Roseteks Giyim Sanayi A.Ş. çalışanları 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde sebep gösterilmeden işten çıkartıldı. Patronların hiçbir açıklama yapmadan sessizce ortadan kaybolmasının ardından, 382 işçi işsiz kaldı. İşçiler ödenmemiş 10 yıllara varan kıdem tazminatları ve 2 ay 8 günlük maaşlarını geri alabilmek için Roseteks Giyim A.Ş sahibi Nedim Aşkın, Bülent Temuroğlu ve Yalçın Aytaç Temuroğlu’nun ortak olduğu Köşebaşı Restaurant Zincirleri’nin Levent ve Nişantaşı şubeleri önünde direniş eylemlerine başladılar.
İşçilerin evlerine polis baskını
İşçiler, haklarını alabilmek için her Cumartesi ve Pazar saat 19:30-21:30 arasında Köşebaşı Restaurant Levent şubesi önünde oturma eylemi yapıyorlardı. 12 Ağustos 2012 tarihinde oturma eylemi yapan işçiler hakkında, "tehdit, şantaj, çalışma hürriyetinden alıkoyma, 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet" suçlamalarıyla soruşturma açıldı. İşçilerin evi polislerce basıldı ve ifade vermeye götürüldüler. İşçiler polisin çağırması durumunda ifade vermeye zaten gideceklerini, ev baskınları ile ailelerini ve kendilerini korkutmaya çalıştıklarını söylediler.
Önce polis barikatı, sonra biber gazı
İşçilerin oturma eylemi sürerken 4. haftadan itibaren önlerine polis barikatı kuruldu. İşçilerin oturma eylemi çevreye her hangibir zarar vermezken, Köşebaşı Restaurant’ın patronları müşteri ve itibar kaybetme kaygısıyla arttırdığı baskıyla işçilerin önüne polis barikatı kurdurttu ve lüks restoranın önünde oturmalarını engellendi.
Kıdem tazminatlarını ve maaşlarını geri alabilmek için direnen işçilerin direnişleri 7. haftalarına girerken, 1 Eylül 2012 günü işçilere hiçbir sebep yokken biber gazı ile saldırdılar. İşçilerden 2’si hastaneye kaldırıldı Avukat Şükriye Erden’in ise kolu çatladı.
Bunun üzerine dün gece 19.30 Levent Köşebası Restautant’ın önünde basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını okuyan Roseteks işçisi Meral Cin, “Biz Roseteks işçileri alıntermiz için direnmeye devam ediyoruz. Bu yedinci haftamızda Kösebaşı’nın tüm baskılarına rağmen direnmeye devam edeceğiz, yılmadık, yılmayacağız. Ne barikatlar nede biber gazı bizi yıldıramaz. Ali Akkaş polisleri üstümüze salarak bizi korkutucağınımı sanıyorsun yanılıyorsun korkmayacağız” diyerek sözlerine başladı. Sonra Çalışma Bakanlığı'nın, İş Mahkemelerinin haklarını korumak için hiçbir şey yapmadığını, haklı oldukları halde haklarını alamadıklarını dile getirdi.
Roseteks işçilerinden soL’a konuşan Meral Özyürek 8 yıldır modelist olarak burada çalıştığını, 3 yıldır krizi bahane ederek paralarını düzenli vermediklerini söyledi. Şubat ayında patronların ortadan kaybolduğunu, tefecilerin silahla iş yerlerini bastığını, kendi işyerleri gibi işyerini koruduklarını belirtti. Meral Özyürek sözlerini ”Bunca emeğin sonucu bu olmamalıydı. Hakkımızı emeğmizi alabilmek için şirketin elinde bir şey kalmadığından, buraya geldik. Bizim kaybedicek bir şeyimiz kalmadı, onların lüks restoranları var” diyerek bitirdi.
"Aramızda astım hastası olduğu söylememize rağmen biber gazı sıktılar"
Polisin biber gazı saldırısında yaralanıp hastaneye kaldırılan Ayşe Koçer: “Asistan olarak çalışıyordum. Sebep yokken işimize son verildi. Maaşımızı ve kıdem tazminatımızı alamadığımızdan burada hakkımızı arıyoruz. Dün ne olduğunu anlamadan biber gazı attılar. Astım hastası arkadaşlarımız vardı, bunu söylememize rağmen biber gazı sıktılar. Bir yandan koluma ve kafama darbe yedim. Ancak bizi korkutamazlar” dedi.
Dış fason takipçisi olarak 5 senedir Rosetekste çalışan 33 yaşındaki Ferhat Başal uzun zamandır ücretlerini alamadıklarından zor durumda olduklarını, şirkette çok emeklerinin olduğunu söyledi. Evli ve 2 çocuğu olan Başal, çocuklarını burada bakamadığından köye yolladığını dile getirdi.
Eylem Roseteks işçilerini direnişinin başından beri ziyaret eden Alibeyköy Haklar Derneği Müzisyenleri ve Pınar Aydınlar’ın seslendirdiği şarkılar eşliğinde halaylarla son buldu.
Roseteks işçileri her cumartesi ve pazar 19.30-21.30 Levent Köşebaşı Restaurant’ın önünde eylemlerine devam edecekler.
(soL - İstanbul)
