“Aslında eşitiz ama ah şu rakamlar yok mu!”

Geçtiğimiz günlerde Dünya Ekonomik Forumu “Küresel Cinsiyet Eşitliği 2009” raporunu açıkladı. Rapora göre Türkiye, sıralamada 129. sıraya gerilemiş. 2006 yılında 115 ülke arasından 105. , 2007’de 128 ülke arasından 121., 2008’de 130 ülke arasından 123. sırada yer almış. DEF, yaptığı açıklamada birkaç ülke dışında kadın-erkek eşitliğinin ciddi yükselişe geçtiğini de eklemişti.

Milliyet yazarı Taha Akyol, geçen hafta köşesinde yazmış olduğu yazı ile durumu yorumlamış.

Akyol yazısında Türkiye’nin eğitim ve sağlık alanında “son derece başarılı” olduğunu belirtmiş.

Aynı kaynaktan (DEF raporundan) aktarmaya devam edelim:

"Eğitime Erişim"de kadın-erkek eşitliğinde Türkiye 110. sırada, okur-yazarlık sıralamasında 106. sırada.

Sağlık durumunda ise, kadın ve erkek arasında ki eşitliğin sırası da: 93..

Veriler bu kadar somut bir örnek oluşturuyorken hangi başarıdan bahsediliyor yoksa dalga mı geçiliyor?

Israrla devam ediyor Akyol: ““sağ muhafazakâr iktidarlar” eğitime önem vermiş, hele de son yedi yılda eğitim harcamaları tarihimizin en yüksek oranları düzeyine çıkmıştır.”

Referandum sürecinde ve tabii ki öncesinde de AKP taraftarlığı yapmalarını anlıyoruz ama böylesi bir gündem için söylenenleri gerçekten akıl almıyor.

Akyol, Türkiye’nin 129. sıraya düşmesinin nedenini aramış ve bulmuş, sonuç olarak 2 faktöre bağlamış “Parlamento ve bürokrasi gibi politik makamlarda ve ekonomik faaliyetlerde kadının az oluşu…”

Ülkemizde kadınların siyasi temsiliyeti ile ilgili rakamların düşük olduğu bir gerçek. Ama meclisteki az sayıda kadının da kadınların eşitliği ve özgürlüğü için neler yaptığı ortada değil mi? Akyol yazısında bu gerçeklerin kenarından bile geçmemiş.

Akyol çabalarına son bir tespiti de eklemeyi unutmamış ve hazırlanan rapor için “sadece istatistiksel bir durumdur, sosyolojik gerçeği yansıtmaz” demiş.

Doğrudur veriler sadece istatistikseldir. Peki var mısınız Taha Akyol, hayatın gerçeklerine de bakalım mı?