Boyun Eğme'de bu hafta: Böyle Gitmez!

Haftalık siyasi dergi Boyun Eğme'nin 50. sayısı yarın okurlarla buluşuyor. Dergi, "Böyle Gitmez" manşetiyle yayımlanıyor.

Haber Merkezi

Haftalık siyasi dergi Boyun Eğme'nin 50. sayısı "Böyle Gitmez" manşetiyle yayımlanarak, yarın okurlarla buluşuyor.

Dergideki yazılar ve konularıysa şöyle:

Sosyalizm Okulları’nda yeni dönem başlıyor 

Liseliler piyasanın ve gericiliğin pençesi altında çürüyen okullarına sahip çıkmakla kalmıyor, geçen sene olduğu gibi bu sene de sosyalizm okulları çatısı altında bir araya geliyor. Düşünce ve eylemin birliği... bize gereken bu. Yaşadığımız dünyayı anlamak yetmiyor. Dünyayı değiştirmek gerekiyor. Zaten değiştirmediğimiz bir dünyayı anlayamıyoruz. Bu dünyayı değiştirmeden bırakırsak, anlaşılır bir yanı da kalmıyor. Kötülü kabullenmediğimiz için ona başkaldırıyoruz, başkaldırabilmek için didik didik edip öğreniyoruz.

'Proje okulu'na direnç: Neler oldu neler olmalı?

Liselerde gözle görülür bir hareketliliğe neden olan “proje okulu” uygulaması, okulların aydınlanmaci kimliğinin tasfiyesini ve tavir alan liselilerin bastırılmasını hedefliyor. Bu haliyle “proje” hak ettiği yanıtığı almış değil. Solcu Liseliler, tepkileri büyütmeye ve yön vermeye çalışacak.

Çalışan öğrenciler birlikte hareket edecek: Bir ‘dayanışma ağı’ neler yapabilir?

Geçimini sürdürmek ve eğitim giderlerini karşılamak için çalışan on binlerce öğrenci, kent merkezlerinin en kalabalik emekçi kesimlerinden birisini oluşturuyor. Komünist Gençlik’in girişimiyle kurulacak dayanışma ağı, sermaye düzeninin yükünü sırtında taşıyan öğrencileri bir araya getirecek ve kent merkezlerinin çehresini değiştirecek.

Devrimci mücadelede gerçekçilik, iyimserlik ve stratejik tercihler üzerine (Kemal Okuyan)

"1917’nin sonunda bütün dünyanın gözü o bardağın hizla dolmasına çevrilmişti. Sonrasinda ağır yenilgiler yaşadı büyük insanlik. Nedenleri çok tartışmali. 1919-24 arasında ve 1933’te Almanya’da, 1934’te Avusturya’da, 1936’da Fransa’da, İkinci Savaş’ın hemen öncesinde İspanya’da, savaşın bitiminde Yunanistan’da, 1974’te Allende Şilisi'nde. Bu yenilgilerin kimisi “koşulları abartmanın” ürünüydü ama çoklukla “henüz vakti değil” tedbirliliğinin ve kapitalizm içi çözümler aramanın bedelini ödedi işçi sınıfı."

Okullar da olmasa akp eği̇ti̇m sorununu çözecek: Okullar öğretmensiz, öğrenciler kitapsız!

Okullar açılalı bir ay oldu... eğitim yılının ilk haftasında öğrencilerin eğitim hakları “15 Temmuz demokrasi zaferi” adı altında gasp edildi… şimdi de okullarda ders kitabı krizi yaşanıyor. İlk, orta ve liselerde bazı derslerin kitapları, “Fetö” bahanesiyle iptal edildi. Ancak yerine hangi kitapların konulacağı belli değil… öğrenciler kitapsız eğitime mahkûm… 

soL internationaL yola çıktı 

soL Haber Portalı, Türkiye’ye dönük uluslararası ilginin hiç durmadan arttığı bugünlerde yeni bir atılım yapmanın zaruri olduğunu düşünerek iddialı bir adım atmaya karar verdi ve uzun bir hazırlığın ardından İngilizce yayına başladı.

Diktatörümüzün psikolojisiyle oynuyorlar: Erdoğan’a da yazık (mı?) 

Minareler süngü, kubbeler miğfer diyerek çıktığı yolda, mafya fedailerinin başkomutanı sıfatını yüklenerek devam ediyor. Herkes bir yana çekiştiriyor, o herkesi bir yerlere çekiştirmeye çalışıyor. Aslında gerçekten bir tek memlekete yazık oluyor.

Yağma Hasan’ın böreği̇ bu olsa gerek emekçilerin cebinden ‘sermaye cenneti’ (Adile Kaya)

Şans bir şekilde hep Erdoğan’dan ve kurduğu yağma düzeninden yana gitti. Çok büyük bir gümbürtüyle yıkılması kaçınılmaz görünen bir düzen şansın da yardımıyla kuruldu ve sürdürüldü. Erdoğan, sermaye sınıfının başına gelen en büyük bela olarak görülebilir. 2000’li yıllarda burjuvazinin büyük şansının Erdoğan’ın sunduğu yağma rejimi olduğu ise tartışılmaz.

Yunanistan Komünist Partisi mücadelemizi anlatıyor: Emperyalizme karşı işçi iktidarı için

İkinci Syriza-ANEL hükümetinin ilk 6 ayında işçi, serbest çalışan, bilim insanları ve uzmanlaşmış kadroların hareketliliklerin yanında, 4 kitlesel genel grev gerçekleşti. Yoksul çiftçi ülke çapında 100 noktada 40 gün boyunca yollara barikat kurdu.

1905 Devrimi'nden gericilik yıllarına sınıfın öncü partisi: Gericiliğin kalesinde bir devrim provası (Oğuz Kavala)

Geri bir ülkede kalabalık ve gelişkin bir işçi sınıfı ile ne yapılır sorusuna, Menşevikler ‘demokrasi için mücadele’ derken, Bolşevikler ‘işçi iktidarı için hazırlanan devrimci bir sınıf partisi’ yanıtını veriyordu. 1905, Menşevikler için işçi sınıfının bir devrime hazır olmadığının kanıtıydı. Bolşevikler için ise 1905, işçilerin devrimci gücünü gösterdiği bir prova...