Hastasıyız çalışmanın!

Krizden canı yanan şirketler için en büyük maliyet, işçilerin devamsızlığıymış. Kanser ve stres işe gitmeme bahanesiymiş. Ama Türkler bu konuda da sadık çıkmış. Hastayken bile çalışıyormuşuz!

soL (HABER MERKEZİ) Özellikle kriz gündeminde onlara daha çok ihtiyaç duyuluyor. Patronların acı reçetelerini süslemek için var gücüyle çalışan insan kaynakları bölümleri, gün geçmiyor ki bir rapor ya da anketle bize "kriz edebiyatı" yapmasın. Bu işi en güzel şekilde icra edenlerden biri olan Mercer danışmanlık firması, 2008 Pan European - Health and Benefit (Avrupa Sağlık ve Yan Haklar) raporunu yayınladı. Geçtiğimiz yılın çalışma yaşamını değerlendiren raporda, Avrupa'da işe devamsızlık oranlarının yükseldiği, şirketlerin bu konudaki politikalarının da çok verimli işlemediği belirtiliyor. Rapora göre, kanserden eklem rahatsızlıklarına ve strese kadar birçok hastalık, işçilerin devamsızlığına, dolayısıyla şirketlerin gelir kaybına neden oluyor.

Mercer'in 24 Avrupa ülkesinde 821 şirketle yaptığı bu araştırmaya göre işe en fazla devamsızlığı Bulgarlar yapıyor. Bulgaristan'ı Portekiz, Norveç ve Çek Cumhuriyeti takip ediyor. Türkiye 4,6 gün ortalamasıyla Avrupa'nın en az devamsızlık yapan ülkesi olurken, İngiltere ve İspanya Türkiye'yi yaklaşık bir günlük farkla takip ediyor (ABD'nin devamsızlık ortalaması 5,1 gün).

Çalışmanın hastasıyız
Mercer Türkiye Genel Müdürü Sibel Yücesan, Avrupa ortalamasının kişi başı 7,4 gün olduğu tabloda, Türkiye'nin 4,6 gün devamsızlıkla "en başarılı" ülke olmasını, çalışanların çetin rekabet koşullarıyla mücadele etmelerine ve özellikle kriz ortamında iş kaybetme endişesine bağlıyor. Yücesan, Türkiye'de hastalığın raporlanması prosedürünün de çok zorlu olduğunu, bu nedenle çalışanların hastayken bile işe gitmeyi tercih ettiklerini söylüyor. Buraya kadar doğru bir değerlendirme gibi görünse de Yücesan'ın esnek çalışma saatlerine ilişkin sözleri, patronların neden insan kaynaklarına ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

Yücesan, Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye'de çalışma saatleriyle ilgili esnek uygulamalara çok daha az rastlandığını söylüyor. İşleyişle ilgili farklılıkların yanı sıra Avrupa'da artan stres ve ruhsal hastalıklar karşısında Türk toplumunun aile yapısı ve sosyal ortamının direnci arttırdığının da altını çiziyor. Yücesan'a göre, Türkiye'de aile yapısı ve sosyal ortam işçileri daha dayanıklı kılıyor. Bu da daha az hastalanmalarına neden oluyor.

Oysa Türkiye'de son uygulamalarla sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarında devlet desteğini tamamen kaybeden işçiler, harcamalarını karşılayamadıkları için doktora gidemiyor, hastayken çalışmak zorunda kalıyorlar. Türkiye'de devlet kurumu tarafından belgelenmeyen hastalık izni yasal sayılmadığından, hiçbir işçi fiziksel durumunu delil göstererek izin kullanamıyor. En belirgin koşullarda bile hastalık nedeniyle işe gitmemek, patron tarafından işten atmanın bahanesi olarak görülüyor.

Çürükleri ayıklayın
Mercer'in raporu birçok detayı içeriyor. Araştırmaya katılan şirketlerin çoğunluğu devamsızlık günlerinin kaydını tutuyor ancak bunun kendilerine yarattığı maliyetin farkında değil. Bu durumu devamsızlıkların kaydının gerektiği şekilde tutulmamasına bağlayan Sibel Yücesan, "Türkiye'de olduğu gibi Avrupa'da da sağlık harcamaları yükseliyor. Geçmiş araştırmalarımızdan çok iyi biliyoruz ki sağlıkla ilgili verilen yan haklar çalışanlar tarafından son derece önemli olarak algılanıyor. Maliyet yönetiminin son derece önemli olduğu günümüz koşullarında şirketlere önerimiz sağlık harcamalarına neden olan unsurları iyi analiz etmeleridir. Devamsızlığın ve sebeplerinin kayıt altında tutulması, analiz edilmesi ve bu doğrultuda alınacak önlemler verimliliği artırmak adına önemli bir fark yaratacaktır" diyor.

Türkiye'de sosyal güvenliğin bugünkü içeriği işçiyi tamamen açıkta bırakıyor. Sağlıksız çalışma koşulları işçileri giderek daha fazla hasta ederken, bağlı bulundukları sosyal güvenlik kuruluşunun desteğiyle iyileşmek de giderek hayal olmaya başlıyor. Bu durumda, Yücesan'ın reçetesi çok açık olmasa da Türkiyeli patronların, özel sağlık sigortası hakkının kaldırılması ve sıkça hastalanan işçilerin işten çıkarılması sonucuna varmaları olası görünüyor.

Kanser arttı stres diz boyu
Araştırmaya katılan şirketler, devamsızlıkların sebebini yüzde 78 oranında eklem ağrıları ve buna bağlıklı fiziksel rahatsızlıklar, yüzde 52 oranında stres ve ruhsal hastalıklar ve yüzde 20 oranında kanser olarak sıralıyorlar. Yüzde 55 kanser oranıyla Fransa, Avrupa ülkeleri arasında ortalamanın üzerine çıkıyor. Stres ve ruhsal hastalıklarda en çok Hollanda, İngiltere ve İskandinavya yarımadası ülkelerinde devamsızlık görülüyor.

Rapora göre, katılımcı şirketlerin ortalama yüzde 19'u devamsızlıklarda artış, yüzde 68'i önemli bir değişiklik olmadığı ve yüzde 12'si de azalma olduğunu söylüyor. Ülkeler bazında Romanya yüzde 40, Polonya yüzde 33, İspanya ve Fransa da yüzde 31'lik oranda işe devamsızlıkta artış olduğunu belirtiyor.

Devamsızlıkların yüzde 58'i beş ya da daha az günden oluşuyor. 2006 yılında yapılan aynı araştırmada on gün ve üzeri devamsızlık ortalama yüzde 12 iken, 2008 sonuçlarında uzun süreli devamsızlığın yüzde 15'e ulaştığı gözleniyor. Raporda ayrıca, büyük ölçekli firmaların küçük ölçekli firmalara göre daha uzun süreli devamsızlıklarla gündeme geldiği belirtiliyor.