İnternet üzerine uzun uzun ahkam kesmeyeceğim. Zaten internetin toplumsal yaşam ve özelde habercilik üzerindeki etkileri konusunda ciltler dolusu kitap yazılmış durumda. Kendi adıma bu mecranın sınıf mücadelesi ve habercilik için büyük avantajları da barındıran koca bir çöplük olduğunu düşündüğümü söyleyip geçeyim.

“Çöplük” kelimesini aşağılamak ya da değersizleştirmek için kullanmıyorum. Bana kalırsa nesnel olarak böyle. İçinde faydalı nesneleri de bolca bulabildiğiniz, ama dolanırken üstünüzü başınızı da batıran bir alem bu.

soL portal, bundan tam 7 yıl önce bu alana belirli bir iddiayla girdi. İletişimin giderek hızlandığını, hızlanırken kirlendiğini, mühendisçe bir ifadeyle “gürültüsünün” arttığını görerek... Bir yandan bu önemli olanakların değerlendirilebileceğini, diğer yandan kirlilikten ve kirletmekten uzak durulabileceğini gördük. Mümkün olduğunca...

soL'a günlük bir internet gazetesi olarak başladık. Yola mütevazı bir kadroyla, bolca emek vererek çıktık. Bugün aynı yolda, günlük ziyaretçi sayısı 70 binlere ulaşan, Türkiye'deki internet kullanıcılarının önemli bir kısmının bildiği, tanıdığı, hiç değilse birkaç haberini okuduğu bir haber portalı olarak devam ediyoruz.

Evet, “güne soL'dan bakanların” sayısı 7 yıl öncesine göre ciddi biçimde arttı bu site 7 yıl öncesine göre haberciliğini ve içeriğini büyük ölçüde geliştirdi. Üstelik hala mütevazı bir kadroyla, büyük bir emek harcanarak ve büyük bir fedakarlıkla yayın hayatına devam ediyor.

Bütün bunlara karşın, “soL portal olmasaydı ne değişirdi” sorusunun yanıtını bu verilerde bulamayız gibi geliyor bana. soL portal olmasaydı, bu 70 bin küsur ziyaretçi internet çöplüğünde başka mecralarda “faydalı nesneler” bulacaktı. İnternet bu her şeyin çok hızlı geliştiği, dolayısıyla çok da hızlı unutulduğu bir alan. soL portal 7 yıldır bir gün bile aksatmadan sürdürdüğü yayıncılığına birkaç gün ara vermiş olsaydı, unutulup giderdi. İnternet bu başarılar da sabun köpüğü gibi bir açıdan...

Ancak soL portal olmasaydı dünyaya ve ülkeye soldan bakanların gündelik bilgilenme kanallarından önemli bir tanesi kapanmış olurdu. Holding medyasının, dinci basının, kısacası türlü uzuvlarıyla egemen medyanın hegemonyası daha güçlü olurdu. Güne soldan bakanlar, alternatif bir yaklaşım arayanlar ya da hiç gösterilmeyeni görmek isteyenler, bu “çöplük”te yollarını bulmakta daha fazla zorlanırdı.

soL portal olmasaydı, Reyhanlı'yı, Suriye'yi, AVM inşaatlarında katledilen işçileri, üniversitelerde ve liselerde gericiliğe kafa tutan gençleri “görmek” daha zor olacaktı.

Çünkü soL portal bugün bu hegemonyayı kırma iddiasındaki haberciliğin Türkiye'deki koçbaşlarından bir tanesi. Bana kalırsa en etkilisi. 7 yılda elde ettiğimiz esas başarı da bu.

Eksik yaptığımız ya da hiç yapamadığımız birçok şey var kuşkusuz. Külyutmaz okurlarımızsa
bu eksiklikleri gidermek konusundaki en büyük şansımız. soL portalın eksiklerinden, hala yaptığı bazı acemiliklerden söz edilebilir, ama solu kendisine düşman bellememiş hiçbir okur, bu sitenin bakış açısında bir yalpalamadan, tutarsızlıktan, sahtekarlıktan, kaypaklıktan söz edemez. 7 yılda etki alanımızı genişletmemizi sağlayan da işte bu çizgi oldu. Bu çizgiyi bu yayının da bağlı olduğu siyasi geleneğe borçlu olduğumuzuysa okurlarımızın büyük bölümü zaten biliyor. Bunu hiçbir zaman gizlemedik.

7 yıl önce büyük bir iddiayla, ama amatör bir ruhla girdik internet çöplüğüne. 7 yıl sonra büyük iddiamızı da amatör ruhumuzu da koruyoruz. Eksiklerimizi sayenizde gideriyor, gidermeye çalışıyoruz. Bizden daha fazlasını beklemenizi umuyor, biz de okurlarımızdan daha fazlasını bekliyoruz.

Hepsinden önemlisi güne soL'dan bakmaya da, güne soldan bakanların sesi olmaya da devam edeceğimize söz veriyoruz.

Alper Birdal
soL Haber Portalı
Genel Yayın Yönetmeni