ÖYP sistemine ilk kurban verildi: Bir asistan intihar etti

Akdeniz Üniversitesi'nde araştırma görevlisi Murat Elbay dün intihar ederek yaşamına son verdi. Elbay’ın ardından bıraktığı not ve Elbay ile aynı fakültede görev yapan Prof.Dr Ökçesiz’in paylaştığı yazı insanları kendilerine ve birbirlerine yabancılaştıran ÖYP sistemini tartışmaya açtı.

Akdeniz Üniversitesi'nde Araştırma Görevlisi 28 yaşındaki Murat Elbay, kendisini asarak yaşamına son verdi. ÖYP ile atanan Elbay intiharıyla ilgili bıraktığı notta “Hayattan zevk almıyorum. İşyerinde mutlu değilim” diye yazdı.

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olan ve Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile atanan Murat Elbay, dün Karşıyaka Mahallesi 769 Sokak'taki evinde kendisini asarak intihar etti. Oğullarının telefonlara yanıt vermemesi üzerine eve giden anne- baba, kapıyı açınca Elbay'ın cesediyle karşılaştı.

“İşyerinde mutlu değilim. Başarılı olduğumu düşünmüyorum”
DHA’nın haberine göre, olay yerinde inceleme yapan Kepez Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, Murat Elbay'ın asılı bulunduğu merdivenlere bırakılan not buldu. Notta Elbay'ın, 'Ölümümden kimse sorumlu değildir. En çok babamı üzeceğim için üzgünüm. Hayattan zevk almıyorum. İşyerinde de mutlu değilim. Başarılı olduğumu düşünmüyorum' diye yazdığı belirtildi.

Olay yerindeki incelemenin ardından Murat Elbay'ın cesedi, otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

ÖYP: “Asistan mutsuzluğu”
Öte yandan Murat Elbay ile aynı fakültede görev yapan Profesör Hayrettin Ökçesiz’in işinden memnun olmadığını belirterek yaşamına son veren Elbay’ın ardından yaptığı yorum olayın başka bir boyutunu gözler önüne serdi.

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Ökçesiz’in sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta yazdıkları ÖYP sisteminin asistanlar açısından yarattığı olumsuz sonuçları ve ağır yaptırımları ortaya çıkardı. ÖYP sistemini "insanları kendilerine ve birbirlerine yabancılaştıran ve bir uçuruma açılan kariyer merdiveni" olarak tanımlayan Ökçesiz, Elbay'ın intiharını ise çürümüş bir sosyal, siyasal, iktisadi hiyerarşiye acı bir isyan olarak yorumladı.

“Suçluluk duygusundan, üzülmeye yer yok içimizde” diyen Ökçesiz, paylaştığı yazısında şunları dile getirdi:

“Murat Elbay ÖYP’den çalışma arkadaşımızdı. Çalışkandı, efendiydi, duyarlıydı. “Asistan mutsuzluğu” belli ki onun da yakasına yapışmıştı. O kendini öldürdü. O mu kendini öldürdü? Bir insan niye kıyar canına?

Bilimsel çalışmalar sayar, döker, açıklar bunun nedenlerini. İstatistik olur, sayı olur, rakam olur, soluklaşır gider kitapların sayfalarında, gazete kağıtlarında. Bir katlin nedenini aslında bir ölen, bir de öldüren biliyordur, aynı hikayenin içinde bulunanlardan tam olarak… Bu durumda yalnızca Murat biliyordu, diyebilir miyiz?

Hayır, biz de biliyoruz. Biz de aynı hikayenin içindeyiz. Suçluluk duygusundan, üzülmeye yer yok içimizde.

Kampuse Onbeşbin kişilik stadyum, sekizbin kişilik cami yapılıyorken, en pahalIsından makam arabaları alınıyorken, onca israf, onca lüks, milletin onca parası har vurup harman savruluyorken, bu çocuklara yüzbinlerce liralık borç ve kefalet senetleri imzalatıp, bundan ancak ölüm ya da hastalık durumunda muaf tutulabilecekleri söyleniyorken, onurlusunu seçen bu genç adam bir merdivenden aşağıya bıraktı kendisini.

İnsanları kendilerine ve birbirlerine yabancılaştıran ve bir uçuruma açılan kariyer merdiveninden…

Bu, “yana sıçrama”, bu çarkta sağ kalanı duyarsız, duyunçsuz kılan ve keyfilik içerisinde çürümüş bir sosyal, siyasal, iktisadi hiyerarşiye acı bir isyandı.

Bir yolu daha vardı: Direnmek… Ona, anlaşılan mecali kalmamıştı!

Utanmaktan, kahrolmaya yer yok içimde, Sevgili Murat…”

(soL- Haber Merkezi)