Bir garip Ateizm Derneği (Faysal Göktaş)

Geçtiğimiz günlerde duyduk kurulduğunu Ateizm derneğinin.

Kurulmasına sevindik hatta bu kadar geç kalınmasına da hayıflandık

Sonunda şimdiye kadar sesleri duyulmayanlar, başbakan tarafından kürsüde damgalananlar da bu dernek vasıtası ile çığlık olabilecekler diye düşündük, çünkü örgütlü, kolektif mücadelenin toplum kesimleri için tek başarı yolu olduğunu tarihten öğrendik. Ne yalan söyleyeyim içimde hala o ümit saklı duruyor.

Gelelim bu derneğin “ garip” kısmına.

Öncelikle konu ateizm olunca ulusal basının da bir süre ilgisini cezp etti.

İslamcı gazeteler hemen manşetten salvolara giriştiler.

Bazıları, derneğin kurulmasının Türkiye’deki AKP tarafından tahsis edilen demokrasi(!)’nin eseri olduğunu bile söylediler.

Neyse… dernek yöneticisi ve kurucuların katıldığı birkaç programı izledim.

Böylesi iddialı bir konuda dernekleşecek pratikte olmalarını önemsediğimi mutlaka belirtmem gerek ancak teorik birikim olmaz, kitlelere hitap edilemezse, söylenmek istenenlerin anlaşılabilirliği çok zor, hatta imkansız olur kanaatindeyim ve nitekim de öyle oldu zaten.

Zira izlediğim programda o denli bir kendini ifade sorunu vardı ki, buna dernek başkanının itici tavırları da tuz biber oldu.

Sunucunun sorduğu sorular, insanların kafalarında ateizm algısı üzerine güzel sorulardı, program boyunca hiçbirine tatmin edici cevaplar verilmedi,
Bununla kalmayıp ateistler üzerinde bile büyük bir antipati yaratma konusunda gayet başarılıydılar.

Dernek olarak umarım bahsettiğim konuyu düşünür ve yapıcı özeleştiriyle kendilerini dönüştürebilirler.

Belirtmek istediğim diğer konu da yine açıklama ve söylemlerinden haraketle siyaset üzerine olacak.

Dernek olarak siyasete, ideolojik kalıplara karşıyız diyorlar ancak bana göre bal gibi de yaşamının son dönemlerinde ABD’nin emperyalist, sömürücü politika ve savaşlarının savunucusu olan Cristopher Hitchens’ın güce tapan liberal ateist yolunu izliyorlar.

Nitekim dernek olarak 1 mayısı iktidarın yasakladığı ve emekçilerin kan döküp, bedel ödeyerek kazandığı Taksimde kutlamak yerine işbirlikçilerin, iktidar korkaklarının Kadıköy komedyasına dahil olmalarını da bunun bir kanıtı olarak görüyorum.

Kadıköy’de bayrak açmak isterken linç edilme tehdidiyle burun buruna kalan Kürt gencinin kafasına inen bayrakların arasında ateizm derneği yoktu ancak 1 mayıs’ı kimlerle kutladıklarını göstermesi açısından oldukça önemli.

Ateizm’in putların, dogmaların, değişmez olduğu iddia edilen şeylerin, tüm baskı araçlarının karşısında olmasının varoluşşsal ve tarihsel gerekliliğini hatırlatarak sosyal medyada bir kullanıcının haklı serzenişiyle bitirmek istiyorum: “Allah’tan korkmuyorsunuz, iktidardan neden bu kadar korkuyorsunuz güzel kardeşlerim?”