ODTÜ'de türban ve gericilik tartışıldı

Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) TKP Merkez Komite Üyesi Metin Çulhaoğlu'nun ve ÜKD Yönetim Kurulu Üyesi Engin Özkan'ın katılımıyla düzenlenen panelde "Gericilik üniversiteleri istila ederken, türban neyi örtüyor?" sorusu tartışıldı.

Orta Doğu Tenik Üniversitesi'nde TKP'li Öğrenciler'in düzenlediği "Türban neyi örtüyor?" paneli Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite üyesi Metin Çulhaoğlu ve Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) Yönetim Kurulu Üyesi Engin Özkan'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

İlk sözü alan Metin Çulhaoğlu, "türban"ın bugün neden bu kadar önem kazandığına değindi. Türbanın kendi başına bir olgu olarak ele almanın ve belli bir bütünlükten soyutlamanın yanlış çıkarımlara sürükleyebileceğini belirten Çulhaoğlu, toplumda bugün türbanın bir dedektör olarak işlev gördüğünü ifade etti. Türbanı, mühendislik alanlarında kullanılan bir ısınma dedektörüne benzeten Çulhaoğlu, türban tartışmalarıyla AKP'nin, devletin çeşitli kurumlarının ve siyasi partilerinin nereye kadar zorlanabileceğini tespit ettiğini vurguladı. Ayrıca türbanı madencilikte kullanılan grizu dedektörüne de benzeten Çulhaoğlu, "Türban tartışmalarıyla AKP çeşitli aktörlerin bu konuda bir patlama gösterip göstermeyeceğini yoklamaktadır" dedi.

Türbanın bugün Türkiye'de bir eritime potası işevi de gördüğünü belirten Çulhaoğlu, her türlü özgürlüğün ve kimi alanlarda eşitlik fikrinin bile türban başlığı altında eritilmeye çalışıldığını söyledi. Sanki eğitim alanında başka hiçbir mesele yokmuş gibi salt türbanlı kızların eğitiminin gündeme getirildiğini ve hatta istihdam meselesinin bile türban başlığı altına sokulmaya çalışıldığını belirten Çulhaoğlu, "Bütün bu başlıklarla asıl yapılmaya çalışılan şey ılımlı İslam modelini Türkiye'de kurmaktır" dedi.

AKP'nin bugün bu toplumda tarikatlar ve cemaatlerin sözünü daha fazla artırarak toplumu dincileştirmek gibi bir amaç güttüğünü ve bu bağlamda gerek emperyalizmden aldığı icazet mekanizmalarını kullanarak gerekse devlet kurumları içindeki dinci kadrolaştırmayı artırarak önemli bir mesafe kaydettiğini belirten Çulhaoğlu, bugün artık bu konuda burjuva laikliğini aşan bir mücadele yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

'Üniversiteler ne yapacak?'
Metin Çulhaoğlu'nun ardından söz alan Üniversite Konseyleri Derneği'nden Engin Özkan, bugün ülkede bir gericileştirme saldırısı olduğuna vurgu yaparak türbanın bu bağlamda üniversiteleri medreseye dönüştürme yolunda bir adım olduğunu söyledi. AKP'nin arkasına referandum sonrası aldığı rüzgarla bu saatten sonra üniversitelerde ideolojilere yer yok dedirtebildiğini belirten Özkan, bu noktaya gelinmesinde üniversitelerin kamuculuğu dışlaması ve piyasacılığa açılmasının büyük etkisi olduğunu belirtti.

ÜKD olarak 2008'de başlattıkları çalışma sayesinde 7 bin 500 imza topladıklarını ve türban başlığının o zaman için geri çekilmesinde önemli bir etki yarattıklarını belirten özkan, bugünkü başlatılan yeni imza kampanyası ile akademideki aydınlanmacı ve ilerici damar üzerine bir direnç odağı oluşturmak istediklerini belirtti. Akademinin "AKP bugün her şeyi yaptı, savunulacak mevzi kalmadı" demeye ve umutsuz olmaya hakkı olmadığını söyleyen Engin Özkan, gericiliğe karşı verilecek mücadelenin toplumun her kesiminde yayılması gerektiğini ve ancak bu sayede üniversitelerde bilimin ve aydınlanmanın yeniden etkin kılınabileceğini belirtti.

Konuşmacıların sözlerini bitirmelerinin ardından soru cevap kısmına geçilen etkinlik, AKP'nin ve YÖK'ün zorbalığına karşı 6 Kasım'da Dolmabahçe'de en kitlesel eylemlerden birini yapmak için çağrı yapılmasıyla sona erdi.

(soL - Ankara)