"Zaman" solu tartışırsa...

Son dönemin modasına Zaman gazetesi de uydu ve solun durumunu tartıştı. Gazetenin sola yazdığı reçete AKP ve piyasa ile uzlaşma oldu.

soL (HABER MERKEZİ) Zaman gazetesinin dünkü konularında biri "solun durumu" oldu. Zaman gazetesinde "solu tartışıyoruz" başlığı altında, köşe yazarları 12 Eylül ve sol ile ilgili yazılarıyla sola akıl verenler kervanına katıldılar. Yazarlardan kimisi solun "iflah olmaz takıntıları"ndan dem vururken kimisi de piyasa ile uzlaşmanın gerekliliğinden bahsetti.

"Sol, iyi darbe-kötü darbe ayrımından kurtulmalı"
"12 Eylül'e hayır, anayasasına evet mi?" başlıklı yazısı ile Zaman'daki sol tartışmasına katılan Mustafa Ünal, solun darbeler konusunda ikircikli bir tutum takınmasından yakındı. 12 Eylül Darbesi'nin sadece sola değil tüm Türkiye'ye zarar verdiğini söyleyen Ünal, "12 Eylül sadece sola mı darbe vurdu, toplumun bütün kesimleri darbenin acısını yaşamadı mı? Ülkücüler solculardan daha az mı zarar gördü? Maalesef sol kökenli aydınların bir bölümü askerî darbeler karşısında ikiyüzlü tavır içinde" dedi.

Solun, 12 Eylül'e karşı olmasına rağmen 1982 Anayasası'na karşı olmadığını iddia eden Ünal, "Sol kesim 12 Eylül'e karşı değil mi? Söyledikleri ve yazdıklarına göre evet. Peki, darbe ürünü 1982 Anayasası'nın değiştirilmesine en çok karşı çıkanlar kim? Yine sol kökenli aydın ve siyasetçiler... Sol sürekli niye mevzi kaybediyor, sandık hezimetleri yaşıyor, sorusunun cevabı da burada saklı" dedi. Bu durumdan kurtulmanın yolunun hazırlanacak yeni Anayasa'ya destek vermek olduğunu iddia eden Ünal, "Yeni dönemde özgürlükçü bir anayasaya destek en çok sol kesimden gelmeli, mademki 12 Eylül darbesinin her şeyine karşılar, bunu beklemek hakkımız" dedi.

"Solun kendisi mesele"
Zaman'ın sol tartışmasında solun hiçbir şekilde çıkış yolu bulamayacağını ve solun kendisinin sorun anlamına geldiğini iddia eden Ahmet Selim, Türkiye'nin durumunun tek suçlusunun sol olduğunu öne sürdü. Solun hiçbir zaman ciddi bir hedef ve plana sahip olmadığını öne süren Selim, sol düşmanlığını "Ünlü 1 Mayıs'ın Aksaray Bulvarı'ndaki yürüyüşünü uzaktan görseydiniz korkardınız. Dehşet vericiydiler. Uğultuları, sopaları, çehreleri ürkütücüydü. Tesadüfen görenler gidip evlerine kapanıyordu. Bayram yapmaya giden işçiler, emekçiler miydiler onlar?" ifadeleri ortaya koydu.

"27 Mayıs öncesinde başka kılıkla başlayan ve 12 Eylül'le noktalanan 'sol aydın yanılgısı' olmasaydı, Türkiye bugünkünün en az üç katı bir milli gelir seviyesine erişmiş olurdu ve bölücülük diye bir meselesi de olmazdı" diyen Selim, yazı boyunca sola saldırmayı sürdürdü.

"Sol çıkışını arıyor mu?"
Mümtaz'er Türköne, Milliyet gazetesinin "solu tartıştığı" yazı dizisine atıfla, solun çıkış yolu değil "bütünüyle yeniden oluş" yolu araması gerektiğini ileri sürdü. Sol geleneğin "sadece alışkanlıktan ibaret" olduğunu iddia eden Türköne, "Türkiye'de sol, devletçi politikalara sarılmanın tarih dışına savrulmak olduğunun hâlâ farkında değil" dedi. Türköne, tartışmaların ekseninin yanlış olduğunu da öne sürerek sola çıkış yolu olarak piyasa ile uzlaşmayı vaaz etti.