AKP Genel Başkan Yardımcısı: Kürt kimliğinin ifade edilmesinin önündeki bütün engelleri kaldırdık

AKP Genel Başkan Yardımcısı Aktay, "Kürt kimliğinin ifade edilmesinin önündeki bütün engelleri kaldırdık, isteyen rahatlıkla ben Kürt'üm diyebilir" dedi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, "ırkından, dilinden ve kavminden hiç kimseye ayrım yapılmayacağını ilan ettiklerini ve bunu uyguladıklarını" iddia etti.

"Kürt kimliğinin ifade edilmesinin önündeki bütün engelleri kaldırdık, isteyen rahatlıkla ben Kürt'üm diyebilir, diyorlar da artık" diyen Aktay, şöyle konuştu:

"Bizim zamanımızda biz Kürt sorununu bitirdik ama bir tek sorunumuz kalmıştı. Bizden önce yapılan zulümleri belki de bahane göstererek bazıları dağa çıkmıştı, o dağdakiler de bizim çocuklarımızdır, biz onlara merhamet edelim. Çünkü devletin biraz eli serttir ama aynı zamanda bir merhamet ayağının da olması lazım. Biz önce 'şefkat ve merhamet kısmını kullanalım' dedik. Dedik ki dağa çıkmış olanlar da belki de zulümden dolayı, geçmişte yapılan haksızlıktan dolayı çıkmışlarsa onlara diyelim ki bakın, memleketinizde işler normale döndü, artık Kürtlerle ilgili bir sorun yok, Kürt kimliği ile ilgili sorun yok, ana dilde eğitim var, Kürtçe üzerinde yasaklar kalktı. Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlerin de devletidir. Yani Türkiye'de artık Kürtlerin de bir devleti var. Dolayısıyla bu devleti kendi devletiniz görün. Çünkü bu devlet sizi kendi vatandaşı, kardeşi, canından can ve canından kan olarak görüyor."

'ÜMMET, MİLLET BİRLİĞİ...'

Yasin Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz ümmet, millet birliği içerisinde tek vatan, tek millet, tek devlet ve tek bayrak derken bunu kastediyoruz. Ayrım yok aramızda ve bunu da ispatladık. Demek ki memleketinizde, evlerinizde, şehirlerinizde, köylerinizde işler normale dönmüştür, evinize dönün, silahı bırakın evinize dönün dedik. Söz vermişlerdi silahı bırakacaklardı, o silahı bırakmak yerine tuttular daha çok insan silahlandırdılar. Önce binlerce, on binlerce çocuğun eline verdiğin molotof kokteyllileriyle, taşlarla yaptığın bu terörün hesabını bir ver bakalım. Dağa alıp götürdüğün kız, erkek çocukların 12,13,14 yaşındaki çocukların bir hesabını ver bakalım. Onlara nasıl bir gelecek hazırlıyorsun sen acaba? Onların geleceği için zerre kadar vicdan var mı sende? Onlara karşı zerre kadar bir duyarlılık, hassasiyet taşıyor musun? Onların önce hesabını vermen lazım. Dağa çıkanların da evlerine dönmesini, ölmesinler dedik ama bunlar böyle suistimal edince devletin yapacak başka bir şeyi kalmadı. Devlet bir yandan Kürt sorununu çözmüş ama terör sorunuyla sonuna kadar mücadele etme, azim ve kararlılığı içine girmiştir. Bundan sonra çözüm, mözüm budur. Bizim çözüm şeklimiz bu artık. Silahını efendice bırakacaklar, gelecekler artık devletin şefkatli kollarına sığınacaklar, değilse ellerindeki silah düşünceye kadar onlarla savaşa devam."