Beki'ye göre Türkiye'nin yarısı Nusayri!

Daha bir hafta önce ülkenin dört bir yanında binlerce insan savaşa hayır demek için sokaklara dökülürken Beki’nin “mezhepçi” kafasından neler geçiyordu kimbilir. Eğer Beki’nin mantığı doğru ise Türkiye halkının yarıdan fazlası Nusayri.

Radikal yazarı Akif Beki büyük umutlarla ayrıldığı Radikal’e geri dönüş yapar yapmaz yine gündemle ilgili çok kıymetli analizlerini sıralamaya başladı ve bugünkü yazısında AKP’nin Suriye’ye karşı yürüttüğü savaş politikasına karşı seslerini yükselten Alevileri hedef aldı.

Beki, ülkenin büyük kısmının paylaştığı savaş karşıtı tavrı kitlesel bir şekilde Ankara’da gösteren Alevilerin, Esad rejimine karşı mezhepsel yakınlığı olduğunu, bu yüzden Suriye savaşına karşı çıktıklarını iddia etti. Yazısında Ermeni, Kürt ve Rumları örnek gösteren Beki, Arap Alevilerini de örnek vererek şöyle devam etti:

"Suriye krizi, Hatay ve civarındaki Arap Alevisi vatandaşlarımızın hassasiyetlerine öyle ya da böyle dokunduysa bu sebepledir.

Suriye rejiminin Nusayri kimliğine duydukları yakılık, tıpkı diğer etnik ve mezhepsel toplulukların kardeş vatanlarına meyli gibi fıtridir onların da.

Ve fakat bizdeki Alevi - Bektaşi geleneğinin de aynı temayülü taşıdığından habersizdim. Onlarda depreşen Nusayri hassasiyetini Suriye krizine kadar bilmezdim.

Alevi dernekleriyle Alevi - Bektaşi federasyonlarının Ankara’da düzenlediği miting benim bu ülkeyi tanıma sürecinde bir ilk oldu."

Beki bunları sarf ettikten sonra Alevilerin Ankara’da düzenledikleri mitingde atılan savaş karşıtı sloganları hatırlatıyor ve binlerce kişinin “savaşa hayır” demesinden rahatsız olmuş olacak ki, Erdoğan gibi doğrudan hedef göstermek yerine, lafı dolandıra dolandıra mezhep konusuna getiriyor.

En sonunda da saf rolüne soyunan Beki “biri bize bunu anlatsın, nasıl oluyor” diyor ve şunları kaydediyor:

“Gazetelerde televizyonlarda konu üzerine ahkam kesen çok. Ama ne yazık ki Alevi-Nusayri damarının tarihsel ve mezhepsel arka planına dair dişe dokunur hiç bir şey söylenmiyor. Ehli olana şöyle ‘efradını cami ağyarını mani’ dediklerinden dört dörtlük bir yazı dizisi yazdırmanın tam sırası.”

Bir zamanlar Erdoğan’ın basın danışmanlığını yapan Akif Beki’nin saf olmadığını ve bu soruları gerçekten sormadığını kabul edersek tam bir dezenformasyon örneği sergilediğini görmek lazım.

Zira her şeyden önce mezhepçilikle suçladığı Alevilerin savaş karşıtı açıklamalarında mezhepçilikle suçlanacak herhangi bir ifade bulmak mümkün değilken, Suriye’yi ABD’nin çizdiği Sünni eksene çekmek için tüm gücünü seferber ederek savaş çıkarmayı bile göze alan AKP’nin birçok yetkilisinin bu konudaki mezhepçi açıklamaları herkesin gözü önünde yapıldı.

Hüseyin Çelik’in Suriye konusunda CHP’yi eleştirirken kullandığı “Sayın Kılıçdaroğlu mezhep yakınlığı dayanışmasıyla mı Suriye’ye bu manada sahip çıkıyor?” sözleri hala akıllarda. Başbakan Erdoğan’ın Alevi düşmanlığını anlatmak için herhangi bir örnek vermeye gerek bile yok. Eğer Beki, Türkiye'deki Alevilerin sırf mezhepçilikten savaşa karşı çıktığını düşünüyorsa, bunun için Alevilerin Suriye rejiminin mezhepsel bileşimine bakma ihtiyacının olmadığı ortada, Hükümet yetkililerinin Suriye politikalarını hangi mantıkla yürüttüğünü gösteren yeterince açıklama mevcut. AKP’nin beslediği silahlı çetelerin Esad sonrası Alevileri keseceklerini söyledikler video görüntüler ise birçok habere konu oldu. Eğer Alevilerde Suriye savaşına dair özel bir hassasiyet oluştuysa bunun sorumlularını Hükümet'te aramak çok daha mantıklı.

Her şeyin ötesinde AKP’nin komşu bir ülkeye açtığı haksız bir savaşa karşı koymak için mezhepsel bir yakınlık duymaya hiç gerek yok. Birçok anket Türkiye halkının Suriye ile savaş istemediğini ortaya koyuyor. Eğer Beki’nin mantığı doğru ise Türkiye halkının yarıdan fazlası Nusayri.

Daha bir hafta önce ülkenin dört bir yanında binlerce insan savaşa hayır demek için sokaklara dökülürken Beki’nin “mezhepçi” kafasından neler geçiyordu kimbilir.

Volkan Algan (soL)