“Davaya seyirci olmayacağız”

Ergenekon Davası’nın dünkü 79. duruşmasına bir grup sanatçı da izleyici olarak katıldı. Sanatçılar Silivri’de “taraf olmak gerektiği, seyirci olmayacakları" yönünde açıklamalarda bulundular. Diğer yandan TÜSİAD da son dalganın kendi üyelerine "dokunmasından" duyduğu rahatsızlığı ifade etti.

soL (HABER MERKEZİ) Ergenekon davasında dün 79. duruşma yapıldı. Kendilerinin 400'e yakın sanatçının temsilcisi olduklarını belirten ressam İbrahim Balaban, Levent Kırca, ressam Muzaffer Akyol, şair Hüseyin Aydar'ın da bulunduğu 35 sanatçı dünkü duruşmayı izlemek için Silivri Cezaevi yerleşkesine geldiler.

Burada basına açıklama yapan sanatçılardan İbrahim Balaban seyirci olmadıklarını belirterek davanın yakın zamanda Türkiye'ye yakışan bir şekilde sona ermesini istediklerini söyledi. Levent Kırca da yaptığı açıklamada Türkiye'de artık, hangi tarafta olunduğunu belli etmek gerektiğini, Ergenekon davasını bundan sonra da takip etmeye devam edeceğini ifade etti. Eleştirmen Hayati Asılyazıcı da demokrasilerde halkın desteği olmadan hiçbir engelin aşılamayacağına dikkat çekerek "Avrupa ve Amerika bu operasyona sessiz kaldı. Burada ne yapılacaksa Türk ulusunun desteğiyle sanatçıların, aydınların desteğiyle bunu aşacağız" diye konuştu.

Tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin de duruşma sırasında söz alarak sanatçıların desteği ile ilgili olarak "Bugün gerçek aydınlarımız burada. 'Onlar, bunlar' diye bizleri ayırmadılar. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bu dava ne Veli Küçük, ne Perinçek, ne de Muzaffer Tekin davasıdır. Biz, amaç değil araçtık. Bu dava Türkiye Cumhuriyeti'nin rejiminin değiştirilme operasyonudur. Gerçek aydınlarımız burada. Bunu anladıkları için buradalar. Onlara tüm sanıklar adına teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı.

İlginç Benzetme
Duruşmada tutuklu sanıklardan avukat Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın savunma konuşmasında Ergenekon Davası'nı II. Dünya Savaşı'nın sonunda Türkiye'de milliyetçilerin yargılandığı "Turancılık davası"na benzetti ve "1944 yılına kadar tüm vatandaşlar için bir ödev olan ve devletin felsefesini oluşturan milliyetçilik sadece bir hak seviyesine düşmüş, isteğe bağlı inanılan bir şeye dönüşmüştür. Turancılık davası gibi, bu davadan sonra Atatürkçülük de sadece bir hak seviyesine düşecektir" diye konuştu.

Akalın savunmasında Obama'nın Türkiye ziyaretine de değinerek "Son olarak ABD Başkanı'nın ziyaretiyle bugün birtakım tutukluların üzerine basarak vurguladığı konuların gerçek olduğu ortaya çıkmıştır ve sonra Türkiye ile ilgili projenin 2. aşamasına geçilmiştir. Önce alan boşaltması yapılmıştır. Sayın Başkan'ın 'Kürt azınlık' ifadesi, Kemal Kerinçsiz dışarıda olsaydı dava konusu olmaz mıydı? Soykırım iddialarına karşı, ekümeniklik iddialarına karşı dava açan Kemal Kerinçsiz, bu alanı boş bırakır mıydı?"değerlendirmesini yaptı.

TÜSİAD da takipteymiş
Dün Ergenekon davasının "usulüne" ilişkin bir açıklama da Doğan Holding'in işin içine dahil edilmesi ile konuya ilgisinin arttığı gözlemlenen TÜSAİD'dan geldi. TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, Mardin Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen TÜRKONFED Başkanlar Konseyi'nde yaptığı konuşmada Ergenekon soruşturmasının son dönemde TÜSAİD üyelerine de "dokunmasından" duydukları rahatsızlığı ifade ederek "Son dalga kapsamında, başta kız öğrencilerimiz olmak üzere ekonomik olanakları kısıtlı gençlerimizin eğitimi için gönüllü olarak çok kutsal bir görev yapan sivil toplum örgütlerimizin mağdur edilmesi, üzücü ve kaygı vericidir. Ayrıca bu süreçte, bu dernek ve vakıflara destek veren, aralarında çok sayıda TÜSİAD üyesinin de bulunduğu bağışçılar rencide olmuştur" diye konuştu.

Yalçındağ konuşmasında davanın giderek, soruşturma ve yürütülme yöntemlerine ilişkin toplumda ciddi kaygılar oluşmaya başladığına ve usul kanunlarının verdiği yetkilerin en ağır şekilde kullanılması veya bu kuralların hiçe sayılmasının, bireylerin adil yargılanma hakkını ve kişilik haklarını ihlal etmek anlamına geldiğine de dikkat çekti.

ABD de endişelenmiş
Diğer yandan dün ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Robert Wood tarafından yapılan açıklamada da son gözaltılar konusunda duyulan "endişe" ifade edildi. Wood gözaltılar hakkında ayrıntılı bilgisi olmadığını ancak bireysel hakların ihlalinden duydukları endişeyi daha önceleri de ilettiklerini belirtti.

ADD'den suç duyurusu
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) de 17 Nisan'da Ergenekon davası iddianamesini hazırlayanlar hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda Ergenekon'un birinci ve ikinci iddianamesinde de "Atatürk'ün dahi Ergenekon tarikatvari yapısı içerisinde olduğu" şeklinde ifadelerin yer aldığı belirtilerek "Terör örgütü kurgusu içinde ulu önder Atatürk'ün gösterilmesi dayanılacak değil, Atatürk'e hakaret suçu yönünden işlem yapılacak bir bulgudur. Atatürk'ün 'terörist' olarak nitelenmesi sonucunu doğuracak iş ve işlemler asla kabul edilemez" denildi.