'Sahne Röportajları'nın ilk konuğu Tülin Tankut: Politik mücadele zayıflarsa edebiyat da darbe alır

NHKM Edebiyat Topluluğu’nun düzenlediği Sahne Röportajları etkinliğinin ilki geçtiğimiz pazar gerçekleştirildi. Yazar Tülin Tankut Yazılama Yayınevi’nden çıkan romanı "Yalnız Bir Kadının Denge Arayışları" üzerine yöneltilen soruları yanıtladı.

Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Edebiyat Topluluğu'nca ilki düzenlenen "Sahne Röportajları" etkinliğinin konuğu "Yalnız Bir Kadının Denge Arayışları" romanının yazarı Tülin Tankut oldu. 

Otuz yıl önce yazdığı romanı şimdi yayınlatma kararı üzerine sorulan soruyu yanıtlayan Tankut, romanı dönemin toplumsal yapısının hayal gücünü tetiklediği için yazdığını, günümüzde de benzer sorunların artarak yaşandığını belirtti.

Yazıldığı dönemle günümüzdeki edebiyat ortamını kıyaslayan yazar şunları aktardı:  

“1961 anayasasının getirdiği görece özgürlük ortamında kültür ve sanatta önemli gelişmeler kaydedildi. Marksist kültür, kitlelere ulaştı. Etkisini edebiyat alanında da duyurdu. Kentlerde olduğu gibi  kırsal kesim de kendi aydınını, yazarını yetiştirdi. Yalnızca işçi ve emekçi kesimlerin değil, tüm sömürü ve baskı altında olan kesimlerin sesi yansıyordu edebiyata. Toplumcu dünya görüşü geniş kitlelerce sahiplenildiğinden, işçi sınıfının ittifak içinde olduğu üniversite, meslek odaları, siyasi partiler ve benzeri kesimlerin de katkılarıyla, dergiler, anma geceleri, panel gibi kültür sanat etkinlikleri yaygınlaşıyordu. Bu verimli ortamda edebiyatın ve onun tamamlayıcı ögesi edebiyat eleştirisinin saygınlığı artıyordu. Eleştirmen hem yazar hem de okur için yol gösterici konumundaydı. Örneğin yazar, gelişigüzel yazamıyordu. Okur da etkin bir okumayı gerçekleştirebiliyordu.”

Askeri darbelerin edebiyata getirdiği kısıtlamalara da değinen yazar, postmodernizmin edebiyat üzerindeki etkilerini eleştirdi. Postmodernizmi “öznel deneyimlerin dışındaki gerçeklik alanını göz ardı eder, dolayısıyla nesnel bilginin olanaksızlıklığını öne sürer” şeklinde yorumlayan yazar, yapısı gereği apolitik olduğu için (Anything goes! Her şey mübah!) postmodernizmin karşıtlarınca muhalif zihnin karanlığa gömülmesine yol  açacağı iddialarını dillendirdi.

"POLİTİK MÜCADELE ZAYIFLARSA EDEBİYAT VE SANAT DA DARBE ALIR"

İki tehlikeye dikkat çeken Tankut, şunları söyledi:

"Birincisi popüler kitabın, popüler olmayanın alanını daraltması. İkincisi ise okurun yazınsal, estetiksel algısının köreliyor olması. Ancak tarih bize, yüzyıllardır sömürü ve baskıya karşı sürdürülen mücadeleler sırasında oluşmuş kültürel ve sanatsal birikimin asla yok edilemeyeceğini gösteriyor. Toplumumuzda eşitsizliklere, dogmalara karşı verilen politik mücadele zayıflarsa, bu edebiyata ve sanata da darbe vuracaktır."

Tankut romanını, gelecek kuşaklara bir tanıklık bırakma anlamında değerlendirdiğini belirterek, "Romanda kadını, özgürlüğünden alıkoyan nedenleri ele almaya çalıştım. Amacım farklı kadınlıklar üzerinden kadınların ortak ezilmişliğine dikkat çekmekti" dedi.

Kadının evdeki “görünmez emeği”ne dikkat çeken yazar, romanın baş kişisi Zeynep için, “onun değişimi, dönüşümü bir başarı hikayesi olarak da okunabilir” yorumunu yaptı.

EYLÜL'DE REYHAN YILDIRIM KONUK OLACAK

Sahne Röportajları Eylül ayında yazar Reyhan Yıldırım’ın "Boynumda Bir Dize İnci" adlı kitabıyla devam edecek.