301'den kurtulamadı

Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Veysel Kaplan, üyelerinden Yusuf Yalçın’ın, yolculuktaki konuşması yüzünden 301. maddeden yargılandığını söyledi.

soL (HABER MERKEZİ) Veysel Kaplan, 13 Nisan'daki otobüs yolculuğunda konuşması sivil polis tarafından tespit edilen üyeleri Yusuf Yalçın'ın, 301. maddeden yargılanmaya başlanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Türkiye'de düşünce, konuşma, yazı ve basın-yayın özgürlüğünün hep sorun olduğuna değinen Kaplan, ''Bundan dolayıdır ki yargılanan, tutuklanan, ömürlerini cezaevlerinde tüketen yazar, çizer, siyasetçi ve düşünürlere sıklıkla rastlamaktayız. Ülkemizde üç darbe olmuş, darbesiz dönemlerde de brifinglendirmelerle, andıçlamalarla, çeşitli kurum ve kişiler taciz edilmiş, hedefe konulmuş, faaliyetleri yasaklanmış, cezaevleri düşünce suçlularıyla doldurulmuştur. Bir fikre inandığı, kimliğini inkâr etmediği için işkence gören ve ömrünü cezaevlerinde geçirenlerin sayısı saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Ülkemiz tarihi sansürlerle doludur. Gazetecilerin yüzlerce yıllık cezalara çarptırılması başarısı ülkemize aittir. Darbe dönemlerinde evlerde toplanan kitapların haber bültenlerinde suç aleti kategorisinde kamuoyuna sergilenmesinin 'onuru' da Türkiye'ye aittir" dedi.

"Bir yasa diğerini onarır"

Türkiye'de, düşünce özgürlüğünün hukuki barikatlarının çok olduğunu da savunan Kaplan, şunları kaydetti: ''Bir yasa delindiğinde bir başkası onu onarır. Mevcut Anayasa başta olmak üzere Türk Ceza Yasası, Terörle Mücadele Yasası, Dernekler Yasası, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası, YÖK Yasası ve daha başkaları nasıl düşünüleceğini, daha doğrusu nasıl düşünülmeyeceğini kayıt altına tutan ve yaptırıma bağlayan yasalardır. Dün 141-142. maddelerle, 8. maddeyle uğraşan ülke insanımız özellikle 2005'den bu yana sıklıkla gündemde olan ve Hrant Dink'in öldürülmesine zemin hazırlayan süreci başlatması nedeniyle de kamuoyunda katil yasa olarak anılan TCK'nin 301. maddesiyle uğraşmakta. Türkiye'de düşünce özgürlüğü, düşünceyi ifade etme ve örgütlenme hakkına yönelik pek çok engel bulunmakla beraber hangi maddenin öne çıkarılacağı birazda ülkenin içinde bulunduğu sosyal siyasal gelişmelerle ilgilidir. Toplumsal ve siyasal yaşama her alandan müdahalenin olduğu bu son yıllarda gündeme getirilen ve öne çıkarılan madde 301 olmuştur. 2005'den bu yana sistemli olarak geliştirilen ırkçı-şoven ortam, dozu sürekli artırılan milliyetçilik, mahkemelerin bile basılıp linç ortamlarının hazırlanması, bölünme-parçalanma paronayası, insanlar ve halklar arasında güvensizlik ve kuşku oluşturacak bir zeminin oluşmasına neden olmuştur" dedi.

Tanınan biri kurtulabilir belki
Veysel Kaplan, 301. maddeden yargılanmanın sonuçlarını, tanınan biri olup olmamanın da etkileyebildiğine değinerek, şöyle devam etti: "Böyle bir zeminde tetikçi bulmakta zorluk çekilmez. Böyle bir zeminde yüzlerce yazarı, gazeteciyi, insan hakları savunucularını hedefe koymakta, yazarların yazdığını çizdiğini inceleyip 301. maddeden haklarında suç duyurusunda bulunacak ihbarcı gruplar bulmakta zorluk çekilmez. Gelinen aşamada artık deşifre olmuş, tepki çeken 301. madde de yapılan değişikliğin bir kandırmaca olduğu özünde, ruhunda bir değişiklik olmadığı son aylarda yaşanan gelişmelerle kanıtlanmıştır. Belki geçici olarak kamuoyunca bilinen, tanınan yazarlar, aydınlar geçici olarak adalet bakanının izni ile bir süreliğine 301. maddeden yırtabilirler. Ama tanınan biri değilseniz minibüste, kahvede, evinin balkonunda, yolda, pazarda ülke mesellerine dair yaptığınız bir sohbet nedeni ile birilerinin ihbarı ile bir anda 301'lik olabilir ya da çok rahat hedef gösterilip sokak ortasında linç edilebilirsiniz. İşte arkadaşımız Yusuf Yalçın şehir içi minibüsünde arkadaşıyla memleketin genel toplumsal olayları üzerinde sohbet ederken önde bulunan ve kendilerini dinleyen sonradan polis olduğunu öğrendiği bir şahsın sözlü, tehdit içeren tepkisiyle karşılaşmış, çevrede bulunanların hedefi konumuna getirilmek istenmiş ve soğukkanlılığı sayesinde olası bir linçten şans eseri kurtulmuş, ancak 301. maddeden yargılanmaktan kurtulamamıştır."