Çaykur Genel Müdürü'nden grev öncesi işçilere tehdit!

Tek Gıda-İş Sendikası'nın yarın Çaykur'da greve gitme kararına ilişkin basın toplantısı düzenleyen Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu sendikayı ve greve katılacak işçileri tehdit etti. Sendikanın Genel Başkanı Mustafa Türkel ise grevin, son 20 yılda kamuda gerçekleşen en büyük grev olacağını belirtti.

TEK Gıda-İş Sendikası ile Çaykur ve Kamu İşverenleri Sendikası arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanmasının ardından 10 bin işçiyi kapsayan grev kararı, yarın sabah 58 işletmede uygulamaya konuluyor. Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Çaykur’un çay almamasının bölgede 10 büyüklüğündeki bir deprem anlamına geleceğini savunarak, "Her taraf yıkılır, herkes bu enkazın altında kalır. Daha sonra oluşacak tsunami dalgaları herkesi sürükler, götürür. Herkes aklını başına alsın" dedi. Sütlüoğlu sendikayı ve greve katılacak işçileri de tehdit etti.

"Sözleşme sendikal mücadele yüzünden imzalanamıyor"
Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde basın toplantısı düzenleyen Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, toplu sözleşme imzalanamamasındaki suçu Çaykur’da 5 yıldır sürdürülen sendikal mücadeleye attı. Bu sürede hükümetin gerekli ücret zamlarını yaparak işçileri mağdur etmediğini savunan Sütlüoğlu şunları söyledi:

"Sendikal mücadele dönemini kapsayan 5 yıllık dönemde 'İşçinin mağdur olduğu zamları talep ediyoruz' diye bir propaganda yapılıyor. Bu doğru değil. Ücret zamları konusunda sendika ile işveren arasında bir itilaf söz konusu değildir. Kamu İşverenleri sendikası ile Tek Gıda-İş Sendikası arasında anlaşma sağlanmıştır. Burada işçinin mağdur olduğu tek konu sosyal haklardır. Bu konuda da anlaşma sağlanmıştır. Sendika toplu iş sözleşmesini imzalamadığı için sosyal haklar ödenemiyor. Sendika bugüne kadar olmayan 'kampanya primi ve yıpranma zammı' adı altında çok afaki taleplerle işverenin karşısına geliyor. Bu adlar altında çok büyük zamlar talep ediliyor. Bu bir sorumsuzluk. Burada maksat işçinin hakkını korumak ve üzüm yemek değil burada maksat bekçiyi dövmek."

"Greve katılanlar mağdur olur, katılmayanları mağdur etmeyeceğiz"
Greve katılan işçilerin ücret alamayacağını ve mağdur olacağını söyleyerek işçilere üstü kapalı tehditte bulunan Sütlüoğlu, sözlerini söyle sürdürdü:

"Sendika bunu karşılayabilecek mi? Sendikanın bunu karşılayacak kaynağı da yoktur. Burada işçiler '8-10 bin lira zam alacaksınız, bu çantada keklik. Bizim üyelerimiz bunu alacak üye olmayan diğer sendika üyeleri alamayacak. Greve katılan işçiler bu farkı alacak diğerleri alamayacak' denilerek kandırılıyor. Bunlar kuyruklu yalanlardır. Bir kere böyle bir para ödenmeyecek. Greve katılan işçiler bölgeye ve müstahsile büyük sıkıntı getirirler. Greve katılmayan işçilerimizin kesinlikle mağdur olmayacaklar. Greve katılmayanlar para alamayacak diye bir şey yok. Greve katılmayan işçilerimizi hiçbir şekilde mağdur etmeyeceğim."

Sütlüoğlu sözleri şöyle sürdürdü, "Sendika 'Kavga etmeye devam edeceğim' diyorsa bu işin altında kalır. Çaykur’un çay almaması demek bölgede 10 büyüklüğünde deprem demektir. Her taraf yıkılır, herkes bu enkazın altında kalır. Daha sonra oluşacak tsunami dalgaları herkesi sürükler götürür. Herkes aklını başına alsın. Böyle bir şey olmaz. Biz üreticinin mağdur olmasına müsaade etmeyiz. Bizim politikamız üretici odaklıdır. Aynı zamanda işçilerimizi de korumayı hedef alıyoruz" diye konuştu.

"Son 20 yılın en geniş katılımlı eylemi olacak"
Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel ise yaptığı yazılı açıklamada Çaykur’daki grevin, son 20 yılda kamudaki en geniş katılımlı işçi eylemi niteliği taşıyacağını belirterek, "Gelin inattan vazgeçin işçilerin haklarını verin, anlaşalım" çağrısında bulundu. Türkel, greve Sendikal Güç Birliği Platformu’na (SGBP) bağlı Türk-İş üyesi sendikaların başkanları, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası yönetimi ile Rize ve çevre illerdeki partiler, sivil toplum ve esnaf örgütleri de destek verdiğini belirterek şunları ifade etti:

"Bu grevin bir hafta veya 10 gün sürmesiyle birlikte fabrikaların yeni yaş çay kampanya dönemine yetişmeme durumu var. Kampanya döneminin açılmasıyla birlikte grev devam ettiği için müstahsil çayını toplayamayacak ve çay dalında kalacaktır. Çaykur’un yanısıra yöre halkı da büyük bir riskle karşı karşıya kalacaktır. Başka bir çıkış noktamız kalmadığı noktada bu grev kararını almak zorunda kaldık. Ancak Çaykur işvereni ve onun adına Kamu İşverenleri Sendikası bize hukuksuzluğu dayatıyor. Bizim çalışanlarımızın taleplerini görmezden gelmeye çalışıyor."