'Trump'a popülist demekten vazgeçin'

ABD Başkanı Trump'ın 'her cephede işçi düşmanı politikalar uyguladığını' vurgulayan iktisatçı Paul Krugman, New York Times'taki köşesinde 'Trump'a popülist demekten vazgeçin' çağrısı yaptı.

Haber Merkezi

ABD Başkanı Donald Trump'ın "her cephede işçi düşmanı politikalar uyguladığını" vurgulayan ünlü iktisatçı Paul Krugman, Trump'ı "popülist" olarak tanımlamanın hatalı olduğunu açıkladı.

New York Times'taki "Trump'a popülist demekten vazgeçin" başlıklı köşe yazısında, Trump'ı popülist olmakla itham eden medya mensuplarına şöyle seslendi:

"Trump, bir popülist olmasa da, patolojik bir yalancı ve Amerika'daki en yüksek makama gelmiş en dürüst olmayan adam. Emekçi Amerikalıların yanında olduğuna ilişkin iddiası ise onun en büyük yalanlarından biri. Bu da bizi yeniden "popülist" teriminin medya tarafından kullanılma biçimine getiriyor. Trump'ı bu sözcükle tanımladığınız zaman, aslında onun yalanına iştirak ediyorsunuz demektir. Özellikle de bunu 'objektif gazetecilik' bağlamında yaptığınız zaman. Bunu yapmak zorunda değilsiniz. Trump'ın ne yapmakta olduğunu, ilgisi olmayan bir alanda ona paye veren bu sözcüğü kullanmadan da açıklayabilirsiniz. O kendi destekçilerini dolandırıyor, bu işte ona yardımcı olmak zorunda değilsiniz."

'TRUMP HER CEPHEDE TUTARLI BİR İŞÇİ DÜŞMANI'

Yazısında, Trump'a popülist diyenlere seslenerek, "O sözcüğün düşündüğünüz anlama geldiğini sanmıyorum" diyen Krugman, "Trump'ın hala, ara sıra, elitlere karşı sıradan Amerikalı emekçilerin çıkarlarını savunuyormuş gibi yaptığı doğru. Ve sanırım bunun bir mantığı var: Trump'ın beyaz milliyetçiliği onun ırkçılığını benimseyen ancak bu önyargılarını kamusal alanda açıklayamayacağını hisseden Amerikalıların sesi oluyor" yorumunu yaptı.

"Ancak bir buçuk yıldan uzun süredir görevde. Ne söylediğiyle değil, ne yaptığıyla yargılanması için yeterli bir süreyi geride bıraktı" diyerek değerlendirmelerini sürdüren Krugman, "Ve bu süre zarfında, onun yönetimi, her cephede acımasız bir şekilde işçi düşmanı oldu. Trump, neredeyse dindar olduğu kadar popülist - yani hiç değil" ifadelerini kullandı.

Krugman, yazısı boyunca, Trump'ın vergi politikası, sağlık sistemi, iş yasası ve yüksek yargı "cepheleri"ndeki işçi düşmanlığını sergiledi.

'EN BÜYÜK İCRAATI ŞİRKETLERE VERGİ İNDİRİMİ'

Trump'ın "yaptığı en büyük yasal düzenlemenin, esas olarak şirketlerin yararlandığı ve vergi ödemelerinin keskin bir şekilde düşmesine yol açan vergi indirimi olduğunu" belirten Krugman, öte yandan Trump'ın ücretlerin artması için "hiçbir şey" yapmadığına işaret etti.

"Vergi planının sıradan Amerikalılar açısından o kadar getirisi yok ki, Cumhuriyetçiler bunu kampanyalarında kullanmaktan vazgeçtiler" bilgisini paylaşan Krugman, "Yine de yönetim, zenginler üzerindeki vergilerde 100 milyar dolarlık (muhtemelen yasadışı) bir indirim için yürütme eylemini kullanma fikrini savunuyor" dedi.

'SAĞLIK ALANINDA SABOTAJ KAMPANYASI YÜRÜTTÜ'

Trump'ın sağlık politiksını da eleştiren Krugman, Trump'ın "Obamacare'i kaldırmayı denediğini, bunu başardığı takdirde emekçi ailelere büyük bir darbe olacağını" yazdı. 

Krugman, Trump'ın Obamacare'i kaldıramadığı için bir sabotaj kampanyası başlatarak primlerde neredeyse yüzde 20 artışa yol açtığını ve bunun da, işçi sınıfının, devlet desteğinden yararlanamayan daha üst kesimine yük bindirdiğini belirtti.

'BÜTÜN ÖNEMLİ GÖREVLERDE LOBİCİLER VAR'

Trump yönetiminin, işçileri koruyan yasal düzenlemeleri kaldırma amacı doğrultusunda adımlar attığının altını çizen Krugman, şunları kaydetti:

"Ancak henüz politikanın hayata geçirilen kısmı bütün hikayeyi anlatmıyor. Aynı zamanda Trump'ın yaptığı görevlendirmelere bakmanız gerekiyor. Konu işçileri etkileyen politikalara geldiğinde, Trump'ın bir kafadarlar takımı yarattığını görüyorsunuz: Neredeyse bütün önemli pozisyonlar lobicilere ya da sektörler güçlü finansal bağları olan birilerine gitti. Emeğin çıkarları hiçbir şekilde temsil edilmedi."

YÜKSEK YARGIYA İŞÇİ DÜŞMANI ADAY

Trump'ın 9 kişilik yüksek mahkemede emekliye ayrılan bir yargıcın yerine gösterdiği adayın geçmişine dikkat çeken Krugman, "Brett Kavanaugh'un Yüksek Mahkeme'ye aday gösterilmesi özel ilgi istiyor" ifadelerini kullandı.

"Kavanaugh hakkında bilmediğimiz pek çok şey var, bu kısmen Senato'daki Cumhuriyetçilerin Demokratların daha fazla bilgi için yaptıkları başvuruları engellemesi yüzünden" diyen Krugman, "Ancak, onun ne kadar şahin ve aşırı bir emekçi düşmanı olduğunu biliyoruz. Bu konuda merkezin sağında ve hatta Cumhuriyetçilerin çoğunun da sağında yer alıyor" değerlendirmesini paylaştı.

Krugman, yazısının Kavanaugh'a ilişkin bölümünde şu değerlendirmelere yer verdi:

"Onun işçi düşmanı görüşlerinin en bilindik örneği, SeaWorld'de tutulan bir katil balinanın bir işçiyi öldürmesine ilişkin olarak verdiği, 'işletmenin herhangi bir sorumluluğu olmadığı, çünkü kurbanın işe girerken aldığı riskleri bildiği' gerekçeli kararı oldu. Ancak onun sicilinde emek düşmanı aşırılığın dahası var.

Kavanaugh'un, onaylandığı takdirde, uzun bir süre görevde olacağını düşünecek olursanız, bu aşırılığın onun adaylığını reddetmek için yeterli olduğunu görürsünüz. Özellikle de kısıtlanmamış bir başkanlık gücünün ve sicilinde Cumhuriyetçilerin bilinmesini istemediği ne varsa onun olacağı göz önüne alınırsa."