Hepimiz Müslümanız, hepimiz Sünniyiz (Burcu Karakaş)

Bir Ramazan ayına daha girdik. Ateisti, teisti, gayrimüslimi herkes şimdi dört hafta sürecek mübarek günlere adaptasyon sürecinde. Yıllardır olduğu gibi. Lafa gelince "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerektiği" konusunda mangalda kül bırakmayanların şarap festivalinin iptaline "Ama dini hassasiyetlere saygı" diyerek itiraz edemeyenlerin ayı. Cemevi tartışmalarına ilişkin "Kardeşim cami ne güne var, oraya gitsinler" gibi muhteşem fikirlere sahip şahsiyetlerin ayı. Çocuklar için iftar çadırı kurmakla övünenlerin ayı...

Ramazan'ın ilk günü Esenler Belediyesi'nin dünyada ilk kez düzenlemiş olmakla iftihar ettiği "çocuk iftarı"na teşrif etmenizi isterdim. Benim bildiğim, çocuk dediğin oruç tutmaz. Ancak zaten ezberim o gün o iftar alanında bozulduğu için bir şey bildiğimi iddia etmeyeceğim. Mahşer yerini andıran alana göz gezdirirken neden böyle bir gün organize edildiği sorusu kafamı kurcaladığı esnada Esenler Belediye Başkanı imdadıma yetişti: "Ramazan'ın ilk günü çocukların oruç tutması gelenektir. Biz de bu geleneği yaşatmak istiyoruz."

İftar alanındaki çocuklarla sohbetteyim. Annesinin kucağında gelen de var, ergenlik çağında olan da. Velat, Kadir ve Felat kol kola gezen üç kafadar. Yaşları 8. "Oruçlu musunuz" diyorum, Velat neredeyse duyamayacağım bir ses tonuyla utana sıkıla evet derken arkadaşı müdahale ediyor: "Yok be abla, oruçlu falan değil. Yalan söylüyor." Velat da belli ki alandaki çoğu çocuk gibi iki lokma yemek yemeye gelmiş ancak artık o çocuk kafasından neler geçiyorsa oruçlu olmadığı ortaya çıkmasın diye "kıvırmak" zorunda hissediyor. Kötü hissetmesi ya da utanması gereken o değil. Küçücük bir çocuğu bu duruma düşürenler düşünsün- diyeceğiz ama be hey! Şöyle ki:

Aynı gün Ataşehir'e yapılan devasa caminin açılışında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldiği günden bu yana yinelediği "birlik ve beraberlik" mesajını tekrar ediyor: "Birbirimizi dışlayamayacağız. Birbirimizi ötekileştirmeyeceğiz. Dayanışma içinde, birlik içinde olacağız." Başbakan bilir mi ki neredeyse her yıl devlet eliyle düzenlenen Ramazan ayı etkinlikleri ötekileştirmenin alasıdır. 70 milyonluk bir toplumu topyekûn Sünni Müslüman varsayan devlet kuruluşlarının şimdiye kadar Alevi, Musevi, Hristiyan vatandaşlar için bir etkinlik düzenlediğini ben hatırlamıyorum. Aklına düşen varsa beri gelsin.

Çocuk iftarına dönecek olursak... Organizasyon dini bir cemaat tarafından düzenlenmiyor. Gecede emeği geçen kurum, belediye. Çocuklara dağıtılan hediye torbalarında "Peygamber Efendimiz" adlı bir kitap var. Belediye tarafından hazırlanan "Esen Dergi" ise içerik bakımından takdire şayan. Beni benden alan bilmece, "-Hangi araba namaz kılar +Reno clio" oldu.

Geçtiğimiz günlerde Meclis'e cemevi açılmasına dair CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün'ün verdiği teklifin reddedilmesine ilişkin en kayda değer açıklamayı Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Engin Gündük yaptı. Gündük, Alevilik ile ilgili her tartışmanın din ekseninde ilerlemesine itiraz ederek konunun "hak ihlali" açısında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Hükümet kendisinin halletmesi gereken bir konuyu din mecrasına çekerek bu işi üzerinden atmaya çalışıyor. Bu bir din tartışması değil, bir topluluğun inancından dolayı uğradığı haksızlıklar. 'Hadi camiye', 'Siz Müslümansınız' tarzında söylemler kabul edilemez" dedi. Laiklik iddiasıyla yönetilen bir ülkede Sünni İslam dayatması ve hatta neredeyse propagandası yapan Diyanet İşleri Ba(ş)kanlığı, varlığını sürdürmeye devam ediyor. Ramazan ayı etkinlikleri ise ancak din ile yönetilen ülkelerdeki kadar etkili bir şekilde günlük hayata nüfuz ediyor.

Hepimiz Müslümanız. Hepimiz Sünniyiz.

İtirazı olan?