Paralı askerler ordusuna doğru

2010 yılının ocak ayı itibariyle, TSK'nın tüm komando tugayları profesyonel askerlerden oluşacak. Bu tugayların tek görevinin ise iç güvenlik olmayacağı düşünülüyor.

soL (HABER MERKEZİ) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komando tugaylarının profesyonelleştirilmesi çalışmalarında son aşamaya gelindi. Geçtiğimiz mayıs ayından bu yana yedek subay alınmayan komando tugaylarına, yıl sonu itibariyle erbaş ve er de alınmayacak. Böylelikle, TSK'nın toplam 9 bin askerden oluşan ve uzmanlığı gayrı nizami savaş olan altı komando tugayı tamamen mesleği askerlik olan kişilerden oluşacak.

Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt döneminde başlayan dönüşüm, ve Büyükanıt'ın 27 Hazirna 2007'de sarf ettiği "altı komando tugayını belirli bir plan çerçevesinde yüzde yüz profesyonel hale getiriyoruz" sözleriyle kamuoyuna açıklanan dönüşüm, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un döneminde tamamlanmış olacak.

Bunca profesyonel ne işe yarayacak?
Silahlı kuvvetler bünyesinde, sürekli olarak operasyona hazır durumda 9 bin komandodan oluşan bir profesyonel gücün bulundurulacak olması, bu boyuttaki gücün tek misyonunun PKK ile çatışmak olmayacağını gösteriyor.

Profesyonel orduların, bugüne kadar görülen bütün örneklerde vatan savunması amacıyla değil, sınır ötesi iddiaların silahlı taşıyıcısı olarak kurulduğu görülüyor. Profesyonel orduya geçişe öncülük eden üç ülke olan ABD, Fransa ve İngiltere'nin üçünün de emperyalist iddialar taşıyor olması, ardından İsrail'in de bu listeye dahil olmuş olması, bu kanıyı güçlendiriyor.

Diğer yandan, profesyonel orduların silah altına alınmış gençler yerine savaşmayı meslek edinmiş kişilerden oluşması, bu birliklerin sıradan bir insanın insani açıdan kabul etmeyeceği emirleri yerine getirmesini ve toplumun askere gönderdiği evlatlarının üstlenmesini kabul etmeyeceği görevlere gönderilmesini kolaylaştırıyor. Yaşanan örnekler, profesyonel orduların yurt dışında savaşmaya gönderilmesinin halkta çok daha az tepki yarattığını gösteriyor. Ayrıca profesyonel askerler, sıradan askerlere göre çok daha fazla savaş suçu işliyor.

Nitekim, Türkiye'de profesyonel ordu tartışmasının en ilginç dönemeçlerinden biri Lübnan'a barış gücü gönderilmesine yönelik tezkere oylaması zamanında yaşanmıştı. Tezkere süreci kitlesel eylemler ile protesto edilirken, kimi gazete köşelerinde "profesyonel orduya geçilirse bu tartışmalar biter. Görev neredeyse oraya gidilir, ne de olsa parayla" şeklinde yazılar yazılmıştı.

Kurulmakta olan profesyonel birliklerin boyutu, bu yazılarda dile getirilen ve Türkiye'nin "yeni Osmanlıcı Orta Doğu açılımı" ile paralellik arz eden fikrin bugün hayata geçiriliyor olduğuna işaret ediyor.

Bunca komando nereden bulunacak?
İşsizliğin dünya çapında giderek büyüyen bir sorun haline gelmiş olması, profesyonel orduları oluşturacak askerlerin bulunmasına büyük kolaylık sağlıyor. Bu durum, dünya ekonomik kriziyle birlikte çok daha belirgin bir hal almış bulunuyor.

Geçtiğimiz hafta ABD Savunma Bakanlığı, ordunun bütün alanlarına ihtiyaç duyulandan çok daha fazla başvuru yapıldığını açıklamıştı. Yapılan araştırmalar, başta inşaat sektörü olmak üzere ağır işlerde çalışan ve kriz nedeniyle işsiz kalan çok sayıda kişinin ABD ordusuna baş vurduğunu gösteriyor.

İnsanların ABD'dekinden çok daha ağır bir işsizlik baskısı altında olduğu Türkiye'de de benzer bir sürecin işleyebileceği düşünülüyor. Pek çok açıdan farklı bir örnek olsa da, son on yıl içerisinde ülke çapında kurulan çok sayıda güvenlik şirketinin eleman bulma sıkıntısı yaşamamış olması, profes düşünüldüğünde, profesyonel ordu için de komando bulunmasının çok zor olmayacağını açık.

Öte yandan, profesyonel orduya iş başvurusu yapacak olanların da, özel güvenlik şirketlerine baş vuranların çoğunluğu gibi milliyetçi düşünce taşıyor olması, dolayısıyla TSK'nın sınırötesi misyonlarına da, alacağı maaşın ötesinde bir sahiplenmeyle bakması bekleniyor.