Francosever Nobelli yazar öldü!

Sovyetler Birliği'nin muhalif yazarı Aleksandr Soljenitsin, kalp yetmezliğinden öldü. Soljenitsin, sosyalizme karşı mücadelesi ile tanınmıştı.

soL (HABER MERKEZİ) Soğuk savaş yıllarında kitapları "en iyi satanlar" listesinden inmeyen, 1970 yılında "Gulag Takımadaları" romanıyla Nobel Edebiyat Ödülü alan, ancak günümüzde okuyucu bulamayan Aleksandr Soljenitsin, Kuzey Kafkasya'da 1918 yılında doğdu. Kızıl Ordu'da 1939-1945 yılları arasında görev de yapan yazar, 1942 yılında yüzbaşı rütbesiyle İkinci Dünya Savaşı'nda yer aldı. Bu sırada yazdığı mektuplarda, Sovyet yönetimini Almanlar'la işbirliği yapmadığı için suçlayan Soljenitsin'e göre, 20 milyon Sovyet yurttaşının hayatını yitirmesinde, Hitler'den çok Stalin suçluydu. Bu iddiaları nedeniyle 8 yıl çalışma kampı cezası aldı.

Savaş bittikten sonra Moskova yakınlarındaki bir hapishaneye konulan Soljenitsin, 1950'de Kazakistan'da bulunan Ekibastus'ta siyasal tutuklular için düzenlenmiş özel bir kampa gönderildi ve üç yıl burada kaldı. Sovyetler Birliği'nin itibarını zedelemeye çalışmak suçuyla verilen cezasını Kazakistan'da öğretmenlik yaparak geçiren Soljenitsin, burada kansere yakalandı ve Taşkent'te tedavi gördü. 1954 yılında dönemin Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Nikita Hruşçov'un Stalin'in itibarını sarsmak için başlattığı kampanya çerçevesinde hakları geri verildi ve de-stalinizasyon kampanyasının önemli figürlerinden oldu.

Kendisine çalışma izni verilmesinin ardından "İvan Denisoviç'in Yaşamında Bir Gün" adlı eseriyle Hruşçov'un takdirini kazandı ve hiçbir dönem yıldızının barışmadığı İlya Ehrenburg, Mihail Şolohov gibi yazarların içinde bulunduğu Sovyet Yazarlar Birliği'ne alındı. Ancak "Matryonin dvor" ve "Dlya polzı dela" isimli kitaplarıyla sosyalizme yönelik eleştirisi nedeniyle, anti-stalinistlerin bile sahiplenmekte zorlanacağı eserlere imza atınca, "sosyalizm karşıtı" ilan edildi ve 1966'da yurtdışına çıkma yasağı kondu. Bu sırada Soljenitsin, Stalin'in İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlar'la işbirliği yaptığını iddia eden kapitalist blokta, "özgürlük savaşçısı" ilan edildi.

Kendisine 1970 yılında "Gulag Takımadaları" adlı kitabı nedeniyle Nobel Ödülü verildi ve eserleri kapitalist ülkelerde yüzbinlerce sattı. Anti-Sovyetik kampanyanın baş ucu kitabı olan "Gulag Takımadaları"nda, Soljenitsin, Sovyet ceza sistemini ve toplama kamplarını anlatıyordu. Aynı dönemde milyonlarca insanın toplama kamplarına yollandığını ya da infaz edildiğini söylemeye başladı. Bu nedenle 1974 yılında Sovyet vatandaşlığı iptal edilen Soljenitsin, ABD'ye iltica etti. Bugün hâlâ kullanılan toplama kampları ve politik suçluların infazı iddialarını yaratan Soljenitsin'e göre, "sosyalizm 110 milyon Rus'un canına mal olmuştu". Hükümlü sayısına gelince, ona göre 1953'te çalışma kamplarında 25 milyon kişi bulunuyordu.

Oysa ki, sosyalizmin çözülüşünün ardından SBKP ve Sovyetler Birliği arşivlerine delil bulmak için dadanan tarihçilere göre, 1939'da, kamp, hapishane ve kolonilerde, toplam 2 milyon hükümlü bulunuyordu. Soljenitsin'in söylediği gibi 25 milyon değil, 454.000 siyasi hükümlü vardı. 1937-1939 arasında çalışma kamplarında ölenlerin sayısı 3 milyon değil 160.000'di. 1950'de çalışma kamplarında 12 milyon değil 578.000 siyasi hükümlü vardı. Bunların büyük bölümü savaş yıllarında Almanlarla işbirliği yapan vatan hainleriydi.

Yıldızı ABD'de parladı
ABD'de, Soljenitsin sık sık önemli konferanslara katıldı. Örneğin, 1975'te AFL-CIO sendikası kongresinin en önemli konuşmacısıydı. 15 Temmuz 1975'te, Amerikan Senatosu'na dünyanın durumuyla ilgili bir sunum yapmaya bile çağırıldı. Konuşmaları, "özgürlük savaşçısı" Avrupalı dostlarını bile güç durumda bıraktı. Vietnam'a ABD müdahalesini destekleyen Soljenitsin, ABD'nin Vietnam'dan çekilmesinin ardından, Amerikalı esirlerin Vietnam'da Sovyetler Birliği'nin kendi insanlarına yaptığı gibi köleleştirildiğini iddia etti ve bu nedenle ikinci bir müdahale çağrısında bulundu. Portekiz'de kırk yıllık faşizmin ardından ordunun solcu subayları 1974'te bir halkçı devrim sonucunda iktidarı aldığında, Soljenitsin, Portekiz'e Amerikan'ın askeri müdahalesi için çağrı yaptı. Yazara göre, eğer ABD müdahale etmezse, bu ülke Varşova Paktı'na katılacaktı! Soljenitsin, Portekiz'in Afrika kolonilerinin bağımsızlıklarının tanınmasına da hep karşı çıktı. İddiaları, Sovyetler Birliği'nde idam edilen milyonlardan Kuzey Vietnam'da tutsak edilen ve köleleştirilen onbinlerce Amerikalı'ya kadar varıyordu! Soljenitsin'in Kuzey Vietnam'da Amerikalılar'ın zorunlu çalışmaya tabi tutulduğu yolundaki fikirleri, Rambo filmlerine ilham kaynağı oldu. "Tank ve uçak bakımından ABD'den beş ya da yedi kat üstün" olduğunu iddia ettiği Sovyetler Birliği'yle baş edebilmek için silahlanmanın hızlandırılması propagandası yaptı. Hatta Sovyetler Birliği'nin elinde ABD'dekinin iki, üç hatta beş katı kadar atom bombası olduğunu savundu. ABD'de yaşadığı dönem boyunca Sovyet-ABD barışı üzerine yazan entellektüelleri Sovyet ajanlığı yapmak, Soğuk Savaş'ta ABD'nin gücünü frenleyerek SSCB'nin zaferi için çalışmakla suçladı.

Franco'yu desteklemişti
Yazar Soljenitsin'in "özgürlük savaşçısı" kimliğinin yanında, Franco yandaşlığı da vardır. Franco'nun 1975'te ölümüyle, faşist İspanyol rejimi, politik yapı üzerinde hâkimiyetini kaybetmeye başladı. 1976 başında da İspanya'da yaşanan olaylar dünya kamuoyunun ilgisini çekmeye başladı. Demokrasi ve özgürlük için grevler ve gösteriler oluyordu. Franco'nun ardılı Kral Juan Carlo,s toplumsal kaynaşmayı yatıştırabilmek için ülkeyi yavaş yavaş liberalleştirmek zorunda kaldı.

İspanyol politik tarihinin bu en önemli anında, Aleksandr Soljenitsin, Madrid'de ortaya çıktı ve 20 Mart cumartesi akşamı en çok televizyon izlenen saatte Directissimo adlı televizyon programında konuştu. Amacı kralın liberalleştirme uygulamalarını desteklemek değil, aksine demokratik reformlara karşı çıkmaktı. Televizyondaki röportajında, 110 milyon Rus'un sosyalizm yüzünden öldüğünü ilan etti ve "Sovyet halkının köleliğiyle İspanyollar'ın özgürlüğünü" karşılaştırdı. "İlerici çevreleri", İspanya'da diktatörlükten başka bir şey görmeyen "ütopyacıları" da suçladı. "İlerici" derken demokratik muhalefette yer alan herkesi kastediyordu liberal, sosyal-demokrat ya da komünist fark etmeksizin. "Geçen sonbahar" diyordu Soljenitsin "dünya kamuoyu İspanyol teröristlerin" (Franco rejiminin idama mahkûm ettiği İspanyol anti-faşistler) "geleceğinden kaygılandı. İlerici kamuoyu her zaman, bir yandan terörist eylemlere destek verirken diğer yandan politik reformlar talep ediyor... Hızlı bir demokratik reform isteyenler, yarın ya da yarından sonra ne olacağını biliyorlar mı? İspanya yarın demokrasiyle tanışabilir ama yarından sonra demokrasinin totalitarizme dönüşmesini kim engelleyecek?" Gazeteciler bunun özgürlük karşıtı bir rejimi desteklediği anlamına gelip gelmediğini sorduklarında, Soljenitsin şöyle yanıtladı: "Özgürlüğün olmadığı tek bir yer biliyorum o da Rusya'dır."

Sosyalizmin çözülüşünün ardından itibar görmedi
Sovyet ceza sistemi ve Sovyet insanının yaşamıyla ilgili dehşet tablolarının bir yaratıcısı olarak Batı'da uzun süre saygın bir "özgürlük savaşçısı" ve bir "edebiyat dehası" olarak göklere çıkarıldı. Soğuk Savaş'ın hemen ardından ise Soljenitsin itibardan düştü. 30 Mayıs 1998 tarihli İngiliz The Guardian gazetesi, yazarın "Rusya Çöküşte" adlı kitabının potansiyel 300 milyon okuyucunun bulunduğu Rusya'da sadece 5 bin sattığını bildiriyordu. Aynı dönemde, fiyatı Soljenitsin'in kitabının yaklaşık üç katı olan Boris Yeltsin'in korumasının anıları ise 1 milyon civarında satış yapmıştı.

1989 yılında Gorbaçov tarafından cezası kaldırılan ve vatandaşlık hakları iade edilen Soljenitsin, 1994 yılında ülkesine döndü. Özellikle Putin döneminde tekrar ön plana çıkmaya başladı. Bu kez Slavizm fikrinden hareket eden yazar, daha önce sosyalizmin yok etmeye çalıştığını iddia ettiği Kafkas halklarını "Batı dünyasının oyununa gelmekle" suçladı. Rusya'nın Çeçenistan savaşına destek veren Soljenitsin, önceleri sosyalizm karşıtı programı ile öne çıkan kapitalist Rusya'nın kurulmasının ardından, bu kez Rusya'nın ABD tarafından kuşatılması kapsamında faaliyet yürüten Radyo Liberty için "geçmişte işe yarıyordu ama artık Rusya'nın buna ihtiyacı kalmadı" diyerek, radyoyu ABD yandaşlığı ile suçladı. Rusya Federasyonu'ndaki halkları Slavizmin iflası için çaba sarf etmekle itham eden Soljenitsin'e, Rusya Devlet Başkanı Vladimr Putin, 2007 yılında "Devlet Ödülü" verdi.

Soljenitsin'in kitapları genel olarak hastaneleri ve hapishaneleri anlatır. Bu simgelerle toplumun üzerindeki baskıyı göstermeye çalışan yazar, devrimci idealleri kendi bakış açısından sorgular. Ona göre sert gerçeklikler sosyalizmin gelecek kurgusu ile çelişmektedir. Kahramanları tiranlığa karşı başkaldırır ve böylelikle bireysel özgürlüğe ulaşırlar. Alexandr Soljenitsin, ölmeden önce, Ekim Devrimi'nde Yahudilerin rolünü anlatan bir kitap üzerinde çalışmaktaydı.