Müflis liberaller Baykal’a teşekkür borçlu…

Deniz Baykal, son çarşaflı açılımıyla, eşeğini kaybeden liberallere eşeğini buldurdu ve hepsini sevindirdi.

Nasıl mı?

Açın üç beş günlük gazete sayfalarını, son günlerde AKP destekçiliği yapmakta sıkıntı çeken malum köşe yazarlarına bakın, hepsi zil takmış oynuyor. Hakları da var.

Örneğin, bu köşenin sıkça konuğu olan Hasan Cemal, basbayağı işin tadını çıkarıyor köşesinde. Bu köşede, AKP'ciliği, AB'ciliği ve sivri diliyle defalarca eleştirilen H. Cemal'e kimin ve kimlerin değirmenine su taşıdığını bilmesek, neredeyse eline sağlık diyeceğiz. Bu yaklaşımın nedeni ne Hasan Cemal ne de biziz. H. Cemal ve diğerlerine göllük pası veren Baykal.

"Ucuz etin yahnisi kara olur." Ne güzel demiş halkımız. Hadi gelin buradan, bugüne ve siyasete özgü bir deyiş üretelim: " Ucuz siyasetçinin siyasal açılımı kara çarşaflı olur."

Biraz fazla mı abarttık dersiniz? Yok yok abartı yok. Çünkü ortada öyle, basit bir çarşaf rozet öyküsü yok. Baykal'ın yaptığı tam tamına yerel seçimler öncesine denk getirilmiş bir siyasal açılım ve şov. Bunu TBMM grubundaki konuşması da doğruluyor: "Bence fevkalade yararlı ve hayırlı bir tartışmayı yaşıyoruz... Ben çarşaflıya gelince 'siz elbisenizi değiştirin öyle gelin' demiş olsaydım demokrasiye inanmayan ve insani duygulardan kopmuş biri haline gelirdim."

Baykal'ın bu sözleri açıklayıcı, masum ve sıradan mı? Eğer rozet törenindeki senaryoyu, şova dönüştürüp siyasal açılım muştusunu yaymasaydı ve partinin dönüştürücü (!) gücüne güvenseydi, belki...

Son günlerde, Başbakan Erdoğan ve şürekasını, "demokrasi ve özgürlükler" alanına güdemeyeceğini fark eden ve ne yapsak da, AKP'nin sertleşen faşizan yaklaşımlarını uykuya yatırıp yeni gündemler üzerinden eski işimizi icra etsek diye kıvranan, H. Cemal, O. Çalışlar vb. ensesinden yakaladı Baykal'ı.

El hak... Ciğerlerini bilmesek, gerçekten doğru söylüyorlar diyeceğiz.

"Bravo Baykal, sakın ola yolundan sapma!.." (Hasan Cemal, Milliyet)

Zat-ı muhterem, solculuktan, cuntacılıktan, CHP'ciliğe, oradan da AKP'ciliğe akan siyasal yaşamındaki tanıklıklardan yola çıkarak sıralamış salvolarını. Hani dedik ya, dedikleri de pek yanlış değil. "Bizim millet balık hafızalıdır" diye başlamış ve Baykal'ın siyasal zikzaklarla dolu tarihini dökmüş yazıya:

"Rahmetli İsmail Cem'le 'Yeni Sol'a soyunmuştun bir seçim öncesi.

Unuttun.

İngiliz sosyalistlerine özenmiştin.

İspanyol sosyalistlerine özenmiştin.

Tony Blair'cilik oynamıştın.

Birlikte Londra'ya gitmiştik.

Sonra Blair'i unuttun.

Sosyalist lider Gonzales'in İspanya'yı AB'ye götüren demokrasi projesine merak sarmıştın bir zamanlar.

Unuttun.

Bir başka seçim öncesi "Anadolu solu" diye çıkmıştın meydanlara..."

Baykal listesi uzun ve en azından H. Cemal'inki kadar tutarsızlıklarla dolu. Kürt açılımından da söz etti, "tık" yok bugün. Ama H. Cemal'i en çok yaralayan, Baykal'ın K. Derviş'in ipine tutunarak sıkı AB'ci olduğu süreçte, Derviş'i harcaması olmuş.

Yazısında bir de slogan önermiş Deniz Baykal'a: "Çarşaflılar zincirlerini kırıyor!" diye çık meydanlara demiş.

Radikal'deki köşesinden Oral Çalışlar da katılmış Hasan Cemal'e. Her ikisi de, üniversitelere giremeyen türbanlı kızlara ilişkin bilinen tartışma üzerinden yüklenmişler Baykal'a. Kısacası, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demeye getirmişler. O. Çalışlar'ın, H. Cemal'den ayrılan yanı, Baykal'dan beklentilerini eksiltmemiş olması ve Çalışlar soruyor:

"AKP'nin kilitlendiği koşullarda CHP'nin ve Baykal'ın çözüm üreten bir tutum içerisine girmesi mümkün olabilir mi? Baykal, böylesine cesur atakları yapabilir mi? Demokratikleşmeye katkıda bulunacak yeni bir siyaset anlayışı içine girebilir mi?

Çok mu şey istiyorum?"

H. Cemal'in yazısında sözünü ettiği: "Seçimler yaklaştıkça ufak ufak gaz da veriyorlar, 'Baykal, Erdoğan'a alternatif olmaya başlıyor'..." yaklaşım bu olsa gerek. Öyle anlaşılıyor ki, "hayırlı tartışma" da bu.

Bu "hayırlı tartışma"nın kim hayrını görür? Siyaset pragmatizmi içinde barındırır ama ilkesizlikten kimseye hayır gelmemiştir şimdiye kadar. Baykal'ın sevimsizliği ve CHP'nin başarısızlığı buna örnek değil mi?

Anlaşılan o ki, Baykal ve kurmaylarının, siyasal açılımlarının pek kendilerine hayrı dokunmuyor. Peki, kime hayrı dokunuyor, diye sorarsanız, bu köşede dün yayınlanan "Çarşafa rozet takanlara" yazısını dönün bir kez daha okuyun. Özellikle "Deniz"e düşüp CHP'ye sarılanlar...

B.P