Hasan Cemal’e

Sabah sabah, yapılacak daha anlamlı ve güzel işler dururken, malum zevatın "köşe yazıları"nı didiklemek zahmetli ve kahırlı bir iş. Bu sabah taraması daha da kahırlı. Polis ve müstantik kafasıyla yazılmış, buram buram komplo ve komplo kurgusundan beslenen ve komployu besleyen yazılarla yüklü bugün medya...

Çoğu köşe yazarı, ABD konsolosluğuna yapılan saldırı üzerine oluşturmuş kurgusunu... Tabii, kurgu "Ergenekon" gündemiyle birlikte tasarlanmış. Malum besleme liberallerin içerisinde daha temkinli olanları, saldırıyı irdelerken ima yoluyla ucunu Ergenekon'a değirmeyi ihmal etmemiş. Kimi sabırsızlar ise, "dosyalar servis edilmeden", tam baştan kara girmiş yazıya ve açıktan, Ergenekon'a ve darbe paranoyasına dayalı bir komplo kurgusu oluşturmuş. Örneğin, Yeni Şafak'tan Tamer Korkmaz ve İbrahim Karagül, ağabeyleri Ali bayramoğolu gibi daha temkinli ve "derin" olmadıkları için bodoslama girmişler konuya... Kurguları ortak ve özeti: Saldırı, konsolosluğun önündeki polislere yöneliktir, amaç darbecilerin üzerine giden polise gözdağı vermektir. Bu sığlıkta ne yüzülür ne dalınır...

Kala kala elimize bu köşeye abone olan Hasan Cemal kaldı.

H. Cemal'in yazı başlığı: "Ergenekon: Mahkemede dağ fare doğurursa..."

Aslında bu malum zevat, "dağın fare doğurma" ihtimaline ilişkin değerlendirmeyi son dönemde sıkça yapmaya başladı. Geçenlerde, Sabah'taki köşesinde, "AKP'cilik" konulu ilköğretim düzeyinde yapılan kompozisyon yarışmasında dereceye girmese de dikkati çeken Emre Aköz de benzer şeyleri söylemişti. Dediği, "dağ fare doğursa" bile, en azından bundan sonra darbe yapmaya yeltenenlerin kulağı çekilmiş olur, bu da demokrasinin bir kazanımıdır.

H. Cemal, servis edilmiş dosyalardan yola çıkıyor:
"Ama yine de soruyorlar:
Mahkemede ya dağ fare doğurursa?..
Olabilir.
Ama siz o zaman, yoksa darbe tertipleri olmadığına mı inanacaksınız?
Siz kendinizi inandırsanız, alemin kör ve sersem mi olduğunu sanıyorsunuz?
Söyleyin bakalım:
Susurluk yaşanmadı mı?"

Ve ekliyor, "...Susurluk davasında dağ fare doğurdu."

Doğru söze ne denir?

Ama, Hasan Cemal'e sormak gerek, "Kendini evrenin bilicisi, alemi kör ve sersem mi sanıyor?"

Bu ülkede, 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbeleri yaşanmadı mı? H. Cemal bunları bilmez mi? Pekala bilir. Bilmekten öte, yaşadıkları, cunta örgütlenmesi içinde yaptığı "kahramanlıklar" var. Hangi paşalarla, D. Avcıoğlu'nu nasıl buluşturduğu, kuryelik yaptığı günler... var. Utançla anlatıyor. 12 Mart ve 12 Eylül'le ilgili tek kelime etmeden, yalnızca, 9 Mart'a yükleniyor. Bu ülkede, yüzlerce insanın katledildiği, devrimcilerin ipe götürüldüğü, işkencenin vakayı adiye haline getirildiği bu iki karanlık dönemi sorgulamak pek işine gelmiyor. Yüzlerce faili meçhulle anılan Susurluk'un, H. Cemal'in deyişiyle, "tarihimizin kepaze sayfalarına" eklenmesi tesbiti yetiyor mu H. Cemal'e...

Tarihimizde, bunca ölüm, kan ve göz yaşını geride bırakan faşist darbeler, 1940'lardan günümüze kadar uzanan Washington güdümlü "Özel Harp Dairesi" sorgulanmadan H. Cemal'in "demokrasi" duyguları darbe heyülası karşısındaki kahramanlıkları ile tatmin oluyor mu? Sanırım tatmin oluyor ve işin tadını da çıkarıyor. Onun tatmin nesnesi AKP-ABD-AB... O nedenle, 2002'den bu yana yaşananları darbesel bir süreç olarak tanımlıyor ve en büyük dileğini haykırıyor: "Dileriz AKP kapatılmaz."

Hasan Cemal ve benzeri besleme liberaller, AKP aracılığıyla ülkemizde yıllardır yaşanan emperyalist darbede, bizim de tuzumuz bulunsun havasındalar. Ama, tuz da kokar ve kokarsa ne olacağı bilinmez.

Bitirirken, bu besleme liberal çeteye birkaç sözümüz var. Bu ülkede, bu zevatın oynamaya çalıştığı "demokrasicilik" oyunundan tatmin olmayan oldukça büyük bir kesim var. Bu kesimi, yalnızca "Ergenekon", bugünkü darbe girişimcilerinin ipliğinin pazara çıkarılması tatmin etmiyor. Bu yumağın tarihsel olarak ele alınıp, 12 Mart'tan, 12 Eylül'e ve Susurluk'a kadar ilişkilerin çözülmesiyle açılacağına inanıyor insanlar. Emperyalizmle ilişkiler, Özel Harp Dairesi, cinayetler, soygun ve yağmalar... hepsinin sorgulanmasına var mısınız? Soru beyhude... Yoksanız alın "demokrasinizi" başınıza çalın.

Eyyy besleme liberal çete...

Maçanız sıkıyorsa, Marmaris'teki faşist paşa eskisinin de kulağından tutulup bu davaya eklenmesini talep etsenize...