'AKP yeni yasa ile yandaş sendikacılığın temellerini attı'

Sendikal hak ve özgürlüklere yeni barajlar ve yasaklar getiren AKP'nin sendikalar yasası Meclis'ten geçti. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Atilla Özsever tüm yetkiyi elinde toplayan hükümetin bu yasa ile yandaş sendikacılığın temellerini attığını ve uzun vadede yandaş sendikacılığı özendireceğini ifade etti.

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısı, mecliste yaşanan tartışmalarla işçi sendikalarının itirazlarına ve kamuoyunun tepkisine rağmen dün gece yarısı yasalaştı. Meclis’te görüşmeleri tamamlanan yasa bundan sonra Cumhurbaşkanı’nın onayına çıkacak. Eğer Cumhurbaşkanı onaylarsa yasa Resmi Gazetede yayımlanacak ve yürürlüğe girmiş olacak.

12 Eylül darbe hukukun dahi gerisinde kalan AKP’nin sendikalar yasası barajları ve yasakları daha da ağırlaştırılarak korunuyor. Patronların taleplerine paralel olarak AKP’nin Meclis’teki sayısal çoğunluğuna dayanarak yasalaştırdığı tasarıda, yetki yine Bakanlık tarafından veriliyor. Böylece söz konusu yetki uygulamasında sendikalar hükümetin insafına bırakılıyor. Aylara varan ve yasanın belirlediği şartlarda sürdürülmesine dayanan zorunlu toplu sözleşmesi süreci ise aynen korunuyor.

Diğer taraftan AKP hükümetinin kamuoyunu yanlış yönlendirerek yüzde 10’dan yüzde 3’e düşürüldüğü iddia edilen iş kolu barajı ise kademeli olarak arttırıldı. Buna göre, 2013 yılı Ocak istatistikleri SGK verilerine göre açıklanacak ve 2013 yılı Ocak ayında baraj %1, 2016 yılı 7.ayında baraj %2, 2018 yılı 7.ayında baraj %3 olarak kademeli şekilde belirlenecek.

Halen TİS yetkisi olan (eski istatistiklere göre) sendikalar, 2016 yılının 7.ayına kadar toplu sözleşme yetkisine sahip olacaklar. Sonrasında ise %2 ve %3’e tabi olacaklar.

Yasa tasarısında kademeli baraj getirilerek Ekonomik ve Sosyal Konsey’e üye konfederasyonlara (Türk-İş, DİSK, Hak-İş) bağlı işçi sendikaları için öngörülen yüzde 3 barajının yanı sıra, iş yerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının (İşyeri barajı %50+1,), işletmede ise yüzde 40'ının kendi üyesi bulunması şartını arayacak.

Özsever: “Yandaş sendikacılık hayırlı olsun!”
Öte yandan, söz konusu yasayla ilgili görüşlerini aldığımız Yurt Gazetesi yazarı Atilla Özsever, AKP’nin hazırladığı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasa Tasarısı ile “yandaş sendikacılığın” alt yapısının hazırlandığını ifade etti.

Bugünkü köşe yazısında da konuyu değerlendiren Özsever, hükümet ile işçi ve işveren tarafları arasında yapılan görüşmelerde “yüzde sıfır” barajını dile getiren Hak-İş’in, yaptığı lobi faaliyeti neticesinde kendisine bağlı olarak kurulan iki yeni sendikası için toplu sözleşme hakkını elde etmesine dikkat çekti.

Özsever yandaş sendikacılık faaliyetinin sonuç vermesini şu örnekle açıkladı:

“15 Eylül 2012 tarihine kadar kurulmuş ve Ekonomik ve Sosyal Konsey’e üye konfederasyonlara bağlı sendikalar için Ocak 2013’e kadar olan yüzde 1’lik baraj geçerli olmayacak. Yani, bu üç aylık sürede işkolu barajı sıfır olarak kabul ediliyor. Bu durumda TGS’den ayrılanların kurduğu Medya-İş Sendikası ile birlikte Öz Büro-İş, Öz Petrol-İş ve Öz-İş gibi sendikalar Hak-İş konfederasyonuna üye olarak üç ay için herhangi bir baraj sorunu ile karşı karşıya kalmayacaklar.”

Özellikle tutuklu gazeteciler için yaptığı etkili çalışmalar ile AKP hükümeti tarafından hedef seçilen Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan (TGS) baskı ile istifa ettirilerek 25.8.2012 tarihinde 1.Olağan Genel Kurulu’nu yapıp Hak-İş’e üye olan Meyda-iş’e de bu operasyonla toplu sözleşeme yapma yetkisi tanınmasına dikkat çeken Özsever, uzun vadede birçok yetkinin bakanlığa tanınmış olmasının da altını çizdi.

“Uzun vadede yandaş sendikacılık özendirilecek”
Söz konusu uygulamanın yalnızca Hak-İş’te yeni kurulan sendikaların değil aynı zamanda Türk-iş ve DİSK’te de yeni kurulan sendikaların lehine olduğunu kaydeden Özsever, burada kritik noktanın yetki tespitinin bakanlık yani hükümet ile kurulan ilişkiler neticesinde belirlenmesi olduğunu ifade etti.

Eski sendikacı, eski Hak-İş Başkanı Salim Uslu ve yine eski Hak-İş’li Hüseyin Tanrıverdi’nin şuan AKP milletvekili olmasına dikkat çeken Özsever, uzun vadede üyelik ve istifada kullanılacak olan e-devlet uygulamasından yetki tespitine kadar birçok başlıkta bakanlığın yetkili kılınmasıyla siyasal iktidarın süreç üzerindeki egemenliğine dikkat çekti.

Hükümet ile kurulan yakın ilişkiler sonucunda varılan noktaya Memur-Sen’i örnek gösteren Atilla Özsever, 12 Eylül darbe hukukunun AKP eliyle devam ettirildiği bu yasayla uzun vadede diğer sendikalar içinde emsal teşkil edilmesi istenerek yandaş sendikacılığın yangılaştırılmaya çalışılacağını belirtti.

Özsever ayrıca bağımsız sendikacılığı da yok eden bu yasanın, Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) barajı ile konfederasyonları bu kurula üye olmaya zorlayarak yapısı gereği hükümet ve işveren kuruluşlarının ağırlıklı olması nedeniyle alınacak kararlarda da “suç ortaklığına” itmiş olduğunu dile getirdi.

Hak-İş’e bağlı Öztarım-İş’i kurtarma operasyonu
Diğer taraftan Türk-İş’in gazetelere verdiği ilanlarda eleştirdiği “Sendika kurucularının sendikanın kurulduğu işkolunda çalışıyor olmaları” şartı yeni yasayla kaldırılmış oldu. Böylelikle Hak-İş’e üye olan Öztarım-İş sendikası kurtarılmış oldu.

Bir süre önce Hak-İş’e bağlı Öztarım-İş sendikası Türk-İş’e üye olan Tarım-İş sendikasının örgütlü olduğu TİGEM’de agresif bir faaliyet yürüterek ve üyelik yapmıştı. Bunun üzerine söz konusu sendikanın kurucuları o işkolunda çalışmadığı için dava açılmıştı. Ancak yeni yasada tanınan bu hak ile devam eden davanın gerekçesi boşa çıkmış oldu.

(soL-Haber Merkezi)