Haziran Direnişi, Antakya savunması, CHP'nin ihaneti ve Sol Cephe (Ahmet Kahiloğulları)

Haziran direnişinin emperyalist sömürü düzeninin kuklalarında yarattığı sarsıntının izleri sürerken iki gün önce bir sarsıntının daha yaşandığını hep birlikte gördük. Hükümet ve cemaat arasındaki çekişmenin, safları daha da belirginleştirdiğine tanık olduk. Evet bir tarafta AKP yanlıları, öte tarafta cemaat… Aslında aynı yolun yolcusu olan bu iki grup, çıkar çatışmaları sonucunda tam anlamıyla ikiye bölündüler diyebiliriz.

Kamera ışıkları hazır AKP ve cemaate tutulmuşken. Karanlıkta kalan ama her an rolünü oynamak üzere ışıkların gerisinde hazır bekleyen bir CHP’nin varlığı söz konusu.

Türkiye siyasetine baktığımızda CHP’nin, çoğu kez içini dolduramasa da, toplumun önemli bir kesimi için zaman zaman mecburiyetten de (mecburiyet konusu elbette tartışılabilir) olsa umut olarak görüldüğünü söyleyebiliriz.

Sözünü etmiş olduğumuz kesimlerden bir tanesi de CHP’ye her dönemde önem vermiş, oy vermiş ve CHP’nin bir anlamda kalesi olarak bilinen Hatay/Antakya halkıdır.

Bilindiği üzere Antakya halkı, Haziran Direnişi’nde adından sıkça söz ettirmiş ve üç gencinin (Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Ahmet Atakan) canı pahasına onurlu bir dik duruş sergilemiştir.

Antakya’da yaşanan olaylar sırasında her yerde olduğu gibi emniyet mensupları halkı baskı, biber gazları, tomalar vs ile sindirmeye çalışmıştı.

Halk bir yandan hükümet baskıları, öte yandan da Suriye olayları dolayısıyla zorlu bir dönem yaşadı ve hala da yaşıyor.

Peki yerel yönetim olarak Antakya Belediye başkanı Lütfü Savaş’ın halktan yana herhangi bir duruşu görüldü mü? Bu sorunun cevabı koskoca bir HAYIR. Bırakın halktan yana olumlu bir duruşu, kapalı kapılar ardında hükümet güçlerine destek verdiği söylenegelmekte. Öte yandan eski bir üniversite personeli olarak da Mustafa Kemal Üniversitesi’ndeki tutum ve davranışları da bilinmektedir. Ve söz konusu şahıs artık CHP’li.

O CHP ki Antakya halkının onlarca yıldır bağrına bastığı, meclise giremediği dönemlerde bile Antakya’nın desteğini Türkiye ortalamasının üzerinde hissetiği CHP’dir. O CHP ki halkın bunca teveccühüne karşın hiç olmayacak birini CHP’ye kabul etmiş ve öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki günlerde bu kişi belediye başkan adayı olarak ilan edecektir. Böyle bir adımın, düşünen her beyindeki karşılığı İHANETTİR. Bu ihanet Antakya savunmasına ihanettir. Bu ihanet Antakya halkına ihanettir.

Çağdaş toplumlarda halklar partileri ödüllendirip cezalandırıken, ilkel toplumlarda partiler halkları ödüllendirir veya cezalandırır. Mart seçimlerine henüz üç ay varken, bir hatırlatma yapmış olalım. Bu seçim Türkiye açısından olduğu kadar Antakya açısından da nasıl bir yaşam istediğimizin ortaya koyulacağı bir seçim olacaktır.

Kendimizce sorunu ortaya koyuyorsak, elbette çözüm için de kafa yormalıyız. Bu bağlamda Antakya halkının yüzünü Sol Cephe’ye dönmesini en mantıklı çözüm olarak sunabiliriz.