"Yeni-Sömürgecilik" dönemi

Gıda fiyatlarındaki düzenli artış, tarım arazileri nüfuslarını doyurmak için yetersiz kalan zengin ülkeleri fakir ülkelerin tarım topraklarını satın almaya yönlendiriyor. Yoksul ülkelerin kaynaklarının talan edilmesi anlamına gelen uygulama "yeni sömürgecilik" olarak adlandırılıyor.

soL (HABER MERKEZİ) Gıda fiyatlarında son iki yıldır yaşanan artış, tarım arazileri nüfusunu doyurmaya yetmeyen zengin ülkeleri, tarım arazilerini IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlarla imzaladığı anlaşmalar nedeniyle kullanamayan fakir ülkelerin topraklarını satın almaya yönlendiriyor. Yoksul ülkelerin kaynaklarının daha da azalması anlamına gelen bu anlaşmaları Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) Başkanı Jacques Diouf tarafından "neo-kolonicilik" olarak nitelendiriyor.

Fransa'nın tarım alanı kadar yer satıldı
Son dönemde dünya genelinde tarım arazisi satın alan ülkelerin genellikle petrol zengini ülkeler olduğu biliniyor. Bu ülkeler: Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Çin ve Güney Kore, ABD İngiltere, Hindistan, Mısı, Bahreyn. Toprakları satın alınan ülkeler ise: Kamboçya, Etiyopya, Malavi, Mozambik, Sudan, Endonezya, Türkiye, Filipinler, Madagaskar...

FAO ve IFAD (Tarımsal kalkınma için Uluslararası Fon) yaptıkları araştırmaların sonucunda tarım topraklarının satılması ya da kiralanmasının artık dünya çapında bir uygulama olduğunu belirtiyor. Kurumlar sadece Afriaka'da 2,5 milyon hektar tarım toprağının el değiştirdiğini belirtiyorlar. Bu da kıtlıkla boğuşan ülkeler için felaket anlamına geliyor.

Dünya Gıda Fonu rakamlarına göre son iki yılda ülkeler arasında el değiştiren bu tür toprakların boyutu 20 milyon hektar. Büyüklüğü ise Fransa'nın toplam tarım alanına, ya da AB'nin toplam tarım alanlarının yüzde 20'sine eşit. Anlaşmaların ticari boyutu 20-30 milyar dolar düzeyinde. Bu rakam da Dünya Bankası tarafından yoksul ülkelere aktarılan gıda yardımlarının 10 katı.

Tetikçiler, yarısı devletin olan şirketler

Tarım arazilerinin el değiştirmesinde ana unsurlarının devlet ortaklı şirketler olduğu belirtiliyor. Son yıllarda kurulan bu tür şirketler, biyoilaç ve biyoyakıttan, tarım aletine kadar uzanan bir "ilgi alanı" ile ve büyük sermayelerle kuruluyor. Tarımı Dünya Bankası, IMF veya Avrupa Birliği ile aralarında imzalanan anlaşmalar neticesiyle tüketilen ülkelerin toprakları bu şirketler tarafından işletilmek üzere çok düşük fiyatlara alınabiliyor.

Nestle'nin Genel Müdürü Peter Brabeck Letmathe Economist dergisine bu tip anlaşmalarla hedeflenenin tarım toprağından çok "su" olduğunu söylüyor. Anlaşmaların en değerli kısmı "su"dur diyen Letmathe, arazi alımıyla ülke kaynaklarının talan edilmesine farklı bir yaklaşım getiriyor.