'Hükümet İstifa Et' panelinde direniş ve sonuçları tartışıldı

İstanbul Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde (NHKM) soL okurlarının çağrıcılığını yaptığı panele soL gazetesinden Mehmet Kuzulugil ve Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Kemal Erdemol katıldı. Panelde direnişin sonuçları, Türkiye'nin geleceği ve Hükümet İstifa Et imza kampanyasının siyasi anlamı tartışıldı.

Kadıköy NHKM’de soL okurlarının çağrısını yaptığı panel bu akşam saat 19.30’da başladı. Panele Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Kemal Erdemol ve soL Gazetesi yazı işleri müdürü Mehmet Kuzulugil konuşmacı olarak katıldı. Panelde Gezi Parkı sürecinin Türkiye’de neleri değiştirdiği tartışıldı. Hükümet istifa et imza kampanyasının bu dönemdeki anlamı üzerinde duran gazeteciler AKP’nin bir çok başlıkta ama özellikle dış politika başlığında başarısızlığına vurgu yaptılar.

‘Gezi'yle kavramlar değişti’
Panelistlerden Mehmet Kuzulugil açılış konuşmasında Gezi Parkı süreciyle birlikte hangi kavramların değiştiğini ve hangi anlamlar yüklendiğini anlattı. Umut, mücadele, hak, halk kavramlarının Gezi Parkı sürecinden önce ne ifade ettiği konusunda kısa bir geçmiş hatırlatmasında bulunan Kuzulugil, önceden bu kavramlara özel bir yakınlık duyulmadığını ancak Gezi Parkı süreciyle birlikte herkesin "biz artık halk olduk" dediğini, güçlünün yanında değil haklının yanında olmanın doğruluğunu anladığını belirtti.

Umutsuzluğun geride bırakıldığını, bunun yanında hak kavramının artık gerçek değerine kavuştuğunu ifade eden Kuzulugil eskiden mücadele kavramına sol, sosyalist ve devrimcilere özgü bir kavram olarak bakılırken bugün tam tersine herkesin kendisine ait hissettiği bir kavram haline geldiğini söyledi.

'Egemen medya kavramı kullanılmalı'
İkinci konuşmacı Mustafa Kemal Erdemol ise merkez medya kavramının kullanılmaması gerektiğini Gezi Parkı süreciyle birlikte görüldüğü gibi egemen medya denilmesi gerektiğini söyledi. Sözlerini somutlayan Erdemol, Gezi Parkı sürecini anlatmayan bir medyanın bu nitelemeyi hak etmediğini, daha öncesinde KPSS skandalı 4+4+4 sistemi ve 2B yasası konusunda bile sessiz kalan bir medyanın bulunduğunu ifade etti. Erdemol Fransız Devrimi'nde bile benzer örneklerin yaşandığını, Osmanlı’daki Meşruiyet ilanının yine Osmanlı medyası tarafından önemsiz bir olaymış gibi yansıtıldığını ifade etti.

‘Direnişi yansıtmadılar, yön vermeye çalışıyorlar’
Erdemol 1980 sonrasında medya alanında sermaye gücünün arttığını belirterek ABD’nin Irak İşgali zamanında Hürriyet’in işgal yanlısı haberler yaptığını çünkü gazetenin sahibi Doğan Holding’in bu işgal sayesinde kendi petrol şirketlerine Irak’ta iş yaptırma peşinde olduğunu söyledi. Bu medya karşısında soL, Cumhuriyet, Birgün ve benzeri gazetelerin bir alternatif olduğunu özellikle Gezi Parkı süreciyle birlikte bunun güçlendiğini belirten Erdemol, Gezi direnişini yansıtmayan egemen medyanın bugün Gezi direnişine yöne vermeye çalıştığını hatta siyasi bir parti çıkarma yönünde haberler yaptığını belirtti.

'Gezi'nin değerleri solu anlatıyor'
Kuzulugil ikinci bölümde örgütlülüğe ve örgüte vurgu yaparak "sağcısı solcusu Gezi Parkı’nda birleşti" yorumunun yanlış olduğunu, Gezi direnişinde ortaya çıkan yada varolan değerlerin sola ait olduğunu belirtti. Gezi Parkı direnişinin büyük bir kesimi kapsadığını dolayısıyla bir örgüte mal edilemeyeceğini ancak buradan örgütsüzlüğün çıkarılamaması ve bunun bir övgü haline getirilmemesi gerektiğini belirtti. İkinci bölümün son konuşmasını yapan Erdemol dış politika başlığında AKP’nin bir kriz ve fiyasko yaşadığını bu yüzden derhal istifa etmesi gerektiğini belirterek önce Irak daha sonra Suriye krizine imza atan bir AKP’nin Türkiye’yi Ortadoğu'ya çektiğini ve El-Kaide gibi örgütlerin yarın bu ülkede kanlı eylemlere imza atmasının önünde hiçbir engelin kalmadığını ifade etti.

Yoğun ilgi gören panel soru ve yanıtların ardından sona erdi.