Cemaatçi polisten önemli açıklamalar: Deniz Baykal'ı izledik, Erdoğan'ı dinledik...

İstihbaratçı polis Y.U., 2007-2013 yılları arasında Cemaat'in kaset ve dinleme operasyonlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Cemaatçi polisin ifadesinde Baykal'a yönelik hazırlanan kaset, Erdoğan'ın dinlenmesi gibi olaylar da yer aldı.

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı MHP'lilere yönelik kaset skandalı soruşturmasında tutuklanan Y.U., ifadesinde, 2007-2013 yılları arasında Ankara İstihbarat Şube'de çalıştığını belirterek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söyledi.

Y.U’nun ifadesinde Ankara Valisi Kemal Önal, Deniz Baykal, Beşir Atalay, Recep Tayyip Erdoğan ve MHP’li milletvekillerine düzenlenen kaset ve dinleme olayları yer alıyor.

Sözcü’den Asuman Aranca’nın haberine göre ifadede şu ifadeler yer alıyor:

“İstihbarat Şube'de göreve başladığımda önce Foto-Film Bürosu'nda sonra Organize Büro'da çalıştım. 2008 sonbahar aylarında büromuzda görevli Komiser K.Ö ve Y.S ile birlikte Çankaya İran Caddesinde üç katlı bir binaya obzervasyon (izleme) çalışması yapmaya gittik. Duman sensörü görünümündeki içerisinde düğme kamera diye tabir edilen gizli kamerayı ben K.Ö.'nün sırtına çıkarak tavana çift taraflı bant ile yapıştırdım. Bu şahsın o zamanki Ankara Valisi Kemal Önal olduğunu öğrendim.

DENİZ BAKYAL’A TAKİP

2009 sonu, 2010 yılı başlarında şubede otururken bir çalışma var, çıkıyoruz dediler. Üç kişi obzervasyon aracı ile çıktık. A.T. aracı kullandı ve bir apartman önüne aracı bıraktık. Apartmana ait bir otoparkın giriş kısmında hafif meyilli elektrikli kepenk bulunuyordu. O esnada bir araç geldi, otoparkın içine girdi. Bir müddet sonra tekrar çıktı. Oradan ayrıldı. Biz de obzervasyon aracını oradan kaldırdık. Bu çalışmadan bir iki hafta sonra A.T. ve O.O.I. büroya geldiler. Bir bilgisayara kamera görüntülerini aktardılar. Görüntülerde seyir halinde çekilmiş ve obzervasyon aracının arkasından gelen bir araç gördüm. Aracın içerisinde de Deniz Baykal ile Nesrin Baytok vardı.

BEŞİR ATALAY CEMAAT’E KARŞIYDI

2010'un başlarında kısım amiri Ö.T. bana çözümünü yapmak ve tape haline getirmek için ses CD'leri getirmeye başladı. Sesleri dinlemeye başlayınca konuşulan yerin o zamanki İçişleri Bakanı Beşir ATALAY'ın makamı olduğunu anladım. Ö.T. günlük olarak ses CD'si getiriyordu, ben de yazıya döküp word ortamında teslim ediyordum. Sesleri dinlediğimde Atalay'ın cemaate karşı olduğunu anladım.

2011 yılı kurban bayramına yakın bir zamanda Ö.T. komiser bana yine bir ses kaydı getirdi. Ses kaydı çok uzundu. Bu nedenle O.O.l. ve A.A.A. isimli polislerle birlikte bu sesleri yazıya döktük. Sesin içeriğinden Milli Güvenlik Kurulu toplantısı olduğunu düşünüyorum. Çünkü konuşanlar, o zamanki Başbakan Erdoğan ve kuvvet komutanlarıydı. Çözümlerini Ö.T. komisere verdim.

MHP’Lİ VEKİLLERE KASET SKANDALI

2011'de bürodayken E.A. komiser yanıma gelerek şubede kayıt amaçlı kullandığımız PV900-800 diye bilinen bir cihazı bana vererek bunları Başkanlık'taki Sedat Zavar'a götürmemi istedi. Konya yolu üzerinde giderken içerisinde ne olduğunu merak ettiğimden kenarda durdum. Cihazı açıp içerisindeki görüntüleri yaklaşık bir dakika boyunca izledim. Görüntülerde bir evin içerisinde salon veya büyükçe bir odada, masa etrafında 2 kadın, 2 erkeğin oturduğunu, masanın üzerinde yemekler olduğunu gördüm. Bir süre sonra TV ve internette yayınlanan ve kamuoyunda MHP genel başkan yardımcılarına yönelik kaset kumpası olarak bilinen görüntüleri izlediğimde benim daha önce kayıt cihazında izlediğim görüntülerin bir kısmının bunlar olduğunu fark ettim.

ERDOĞAN’IN GÖRÜŞMELERİ DİNLENDİ

2012'de E.A. komiser, flash bellekte ses kayıtları getirmeye başladı. Yaklaşık 2 ay getirdi. Bu kayıtlan dinlediğimde o zamanki Başbakan Tayyip Erdoğan'ın parça parça telefon görüşmeleri olduğunu gördüm. Bazı dosyaların içinde 10, bazılarının içinde 20 tane görüşme vardı. E. komiser bana bu ses kayıtlarını dinlerken Yasin El Kadı ismine ve Suudi Arabistan'la yapılan görüşmelere dikkat etmemi söyledi. Bu kayıtlar arasında Başbakanın kızıyla, oğluyla ve bakanlarla yaptığı görüşmeler de mevcuttu. Sesleri dinleyip yazıya döküp, word ortamında dijital olarak E.A komisere teslim ediyordum.”