakılıyor, ‘Burası Arabistan mı? Atatürk Türkiye’si’ şeklinde söyledim. Ancak bu söylemi mi kesinlikle karşı tarafın duyacağı ses tonuyla ya da onlara hitaben söylemedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmem.