TEKEL direnişi 2. haftasında

15. gününe giren TEKEL işçilerinin direnişinde dün Meclis’i ziyaret eden Türk-İş temsilcilerini bekleyen işçilere polis barikat kurdu.

TEKEL işçilerinin 4-C statüsüne karşı Ankara’da başlattıkları direniş iki haftayı geride bıraktı. İşçiler havanın soğumasına ve yağmura karşın direnişlerini sürdürüyor. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve bağlı sendikaların başkanları dün Ankara’da bir araya gelerek TBMM’yi ziyaret etti. Kumlu ve heyetiyle birlikte Meclis’e yürümek isteyen işçilere polis izin vermedi. İşçiler Güvenpark’ta kalarak yaklaşık bir buçuk saat Meclis’teki heyetin dönüşünü bekledi.

İşçilere barikat
Meclis’te MHP Grup Başkan vekili Oktay Vural ile görüşen Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve beraberindeki heyet daha sonra Güvenpark’a geldi. Buradan Türk-İş Genel Merkezi’ne doğru yürüyüşe geçen işçileri Milli Müdafaa Caddesi girişinde polis yine barikat kurarak engellemeye çalıştı. Polis grubun metro altgeçidinden geçmesini istedi. Kumlu ve bazı sendika yöneticileri alt geçidi kullanırken, işçiler yolun üstünden geçmek için polis barikatını zorladı. Burada işçilerle polis arasında kısa süreli arbede yaşandı.

Daha sonra İzmir Caddesi’ne yönelen işçiler, İzmir Caddesi’nden Sakarya Caddesi’ne AKP karşıtı sloganlar atarak yürüdüler. Mustafa Kumlu ve beraberindekiler, işçileri Sakarya Caddesi girişinde karşıladı. Grup daha sonra Türk-İş Genel Merkezi önüne geldi.

Burada işçilere seslenen Kumlu, 30 Aralık Çarşamba günü (yarın) Türk-İş Başkanlar Kurulu’nu yeniden toplayacaklarını ve bundan sonraki yol haritalarını o toplantıda belirleyeceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan’ın TEKEL işçileriyle ilgili olumsuz açıklamalar yaptığını söyleyen Kumlu, açıklamaların Türk-İş’i üzdüğünü dile getirdi.

Kumlu 'ideolojik değil' dedi, işçi 'genel grev' istedi
TEKEL’de “özelleştirme” değil “kapatma” yapıldığını belirten Kumlu, işçilerin ekmekleri, hakları için eylem yaptığını ifade etti. TEKEL işçilerinin eyleminin “ideolojik” olmadığını söyleyen Kumlu, “Başbakan, TEKEL işçilerinin eylemini ‘ideolojik’ olarak değerlendirmiş, ‘yetimin hakkını tekel işçilerine yedirmeyeceğini’ belirtmiş. ‘Yatarak para kazandırmayacaklarını’ tekrarlamış. TEKEL işçisi yatarak değil, çalışarak para kazanmak istiyor. Bu tür yaklaşımlar dostça değil. Başbakan işçilerin kendisine düşman olmadığını anlamalı. İşçiler Başbakan’ın düşmanı değil, işçiler bu ülke için çalışıyor, emek harcıyor. Başbakan, yapılan bu eylemlerin nedenini düşünmeli ve çözüm yolları aramalıdır” diye konuştu. Kumlu’nun konuşmasını işçiler sık sık “Genel grevi genel direniş” sloganlarıyla kestiler.

Tütün üreticileri de TEKEL işçisinin yanında
Bu arada TEKEL işçilerine bir destek açıklaması da Tütün-Sen’den geldi. Tütün Üreticileri Sendikası (Tütün-Sen), Tekel’in özelleştirilmesi ve fabrikalarının kapatılmasından 1980 yılından sonraki bütün iktidarların sorumlu olduğunu dile getirdiği açıklamasında, 2002 yılında çıkarılan “Tütün Yasası” ile tütüncülüğün çokuluslu şirketlerin insafına bırakıldığı ifade etti. 2000’de tütün üreten 578 bin ailenin, 2008’de 194 bin aileye düştüğünü, 2009 yılındaysa Tekel’in 107 bin 619 üreticiden tütün aldığını ve artık almayacağını ifade eden Tütün-Sen’in açıklamasında şöyle denildi:

“13 bin TEKEL işçisiyle beraber binlerce insanı işsiz bırakan bu sürecin yaşanmasını engelleyecek tek yolun TEKEL’in özelleştirilmesine karşı mücadele etmek olduğunu, Sigara bölümünün satılmasıyla Yaprak İşleme Müdürlüklerinin de kapatılacağını defalarca söyledik. Ve yine söylüyoruz, bugün gelinen noktada TTA’nın kapatılmasını önlemek esas görevimiz olmalıdır. Tütün üreticilerinin yüreği TEKEL işçileriyle atmaktadır ve mücadeleleri mücadelemizdir.”

(soL - Haber Merkezi)