Orhan Pamuk'tan 'dön baba dönelim' demeci

Yılların AB sevdalısı Orhan Pamuk, "Artık Türkiye Avrupa'ya doğru yürümüyor diye ağlamıyorum" dedi. Nobel ödüllü yazar, Türkiye'de Avrupa ile birleşmeye inananların kalplerinin kırıldığını söyledi.

İspanya'nın El Pais gazetesine demeç veren Orhan Pamuk, "Artık Türkiye, Avrupa'ya doğru yürümüyor diye ağlamıyorum" dedi. Pamuk "artık ağlamamasını Türkiye'nin güçlü ekonomik büyümesinin onu Avrupa perspektifinden uzaklaştırmasına bağlayarak, zaman zaman medyada belirerek "esas Avrupa bize muhtaç" gibi sözler etmeyi pek seven Başmüzakereci Egemen Bağış'ı hatırlattı.

Kırılan kalpleri Hollande tamir eder mi?
Orhan Pamuk, El Pais'e yaptığı değerlendirmelerde "Türkiye’de özellikle Avrupa ile birleşmeye inananların kalplerin kırıldığını" söyleyerek, bu kırgınlığın sebepleri arasında Merkel ve Sarkozy'nin açıklamalarını da saydı. "İlk Sarkozy ve Merkel’in açıklamaları, daha sonra ekonomik kriz ve 2008’deki finans krizinden Türkiye’nin çok fazla etkilenmemesi, Türkiye’nin Avrupa perspektifinin gerçekleştirilmesini zor bir hale getirdi" diyen Pamuk'un bu yorumu, "acaba Fransa'da Sarkozy'nin yerine Hollande'ın gelmesi, kırılan kalpleri tamir etmeye, gönülleri yeniden fethetmeye yeter mi" sorusunu akla getirdi.

Biz büyüdük ve kirlendi dünya...
Türkiye'nin AB perspektifinden uzaklaştığı yönündeki değerlendirmeleri içerisinde ülkenin kapitalizmin devam eden bunalımından "pek fazla etkilenmemiş olması"nı da sayan Pamuk, "Avrupa, üst sınıf için bir rüya olmaya devam ediyor. Ama ekonomik patlama Avrupa heyecanını azalttı. Avrupa ile birleşme çoğunlukta ekonomik bir arzu. Siyasi veya kurumsal değil" dedi.

Pamuk'un duygu yüklü yorumlarının daha taş kalpli bir versiyonunu bir süre önce AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da yapmış, "Türkiye'yi 9 yılda dünyanın 26. ekonomisi iken 16. ekonomisi haline getiren, Türkiye'nin kalkınmasının mimarı ustabaşımız Recep Tayyip Erdoğan'a Avrupa'nın da ihtiyacı var" demişti. Pamuk ise Bağış gibi, "usta bizi Avrupa'ya götür" demek yerine "biz büyüdük ve kirlendi dünya" demeyi tercih ederek edebiyatçı olduğunu gösterdi.

Burjuvazinin nabzını o tutuyor
Nobel ödülü aldıktan sonra yüklü bir servete de sahip olan Orhan Pamuk, İspanyol gazetesine Türkiye'nin sosyopsikolojik halleri hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

Pamuk, "Türkiye’de şu anda endişe konusu ne?" sorusuna, "Türkiye’de iki şeyin olduğunu düşünüyorum. Askeri güç azaldı. Ve uzun yıllar laikliği korumak için askeri destekleyen milliyetçi burjuvazi şu anda kaygılı. Buna rağmen Türklerin yarısından fazlası laikliğe inanıyor. Ben, Türkiye’nin başlıca sorununun Kürt meselesi olduğuna inanıyorum. Hükümet, tolerans ve yumuşak bir şekilde bu konuya nasıl yaklaşacağını bilmiyor. Meseleyi ortadan kaldırmak için yeniden eski yöntemleri kullanıyorlar" yanıtını verdi. Böylece, azımsanmayacak bir servet sahibi olan Pamuk'un hem Türkiye burjuvazisinin nabzını tuttuğu hem de gerektiğinde AKP hükümetine karşı sözünü sakınmadığı anlaşılmış oldu.

AKP'ye ilişkin dobra dobra burjuvazinin endişelerini dile getiren Pamuk, bir paragraf sonra, yükselen Anadolu burjuvazisini ve onun temsilcisi saydığı AKP'yi bağrına basmayı ihmal etmedi. Nobel ödüllü yazar, "Anadolu’dan gelen, daha muhafazakar ve dini yönü ağırlıklı olan, AKP’yi destekleyen yeni bir burjuvazi var. Bu İstanbul burjuvazisinin biraz rahatsız hissetmesine neden oluyor. Ama unutulmamalıdır ki son 10 yılda mevcut iktidarla Türkiye çok daha zengin ve başarılı oldu. İstanbul ve onun burjuvazisi de öyle. Bu burjuvazi yıllar boyunca zenginliğini meşrulaştırmak için Batılılığını kullandı ve bu yeni durum onarı biraz sinirlendiriyor" sözleriyle sinir sahibi İstanbul burjuvazisine Anadolu'dan gelen evlatlarını bağrına basma telkininde bulundu.