Macaristan’da genom testiyle 'ari ırk' ölçümü

Macaristan'da ırkçılık eylemleri yaygınlaşırken, aşırı sağcı bir politikacının bir genetik şirketinden “Yahudi ve Roman genleri taşımamaktadır” raporu almasına tepki büyüyor. Genetik köken tayini göründüğü kadar masum olmayabilir.

Macaristan'da son zamanlarda Romanlara ve Yahudilere yönelik etnik saldırılar hızla tırmanıyor. Ancak ari ırk safsatasını yeniden gündeme taşıyan bir skandal bilimsel camianın ırkçılık dalgasından yalıtık olmadığını gösteriyor.

Nature dergisinin haberine göre, hükümete sağlıkla ilgili politikalarda tavsiyede bulunan Macaristan Tıbbi Araştırmalar Konseyi, bir parlamento üyesine, genomunda Roma ve Yahudi genleri taşımadığına dair sertifika veren bir genetik tanı firmasını soruşturmaları için suç duyurusunda bulundu.

Sözkonusu milletvekili, Nisan 2010'daki genel seçimlerde oyların %17'sini alan aşırı sağcı Jobbik partisinin bir üyesi. Nagy Gen Tanı ve Araştırma Merkezi, milletvekilinin isteği üzerine belgeyi hazırlayıp, yerel seçimlerden önce Eylül 2010'da kendisine iletmiş görünüyor.

Milletvekilinin ismi görünmeyecek şekilde, geçen ay internette boy gösteren sertifika, Macaristan medyası tarafından sıkı takibe alındı. Nagy Gen'in finansal ortaklarından, Macar Olimpiyat şampiyonu ve Yahudi kökenli Tibo Benedek, ortaklıktan derhal çekildiğini duyurdu..

Tıbbi Araştırmalar Konseyi sekreteri Jozsef Mandl, yaptığı açıklamada sertifikanın profesyonel olarak yanlış, etik olarak kabul edilemez ve kanundışı olduğunu belirtti. Konuyu 7 Haziran'da tartışan konsey, bu testin 2008'de kabul edilen Genetik Kanunu'nu çiğnediği görüşüne vardı.

Milletvekilinin genomundaki 18 pozisyonu Roma ve Yahudi etnik gruplarındaki varyantlar için inceleyip Roma ve Yahudi kökenin söz konusu olmadığını bildiren Nagy Gen, rapora “Test sonuçlarının daha detaylı yorumlanması ve aile ağacına dair danışma için uygun olan en kısa zamanda bizimle iletişime geçiniz” diye not düşmüş.

Firma ise internet sitesinde yaptığı açıklamada “her türlü ayrımcılığa karşı oldukları için, herhangi bir bireyin test sonuçlarını hangi amaçlar için kullanacağını yargılama hakkına sahip olmadıklarını ve etik sebeplerden ötürü talebi reddetmeyip, testi gerçekleştirdiklerini” belirtiyor.

Macaristan İnsan Genetiği Topluluğu da testi kınarken, topluluğun başkanı olan Macaristan Bilimler Akademisi Genetik Enstitüsü'nden Istvan Rasko, genomdaki birkaç noktaya bakılarak genetik kökeni belirlemenin mümkün olmadığını, testin tamamen saçma ve klinik genetik çalışmalarına zarar verici nitelikte bir hadise olduğuna işaret ediyor.

Bu gelişme, Batı’da 23&me gibi şirketler sayesinde giderek yaygınlaşan genetik köken tayini hizmetlerinin ırkçı eğilimleri besleyebileceği kaygılarını da doğruluyor.

Bireylerin genetik bilgilerini öğrenmesi, kalıtsal temeli olan hastalıklara karşı erken önlem alınması için, ayrıca insanlık tarihinin daha iyi anlaşılması açısından değerli. Önümüzdeki onyıllarda bu tip bilginin giderek yaygınlaşması bekleniyor.

Ancak Macaristan örneğinde görüldüğü gibi, bireylerin kimliklerini genlerine ve soylarına dayalı olarak tarif ettikleri bir ortamda, genetik bilgi kabileci ve ırkçı ideolojiler için malzeme de olabiliyor.

(soL - Bilim)