TKP'den açıklama: Zorbalığın kaynağı kurutulmalı

TKP, "Zorbalığın kaynağı kurutulmalı" başlıklı bir açıklama yayımlayarak, "Siyasi iktidarın pervasız bir saldırganlıkla hareket etmesi, tepki ve dirençle karşılaştığı her yerde daha da zorbalaşması sadece kaçınılmaz sonuna daha da yaklaşması anlamına geliyor" dedi.

Haber Merkezi

Son yayımlanan KHK'ların ardından açıklama yapan Türkiye Komünist Partisi, "Siyasi iktidar zalim. Kamu çalışanlarını keyfince işten atıyor, gözaltına alıyor, tutukluyor. En son aralarında Türkiye’nin seçkin üniversite kadrolarının yer aldığı çok sayıda kişi gerekçesiz işten çıkarıldı. Dahası akademiye, bilime sahip çıkanlara, işten çıkarmaları protesto edenlere barbarca saldırıldı" dedi.

TKP tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

ZORBALIĞIN KAYNAĞI KURUTULMALI

Siyasi iktidar zalim. Kamu çalışanlarını keyfince işten atıyor, gözaltına alıyor, tutukluyor. En son aralarında Türkiye’nin seçkin üniversite kadrolarının yer aldığı çok sayıda kişi gerekçesiz işten çıkarıldı. Dahası akademiye, bilime sahip çıkanlara, işten çıkarmaları protesto edenlere barbarca saldırıldı.

Siyasi iktidar şaşkın. Kanun Hükmünde Kararnameler marifetiyle işten çıkarmalara dönük tepkiler artınca hükümet “yanlış yapmış olabiliriz, düzeltiriz” diyor. Oysa yanlış filan yapmıyorlar, bizzat kendileri yanlış.

Siyasi iktidar zalim. Siyasi iktidar şaşkın. Siyasi iktidar gerici, siyasi iktidar tüccar, siyasi iktidar emek düşmanı. Siyasi iktidar gidici. Tarih hükmünü verdi çoktan.

Peki ya biz? Biz kimiz? Kendimizi nasıl tanımlıyoruz?

Kendimizi siyasi iktidarın karşısında olanlar diye mi tarif etmeliyiz? Görüldü ki bu yetmiyor. Siyasi iktidarın karşısında olmak, iyiyi, güzeli, doğruyu savunmak için yetmiyor.

“Siyasi iktidarın karşısında herkes birleşmeli” dendikçe siyasi iktidarın eli kuvvetleniyor.

Amerikancısı, Avrupacısı, Fethullahçısı, milliyetçisi, liberali, devrimcisi yan yana geldiğinde bundan kazançlı çıkan, özel olarak AKP, genel olarak da para babaları oluyor.

Haksızlığa, adaletsizliğe, zorbalığa ikirciksiz bir biçimde karşı çıkmak ama aynı zamanda haksızlığın, adaletsizliğin, zorbalığın kaynaklarına da karşı çıkmak gerekiyor. Piyasa ekonomisini, NATO’suyla Avrupa Birliği’yle emperyalizmi, bütün unsurlarıyla gericiliği sorgulamadan AKP iktidarına karşı çıkmak artık bir anlam ifade etmiyor. Zaten bu tür bir karşı çıkış işe de yaramıyor.

Bugün, Türkiye’de düzen içi çözümleri elinin tersi ile itip yeni bir Türkiye, eşitlikçi bir Türkiye için konum alıp harekete geçtiğinde siyasal ve toplumsal dengeleri değiştirebilecek bir güç yaratmak dışında şansımız yok. Eğitimden yargıya, kültür-sanat alanından sağlığa bütün alanlarda emek ile sermaye arasındaki tarihsel hesaplaşmada saf tutmak durumundayız.

Diktatörün ve genel olarak siyasi iktidarın pervasızlığına, üniversitelerde ve bütün kurumlarda sürdürülen saldırılara bu bilinçle karşı koyacağız. Mücadele çağrımız bunun içindir.

Türkiye Komünist Partisi